Beykoz’da 9 Temmuz Salı günü otomobille motosikletin çarpıştığı bir trafik kazası yaşanmıştı. Otomobilin sürücüsünün Kızılay’ın eski başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık’ın olduğu kaza sonucu, motosikletin arkasında oturan 16 yaşındaki Batın Barlas Çeki hayatını kaybetmiş, motosiklet sürücüsü ve kaldırımdaki 2 yaya ise yaralanmıştı.Kazayla birlikte araçların park etmesini engellemek üzere kullanılan beton bariyerlerin yaralanma riskini arttırdığı tartışması da gündeme geldi. Zira otomobilin çarpmasıyla yere savrulan Çeki, başını kaldırımdaki beton bariyere çarpma sonucu hayatını kaybetmişti.Bu, beton bariyerlerin ölüme sebebiyet verdiği ilk kaza değil maalesef. Yol güvenlik uzmanı Mert İntepe, bu bariyerlerin üzerinin yumuşak bir dokuyla kaplanabileceğini söylüyor.Kaldırımlar neden beton bariyerlerle dolu? Aslında esas sorun park etme konusu. Kaldırımlara, duraklara, hatta yaya geçidine park eden çok sayıda sürücü var. Bunun sebebi ise caydırıcı bir ceza sistemimizin olmaması. Türkiye’de izinsiz yerlere park etmenin cezası 690 TL. Oysa, Avrupa’da cezalar 100-150 euro arasında değişiyor. Böyle olunca, Türkiye’de belediyeler kaldırımlara park edilmesini önlemek için bu beton bariyerlere mecbur kalıyorlar.Bariyerlerin plastik olması gerekmiyor mu? İlk konulan bariyerler plastikti. Fakat plastik, özellikle güneşte çok çabuk yıpranan, araçların rahatlıkla üstüne çıkabildiği bir malzeme olduğu için işe yaramadı. Araçlar yine yarım tekerlek koyup park etmeye devam ettiler. 2 şeritli yollar 1.5 şerite düştü.Önceden mantarlar vardı? SUV araçlar bu mantarları da kolaylıkla aştılar. Ayrıca, esnaf mal indirmek ya da lokantaya gelen müşteriye park yeri açmak gibi sebeplerle bu mantarları kaldırımdan söküp çıkarmayı başardı. Bunun üzerine, içi demir dolgulu, kırılması çok zor, yüksek beton bariyeler koydular. Böylelikle, diğer malzemeler gibi yenilemek zorunda kalmadıkları için tasarruf da ettiler.Karbon kullanılırsa daha az zarar verecektir Beton bariyerler kazalarda yaralanmaları arttırmıyor mu? Kazalarda ölüm ve yaralanmaların sebebi beton bariyerler diyemesek de, özellikle başa gelen darbelerle kazada yaralanma riskini tabii ki artırıyor. Geçen hafta Beykoz’daki kazada da sürücü yere savruldu ve kaldırımdaki beton bariyere kafasını çarpıp hayatını kaybetti. Arabaların çarpması sonucu, beton bariyerlerden kırılan parçaların savrularak kaldırımdaki yayalara isabet ettiği örnekler de var.Bunları önlemek için bir standart belirlendi mi? Hayır, bu bariyerlerin herhangi bir standardı bulunmuyor. Hangi kaldırımlara yerleştirileceğine belediyeler karar veriyor. Sorumluluk karayollarına ait değil. Beton bariyerlerin üstü yumuşak bir dokuyla kaplanabilir. Ya da, bariyerler beton yerine daha az zarar verecek karbon maddesinden üretilebilir.“Katil bariyer” olarak bilinen çelik bariyerler yerine alternatifimiz yok mu? Karayollarına bu bariyerlerin konulmasının amacı kaza esnasında otomobilin yoldan fırlamasına ya da bir yayaya çarpmasına engel olmak. Diğer ülkelerde de aynı uygulama var. Öte yandan, çelik bariyerdeki sorun, motosikletlilerin düştüklerinde kayarak bu bariyerin altına girmeleri ve giyotin etkisiyle vücutlarının kesilmesi. Şu an en mantıklı çözüm, bariyerlerin altını plastik bir malzemeyle kapatıp, sürücülerin içine kaymasını engellemek. Almanya ve İsviçre’de ise, tek tük güzergahlarda bu bariyerlerin malzemesi değiştirildi. Plastik ya da karbon alaşımlı bir malzeme kullandılar. Tabii gerek malzemesi gerek işçiliği çok daha pahalıya mal olan bir uygulama. Türkiye bunun altındankalkamaz. Nitekim, otoyolda 1 km’lik çelik bariyerin ortalama maliyeti 70 bin dolar. Karbon kullanılarak yapılsaydı en az 5 kat fazla maliyeti olurdu.