Dervişoğlu: 22 yıllık iktidarınızda her şey oldunuz ama bir tek Türk olamadınız
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, hükümetin Ruanda ile yaptığı anlaşmayı gündeme getirdi ve bu anlaşmanın yeni bir göç dalgası endişesi yarattığını söyledi. Hükümeti eleştiren Dervişoğlu, "22 yıllık iktidarınızda her şey oldunuz ama bir tek Türk olamadınız. Artık Türk olun Türk" dedi
TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Ruanda ile yapılan anlaşmayı eleştirdi. İngiltere'nin ülkesinde yakaladığı kaçak göçmenleri Ruanda'ya göndereceğinin açıklandığı günlerde Ruanda ile anlaşma yapılmasının, yeni bir göç dalgası endişesi yarattığını ifade eden Dervişoğlu şöyle konuştu:
- En tepede tek adam, altında ise onlarca, yüzlerce küçük adamcıklarla gece vakti yayınlanan Resmi Gazete ile yeni tek adamcıklar tedavüle girerken, affedilerek oyundan çıkarılanlar, ATM kartlarını kullanabilmeleri için büyükelçi ünvanı ile tatile atanıyorlar.
- Devletin içinde örgütlerin, sokaklarda çetelerin, medyada trollerin, piyasada baronların başrol olduğu bu oyunda biz asla ve kat'a yevmiyeli figüran olmayacağız.
"Türkiye’yi hiçbir yere götüremezsiniz"
- Milletimizle birlikte bu oyunu da Allah’ın izniyle onların başlarına yıkacağız. Artık çoktan devrilmiş bu davanızı kaldıramaz, kararmış ampülünüzü tamir edemez, o çürümüş geminizinin hurdasıyla da Türkiye’yi hiçbir yere götüremezsiniz. Bundan emin olunuz. İYİ Parti var ve o geminin artık hükmünü yitirdiğini dünyaya ilan ediyor.
- İngiltere’nin ülkesindeki kaçak göçmenleri sorgusuz sualsiz Ruanda’ya göndereceğinin açıklandığı tarihte iktidar, Ruanda ile yapılan anlaşmayı Resmi Gazete'de yayınlayarak yürürlüğe koymuştur. Hükümetin her hareketi milletimiz nezdinde kapanmaz yaralar açtığı için milletimiz bu yaşanan durumun tesadüf olmadığı ve yeni bir göç dalgasının habercisi olduğu düşüncesine kapılmıştır.
- Her krizde olduğu gibi bu krizde de toplumda ortaya çıkan korkuyu giderecek, milletimizin endişelerini ortadan kaldıracak hükümet yetkilileri üç maymunu oynamışlardır.
- Konu rant ve para değil ki ortaya çıksınlar. Konu paylaşılacak makamlar değil ki ortaya çıksınlar. Konu dağıtılacak, peşkeş çekilecek kamu kaynakları değil ki ortaya çıksınlar. Tabii ki saklanacaklar. Konu ecdadın mirası olan bu topraklar, bu devletin varlığı ise en iyi bildikleri işi yapmışlar kör, sağır ve dilsiz kesilmişlerdir.
- Avrupa ülkelerinden aldığınız üç kuruş rüşvet fonuyla bu kara deliği kapatamazsınız. Bu konuda artık Türk milletinin verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Burası kimsenin hurda deposu değildir.
- Bu topraklar hiçbir devletin tampon bölgesi de değildir. Bu devlet milletini ikinci plana atarak birilerine peşkeş çekilebilecek bir devlet de değildir. 22 yıllık iktidarınızda herşey oldunuz ama bir tek Türk olamadınız. Artık Türk olun Türk.
Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanması
- Hakkari Belediye başkanı seçilen kişi, tam 10 yıldır yargılanıyor. Hem de terör suçundan. Kimse bu kişinin neden aday gösterildiğini tartışmıyor. Sanki bugünler düşünülmüş, planlanan vadede toplumsal bir kargaşaya vesile olacak şekilde beklemişler.
- Soruşturmayı açan savcı FETÖ'cü, başka bir mahkemede yargılanıyor. Dava sonlanmadıysa bu kayyımı neden atıyorsunuz da memleketi karıştırıyorsunuz? Üç gün sonra davanın karar duruşması var, verilen karar bakarak kararın icaplarını yerine getirerek bu meseleyi halledebilirsiniz. Yetkilerinizi o kadar kötüye kullanıyorsunuz ki, terör çemberinde cirit atanlar dahi sayenizde masumiyet karinesine yaslanabiliyorlar. Çünkü her zaman en başta yapmanız gerekeni hiçbir zaman yapmayıp en son yapılacak işi, en başta yapıyorsunuz. Terör suçluları belediye başkanı mı olsun, istiyorum? Elbette hayır.
- Ben hakkı, hukuku savunmak mecburiyetindeyim. Benim sözüm Hakkari dururken, Kandil’den aday atayanlara ve buna müsamaha gösterenleredir. Benim sözüm, devleti doğru yönetme iradesi sergileyemeyenlere, devleti haksız, teröristi haklı gösteren gafletin sorumlularınadır. Hukuku istismar edenlerle, demokrasiyi istismar edenler, bir ve aynı kimselerdir.
- Aynı zihin dünyasına sahip oldukları gibi aynı güç ve iktidar saplantısı içindeki kimselerdir. Milletmiş, iradeymiş, insan haklarıymış, demokrasiymiş, ikisinin de umurunda değildir. Bu anlamda AKP ile DEM parti birbirine en yakın iki partidir. Onları ayıran şey, günün koşullarında arızidir.
- Çünkü onları ayıran şeyler değil, birleştiren şeyler daha fazladır. İki partinin de derdi kendilerine örtü ve payanda yaptığı kavramlarla ulus devletle ve cumhuriyetle hesaplaşmaktır. Bu konuda en büyük ittifak, işte bu iki parti arasındadır."