Türkiye’yi yasa boğan orman yangınlarının ilk kıvılcımı 28 Temmuz’da Manavgat’ta parladı ve ardından günler süren felaket başladı… Antalya, Muğla, İzmir, Isparta derken 40’a yakın ilde 170’den fazla orman yangını çıktı. Bugüne kadar yaklaşık 81 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı kül oldu. Onlarca köy haritadan silindi, onlarcası da halen tehdit altında. O köylerden bazılarının muhtarları, yaşadıkları dehşeti anlattı.
“Kimse ayrılmıyor’’
Bekir Keser, Ören Köyü Muhtarı (Milas, Muğla) Muğla’nın her tarafı yanıyor, hangi bir yere yardım yetişebilir ki? Sadece Ören’de yaklaşık 3 bin kayıtlı nüfus var, yazları 20 binleri görüyoruz. Yangını söndürmek için canla başla çalışıyoruz; çocuğuyla yaşlısıyla herkes dışarıda... Kimse ayrılmak istemiyor çünkü evini, hayvanlarını kurtarmaya çalışıyor; mekanlarını bırakamıyor. Mal canın yongası, herkes evinin etrafında. İnsanlar gerekirse canını verir ama kimse yerini terk etmez.
“Üvey evlat gibi olduk’’
Dursun Kayhan, Bozalan Mahallesi Muhtarı (Milas, Muğla) Çok acı, ne desek boş. Maalesef müdahale ekiplerinden yeterince destek göremediğimiz için kendimizi üvey evlat gibi hissediyoruz. Zaten yanacak bir şey de kalmadı, her yer yandı. 280 nüfuslu köyde kimse kalmadı. Biz çiftçi aileyiz, ürünlerimiz topraklarımız gitti. Sadece malımız mülkümüz değil geleceğimiz de yandı.
“Kaderimizle baş başa bıraktılar”
Ertan Kotar, Çökertme Köyü Muhtarı (Milas, Muğla) 1 Ağustos’ta başlayan yangın Çökertme’yi kül etti. Yangın ilk çıktığında Orman İşletmeleri’ni aradım, işletme müdürü “daha önce de aynı tekniklerle söndürmeyi denedik ama başarılı olamadık, bir daha denemeye gerek görmüyorum” dedi. 2 helikopter geldi, 2 sefer su atıp gitti. İş başa düştü tüm köylü yangına müdahale etti. Evi yananlar bile komşularının evini kurtarmak için acılarını yüreklerine bastı. Hayatımızı idame ettiğimiz zeytinlikler, keçi boynuzu ağaçları hep kül oldu. Bizi kaderimizle baş başa bıraktılar…
“Evlerimizi kurtarmaya çalışıyoruz”
Erkan Kaba Fesleğen Mahallesi Muhtarı (Milas, Muğla) Fesleğen’de 900 kişi yaşıyor, 200 hane var. Ekinlerimiz vardı, hepsi kül oldu, hiçbir şey kalmadı. Şimdi evlerimizi kurtarmaya çalışıyoruz. Arazöz lazım, havadan müdahale lazım ama yok! Havadan destek için sabah bir kere geldiler fakat destek hiçbir şekilde yeterli değil.
“Zeytinlerin yüzde 70’i kül oldu’’
Sedat Furma, Mazı Mahallesi Muhtarı (Milas, Muğla) Mazı’nın nüfusu yaklaşık 2 bin kişi ve hepsi tahliye edildi.Tahliyeden sonra ise 1 helikopter geldi, 5-6 sefer su attı gitti. Orman Müdürlüğü’ndeki yetkililere niye gittiklerini sordum, mazotları bitti doldurmaya gitti dediler. Sonra da bir daha gelmediler. Böyle bir şey olabilir mi? Şu an için 10 bin zeytin ağacından 7 bini yandı diyebilirim.
