Çocukluk yaşarken zor anlatırken eğlenceli

Kitaplarını çocuklar kadar yetişkinlerin de sevdiği, 2021 Sait Faik Ödülü’nün sahibi nam-ı diğer ‘oyuncu anne’ Şermin Yaşar, “çocuklar için yazmak görkemli bir meyve ağacının dallarından, belki de en üst dallarından meyveler toplamak gibi” diyor

Çok geniş bir okur kitleniz var. Instagram’daki takipçi sayınız 1.4 milyon, kitap satışlarınız yüz binleri aşıyor. Günümüzün tablete yapışık yaşayan çocukları kaleminize bayılıyor. Onları size böyle bağlayan sizce ne?  Çocukların en çok zorlandığı durumlardan biri anlaşılmamak ve en çok ihtiyaç duydukları şeylerden biri de anlaşılmak. Sanıyorum kitaplarda kendilerini buluyorlar ve anlaşıldıklarını hissediyorlar. Okurların sıklıkla söylediği cümle: “Okurken, aynı ben, dedim.” Kitaplarımı, dolayısıyla beni kendilerine yakın hissettiklerini bilmek benim için de çok özel bir duygu. Bir formülü var mı? Kendi çocukluğunu hatırlamak, diyebilirim. Ben de bir zamanlar on yaşındaydım ve kimse beni anlamıyordu. Bugün yazarken tekrar on yaşındaki halime dönüyorum ve aslında kendi kendimi tane tane dinliyorum.  Son çocuk kitabınız Babaannem Geri Döndü çocukluklarını unutan ebeveynlere ders niteliğinde, çılgın bir hikâye. Üç çocuğunuz var, sizin ebeveynlerinizle ilişkiniz nasıldı, şimdi anne olarak çocuklarla nasıl?  Çocukluk yaşanırken zor, anlatırken çok eğlenceli bir süreçtir. Bugün ebeveynler ebeveynliğin çok zor olduğunu söylüyor. Dilimizde hep bir “anne baba olmak çok zor” cümlesi... Bununla birlikte bakış açımız da “hayat çocuklara güzel, valla çocuk olmak var” gibi bir anlayış üzerine kurulu. Öncelikle elbette ki hayat çocuklara güzel olacak. Tamam, ebeveynlik zor olabilir ama çocukluk da öyle çok kolay bir şey değil. Anlaşılmamak, kendini anlatamamak, hata yapa yapa öğreniyor olmak, yetişkinlerle baş etmeye çalışarak büyümek de öyle pek kolay olmasa gerek. Benim çocukluğum da kolay değildi. Kolay olsa her gün bir bahaneyle oturup ağlamazdım. Ama şimdi anlatırken, yazarken, kendi çocuklarıma çocukluk anılarımı anlatırken çok gülüyoruz. Aynı anda içimden konuşan çocuk Şermin, “Çok mu komik?” diye soruyor. Çünkü onun olduğu yerde durum öyle değil. Babaannem Geri Döndü tam da aslında böyle bir hikâye. Çocukluğun değerini hem çocuklara, hem anne babalara güldüren bir öyküyle anlatıyor. Çocuk kitaplarının ardından yetişkin kitaplarınız geldi, onlar da çok sevildi, hatta son kitabınız Deli Tarla bu sene Sait Faik Öykü Ödülü’yle taçlandı. Çocuklar ve yetişkinler için yazmanın nasıl farkları var? Farklı mı işliyor süreçler? Ben bunu biraz şuna benzetiyorum: Çocuklar için yazmak görkemli bir meyve ağacının dallarından, belki de en üst dallarından lezzetli meyveler toplamak gibi. Ellerinde, üstünde başında meyve ve yeşil yaprak lekeleri, kuş sesleri ve çiçek kokusu kalıyor öykünün sonunda. Yetişkinler için yazarken koca bir kütüğü yontar gibi oluyorsun. Öyle zor kopuyor ağaç parçaları. Öykünün sonunda ellerinde, üstünde başında kıymıklar, ıslak ağaç lekesi ve yosun kokusu kalıyor. İşin garibi ağaç aynı ağaç… Yani hayat.  Babaannem Geri Döndü / Şermin Yaşar / Resimleyen: Ezgi Keleş / Taze Kitap / Çocuk Öykü / 160 Sayfa Deli Tarla / Şermin Yaşar / Doğan Kitap / Öykü / 192 Sayfa 
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız