Melisa Akkuş doğanın, canlıların korunması, insanların eşit olması için çalışan iklim adaleti aktivisti bir genç. Lise öğrencisi, 17 yaşında. “Hepimiz aynı fırtınanın ortasındayız, ama aynı gemide değiliz” sözünün iklim adaletini çok iyi tanımlayan bir söz olduğunu söylüyor. Hep yazıyoruz. Bizler iklim krizinin etkilerini önleyecek son kuşağız. Böyle giderse bizden sonra gelenler bizlerin kötü mirasını yaşamak zorunda kalacak. İklim adaletinin ele aldığı temel sorun da bu: İklim krizinin yaşanmasında en az sorumlu olanların, iklim krizinin sonuçlarından ilk ve en derinden etkilenenler veya etkilenecekler olması. Türkiye’de Küresel İklim Grevi’ni sahiplenen ve yaygınlaşması için çalışan aktivistlerden olan Melisa Akkuş’un neler yaptığını hem bizlere hem de gençlere örnek olması için yazmak istedim. Melisa ulusal ve uluslararası çocuk hakları için faaliyet gösteren ICHILD’da (Uluslararası Çocuk Hakları Elçileri Derneği) gönüllü. Derneğin Gençlik Danışma Kurulu projesi var. Burada gençler ‘Eşitsizliklerin Azaltılması’ için çalışıyor. Türkiye’deki küresel iklim grevlerini organize ediyorlar. Melisa aynı zamanda Bilim Virüsü sosyal girişiminde de yer alıyor. Melisa Akkuş’a Türkiye’de neler yapılmasını beklediklerini ve hangi noktalarda farkındalık yaratmayı önceliklerine aldıklarını soruyorum. Özetliyor:
- Paris Anlaşması onaylanmalı.
- Türkiye’de İklim Acil Durumu ilan edilmeli ve iklim aciliyeti ile yüzleşilmeli.
- Küresel ısınmanın 1.5 derece ve altında tutulması için uğraşılmalı ve yapılan çalışmaların hepsinde bilim dinlenmeli.
- Türkiye’de ekolojik yıkıma sebebiyet verecek projeler durdurulmalı.
- İklim krizinin, dezavantajlı grupları ciddi boyutta etkilemesi nedeniyle iklim adaleti ve sosyal adalet ile fırsat eşitliği sağlanmalı.
Şikayet eden, tüketen, umudunu kaybeden gençler var ama böyle geleceğine sahip çıkan, mücadele edenler de var. Umudumuz böyle gençlerde.
Çevreciler Kirazlı’da buluşuyor
Aralarında Melisa gibi gençlerin de olduğu aktivistler 7 Ağustos’ta Kaz Dağları Ekoloji Platformu organizasyonuyla “Kirazlı’yı Rehabilite Etmek İçin” Kirazlı Balaban Çeşmesi’nde buluşacak. Hatırlarsınız Alamos Gold şirketi Kirazlı’da büyük bir doğa katliamı yapmıştı. Çevreciler bölgeyi rehabilite ederek yaban hayata kazandırmaya çalışıyor.
Bu adımlar çocukları, gençleri deniz sporlarına yaklaştıracaktır.
3 bin çocuk yüzme öğrenecek
Bundan 3-4 yıl önce Antalya’da çocukların yüzde 70’inin yüzme bilmediğini okumuştum. Antalya Belediyesi şehirdeki havuzlarda yüzme bilmeyenler için kurslar açmıştı.
Hatırlarsınız, İstanbul’da yaşayıp da hiç denizi görmeyenler için belediyenin turları olurdu. İstanbul’da da yüzme bilmeyenlerle ilgili bir araştırma yapılsa Antalya’ya benzer bir oran çıkacaktır.
Bu yaz İzmir Büyükşehir Belediyesi yüzme bilmeyen çocuklar için bir proje hazırladı. Malum İzmir Körfezi yüzülecek durumda değil, ancak İzmir’de çok sayıda havuz var. Foça’dan Çeşme’ye, Karaburun’dan Urla’ya İzmir’in yakın çevresi yüzmek ve deniz sporlarını geliştirmek için çok uygun.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, öncelikle çocukların fırsat eşitliğine sahip olması için bu yaz “arka mahallelerde” yaşayan çocuklar için bir çalışma başlattı. Hatta Bornova Meriç Mahallesi’ndeki portatif havuzda çocuklarla yüzerek projeyi tanıttı.
Soyer “Havuzu bilmeyen, İzmir‘de yaşayıp da denizi görmemiş çok çocuğumuz var. Onları yüzme sporuyla da, havuzla da, denizle de buluşturacağız” diyor. 2 ayda 3 bin çocuk yüzme öğrenecek. Projenin hedefi ise çok güzel, „İzmir’de yaşayıp da deniz görmeyen ve yüzme bilmeyen çocuk kalmasın.”