Doç. Dr. Mıhlayanlar: Binalar su ve ısı etkisi göz önünde bulundurularak inşa edilmeli
Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esma Mıhlayanlar, deprem riski ve oluşabilecek hasarlara karşı bina tasarımlarında su ve ısı etkilerinin titizlikle ele alınması gerektiğini söyledi
Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esma Mıhlayanlar, Kahramanmaraş merkezli depremlerin 11 kenti etkilediğini, çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Türkiye'nin aktif fay hatları üzerinde yer alan bir deprem ülkesi olduğunu anımsatan Mıhlayanlar, "Bu depremler bize kent ve kentleri oluşturan binaların deprem güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi" dedi.
Mıhlayanlar, deprem güvenliğinin çok bileşenli ve birbiriyle etkileşimli, pek çok faktöre bağlı olarak değişen bir yapısı olduğunu vurguladı. Kent ve yapı tasarımıyla binaların üretim sürecinin çok disiplinli bir çalışma gerektirdiğine dikkati çeken Mıhlayanlar, herhangi bir aşamada eksik veya hata yapılmasının diğer aşamaları da etkileyeceğini dile getirdi. Mıhlayanlar, bina ve kullanıcı sağlığı açısından binaların su ve ısı etkilerine karşı uygun projelendirilmesi ve inşa edilmesi uyarısında bulundu.
Su ve ısıya karşı önlem alınmalı
Isı ve su etkilerinin olumsuz durum meydana getirdiği binaların hasta bina olarak tanımlandığını dile getiren Mıhlayanlar, şöyle devam etti:
"Ülkemizde 2018 yılından itibaren su yalıtım yönetmeliği, 2000'den itibaren de ısı yalıtım standardı, yürürlükte olan zorunlu standartlardır. Ülkemizde binalar ağırlıklı olarak betonarme inşaat sistemiyle inşa edilmektedir. Bu betonarme inşaat sistemi içerisinde yer altı ve zemin sularına karşı yapı temelleri ve taşıyıcı elemanlarında suyla ilgili önlemler alınmasını gerektirmektedir. Suya karşı önlemlerin alınmaması taşıyıcı elemanlar içerisindeki donatıların korozyona uğramasına ve herhangi bir deprem etkisi karşısında bu elemanların dayanım göstermemesine sebep olmaktadır. Aynı şekilde ısı etkilerine karşı gerekli önlemlerin alınmaması da yoğuşma kaynaklı olarak taşıyıcı elemanlar ve duvarlarda problemlere neden olabilmektedir."
Doç. Dr. Esma Mıhlayanlar, hem binaların hem de içerisinde yaşayanların sağlığı ve konforu açısından ısı ve su etkilerine karşı gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti. Bina tasarımının insan, doğa ve çevreyi koruma anlayışıyla gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Mıhlayanlar, şunları kaydetti:
"Binayı tasarlarken fiziksel çevre verilerini, coğrafya, iklim ve yere ait özelliklerin öncelikle dikkate alınması gerekmektedir. Su etkileri açısından bina temellerinde yer altı ve zemin sularına karşı, zemin üstünde suyla temas etme durumunda olan mekanlarda mevcut riskler ortadan kaldırılmalıdır. Isı etkilerine karşı yapım sistemlerine, bina kabuğu katmanlarına ve binanın inşa edileceği yerin dış koşullarına bağlı olarak ısıl direnci artıracak ve ısı korunumunu sağlayacak önlemler almak gerekiyor."