“Bizim ciğerlerimiz yandı”
Gülizar Pekpak, Siteler Mahallesi (Marmaris, Muğla) Uçak gelse de sadece yanan bölgenin yanından geçiyor, kimseye yetmiyor. Her yer yandı. Bas bas bağırıyorum, bizim ciğerlerimiz yandı. Bizim bütün kuşumuz kurdumuz insanlarımız yandı. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Asker nerede? Yangın ekipleri nerede? Orman ekibi ne iş yapar? Hiçbiri ortada yok. Biz köy çocuğuyuz, eskiden ormanlar temizlenirdi ve yapraklar tırmıklanırdı yangın çıkmaması için. Artık öyle bir önlem alma durumu da yok…
“Arıcılık artık tamamen bitti”
Ümit Kaya, Turgut Köyü Muhtarı (Marmaris, Muğla) Turgut Köyü’nde yaklaşık 500 hane var. Biz yer fıstığı yetiştiririz ve arıcılık yaparız. Arıcılık artık tamamen bitti, yer fıstıklarımız da yandı bitti heba oldu. Kendi başımıza ayakta durmaya çalışıyoruz. İleride ne yapacağımızı bilmiyoruz.Yangınla hala mücadele ediyoruz, sönmedi. Tam bitti derken başka yerden başlıyor.
“Geçimimizi nasıl sağlarız bilmiyoruz”
Arslan Eraslan, Bayır Mahallesi (Marmaris, Muğla) Balıkesir ve İzmir ekipleri ile birlikte savaştık. Ama Osmaniye’nin tüm tarım alanları kül oldu, bunun dışında 13 ev yandı, 18 ev de ağır hasarlı durumda. Biz çiftçiyiz; zeytinimiz var, arıcılık ve hayvancılık yapıyoruz. Şu an için erzağımız var ama gelecek için geçimimizi nasıl sağlarız bilmiyoruz.
“Kaderimizle baş başa kaldık”
Salih Özer, Bucakşeyhler Köyü Muhtarı (Manavgat, Antalya) Yangın kendi kendine söndü çünkü artık yanacak yer kalmamıştı. 300 hanenin 25’i yandı, şu anda köyün yakınlarında kalıyoruz. Kaderimizle baş başa kaldık ve yardım alamadık, köylü yangınla kendi başına mücadele etti.
“1 saatte 20 kilometre ilerledi’’
Hasan Kaya, Evrenseki Muhtarı (Manavgat, Antalya) Yandı bitti Evrenseki. 30 ev yandı, yangınlar rüzgardan dolayı 40 metre ötelere savruluyordu. 1 saatte 20 kilometre kadar ilerledi. Hiçbir teknolojinin o yangınları söndürebileceğine inanmıyorum, o dehşeti yaşamak için görmeniz gerekirdi. Orman işçisi Yaşar Cinbaş da bu mücadele sırasında şehit oldu. Evrensekililer olarak yaşadığımız yeri terk etmeden mücadelemizi sürdürüyoruz.
“Yanacak bir yer kalmadı’’
Mustafa Cansız, Kalemler Muhtarı (Manavgat, Antalya) Yangın bir hafta sürdü. Zaten yanacak bir yer kalmadı ki devam etsin. 100 hanelik 250 kişinin yaşadığı köyümüzde 60’tan fazla ev yandı. Yaklaşık 100 tane hayvanımız da telef oldu. Yangın 20 bin dönümden fazla alanı kül etti. Biz sadece malımızı değil, canlarımızı da kaybettik. Fahri Yiğitokur abim ve eşi Andrea... Alevler evini aniden sardı, eşi ve 3 köpeğini alıp motosikleti ile kaçmaya çalışmış ama alevler onları bırakmamış… Helalleşemedik Fahri abi ile…
“Her şeyimiz yok oldu’’
Mehmet Çil, Sırtköy Muhtarı (Manavgat, Antalya) Mahallemizde yaklaşık 500 kişi yaşıyor, bir haftadır yanıyoruz. Yangın göz göre göre geldi. Daha 2 Ağustos’ta Orman Müdürü’nü aradık, rica ettik, ne olur söndürün şu yangını dedik. 3-4 sorti ile iş bitecekti ama yapılmadı. Birçok kişi canlarını kurtarmak için evlerini terk etti. 11 ev yandıktan sonra uçak, helikopter ve Elazığ ile Tokat’tan su tankerleri geldi. Bizim gelirimiz defnedir, cevizdir, zeytindir, incirdir; hepsi kül oldu. Bundan sonra biz ne yapacağız?