Esnaf ‘yetmez ama evet’ diyor, en çok istenen vergilere kızıyor

Kafe ve restoranlar uzun bir aradan sonra yeniden açıldı. Esnaf, tamamen kapalı kalmaktansa sınırlı da olsa açılmış olmayı ‘normale doğru atılmış bir adım’ olarak görüyor. Kimi kapanış saatini erken buluyor, kimi kapalı kaldıkları sürede her şeye zam gelmesinden yakınıyor. Ama istisnasız hepsi, ‘kapalı dükkana vergi kesilmesine’ isyan ediyor

Pazartesi gecesi ‘kontrollü normalleşme adımlarını’ açıklayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı en can kulağıyla dinleyenler, hiç kuşkusuz kafe, bar, lokantacı esnafıydı. Son bir yılda sadece birkaç ay çalışabilen esnaf, artık dayanma sınırının sonuna gelmişti. Bu nedenle “çok riskli iller dışında sabah 7 akşam 7 arası, yüzde 50 kapasiteyle açılma izni” hiçbirini tatmin etmedi. Ama yapacak birşey yoktu. ‘Hiç yoktan iyidir’ diyerek, ertesi günden itibaren yeniden faaliyete geçtiler.

‘Bir yılda iki ay çalıştık’

İlk durağımız İstanbul Ortaköy. Özellikle turistlerin gözde mekanında işletmeler kepenklerini açmış. 1955’ten bu yana faaliyette olan bir nargile kafeye giriyoruz. Nargile yasak ama çay ve tost satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Kafenin işletmecisi  Zarif Ateş (34), “Son bir yılda toplam 2 ay iş yapabildik. Pazartesi gecesi garsonları aradım, ertesi gün açtık. Şimdilik pek müşteri yok. İki hafta sonra kapanmaycağımızın garantisi de yok. Mal alımını önceden aylık yapardık, şimdi haftalık yapacağız. Çünkü tekrar kapanırsak elimizde kalır” diyor. 

Her şey müşteri için

Zarif Ateş, “Gerçi nargile olmadıktan sonra açık olsak neye yarar? Çalışanların yevmiyesi çıksa yeter. Zaten biz kapalıyken her şey zamlanmış. Olmayan müşteriyi kaçırmamak için zam da yapamıyoruz” diye yakınıyor.  Dükkanın kirasının 40 bin, kira yardımının ise 750 TL olduğunu söylüyor. “Ama” diyor, “Kapalı kaldığımız sürede çevre ve temizlik vergisini aldılar.” Ortaköy’de çok sayıda işletme ya kapısına kilit vurmuş ya da el değiştirmiş. Bazı işyerlerini Lübnanlılar’ın aldığı konuşuluyor.  

Zam yapamıyoruz...

Ali Biçer, 6 katlı bir eğlence yerinin müdürü. Pandemi öncesi 6 katın da dolduğunu, ancak şimdi sadece bir katta hizmet vermeye başladıklarını söylüyor: “Bizim müşterimiz normalde 19’da gelmeye başlar. Şimdi o saatte kapatıyoruz. Açtık ama zaten gelen mekanın müdavimi 4-5 kişi. Onlar da destek olmak için geliyor. Kapandığımız sürede alkollü içeceklere zam geldi ama fiyatlara şimdilik yansıtmadık. Burada normalde 15 kişi çalışırdı fakat şimdi sadece 3 kişiyiz. Bizim mekanlar dolsa bu kez salgın artacak, dolmasa batacağız. İki hafta sonra İstanbul kırmızıya dönerse yine kapatırlar. Ne yapacağız bilmiyorum. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.”

‘Vergi ödüyoruz ama...’

5 yıldır ocakbaşı işleten Şeyhmus Kaplan da umutlu konuşmuyor: “Mekanı 4 ortakla birlikte işletiyoruz. Alkollü işletmeyiz, 7’de kapanan yere kim içmeye gelir? Bütün gün sadece 4 kişi geldi. Eskiden en durgun günde 6 bin lira kazanıyorduk, bugün 500 lira ancak kalır. Devretmeyi bile düşündük ama bu dönemde kim nasıl alsın? Dükkan kapalı olsa da faturalar gelmeye, vergiler ödenmeye devam ediyor.”

‘7 çok erken, 9 olmalı’

Muhammed Zahid Yılmaz fast food lokantası işletiyor. Kısıtlamalarda paket servisle ayakta kalmaya çalışmış. “Paket servise devam edeceğiz. 7’ye kadar yüzde 50 kapasiteyle artık ne kadar iş yaparsak. Hiç yoktan iyidir” diyor.  Restoranı 7’de yapatmak için servise bir saat önce son vermeleri gerektiğini, bu yüzden kapanış saatinin 9 olması gerektiğini söylüyor. “9’a kadar açık kalmalı ki iş yapabilelim. Çünkü bizim müşterilerin çoğu üniversite öğrencisi. Çok azı İstanbul’da kaldı, çoğu memleketine döndü. En azından kalanlar 9’a kadar gelebilir. Ayrıca paket servis ise gece 12’de bitiyor. Bunun da uzatılması gerek” diyor.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız