Hava kalitesini belirleyen farklı kriterler var, içlerinden PM2.5 adı verilen değer ise diğerlerinden daha belirleyici. Ancak Türkiye’deki ölçümlerde bu dikkate alınmıyor. Yani pek çok ilde hava sandığımızdan daha sağlıksız
Yusuf Akcakaya
yusuf@gazeteoksijen.com Dünyada hava kirliliği değerlendirmelerinde üst solunum ve akciğer rahatsızlıklarına yol açan partiküler madde ölçümleri ön plana çıkıyor. Ancak Türkiye’de bu değerlerden küçük partikülleri ölçen PM2.5 henüz dikkate alınmıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’nde bu değerin adı anılıyor ancak bir sınır değer belirlenmemiş. Hava ölçüm istasyonları PM2.5’i ölçse bile o şehrin hava kalitesi belirlenirken bu değer dikkate alınmıyor.
Burun delikleri tutamıyor
Her gaz ve madde için belirlenen limit değer aralığı aşıldığında ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkacağını anlatan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, PM2.5’in önemine dikkat çekiyor: “PM2.5 PM10’a göre daha küçük ve ince bir partikül. Burun deliklerimiz PM10’u tutabilirken PM2.5’i tutamıyor, doğrudan akciğerlerimize ulaşıyor.’’ TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Meryem Kayan da aynı görüşte: “PM2.5 sağlığımız için havadan edindiğimiz en zararlı maddelerden biri. Bu tehlikeyi belirtmemize rağmen bakanlığın önlem almamasını eleştiriyoruz. Dünyada referans olarak alınan bu kriteri Türkiye’ye de getirmemiz lazım. PM2.5 açısından ülkemizin çok kötü bir skora sahip olduğunu, bu yüzden dikkate alınmadığını düşünüyoruz. Hesaplansa iyi hava kalitesine sahip birçok şehrin havasının aslında iyi olmadığı anlaşılacak.’’ Temiz Hava Hakkı Platformu hazırladığı Kara Rapor’da 2020 yılı içinde Türkiye’de ölçülmüş PM2.5 değerlerinin haritasını yayınladı. Buna göre, Türkiye’deki illerin yarısından fazlasına denk gelen 42 ilde kanserojen olan ince partikül madde seviyesi yeterli düzeyde ölçülmedi. Yalnızca 39 ilde ve 74 istasyonda yüzde 90 ve üzeri gün boyunca PM2.5 ölçümü yapıldı.
DSÖ’ye göre hava sadece iki ilde temiz
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) PM2.5 için yıllık ortalama sınır değerini 10 μg/m3 olarak belirlerken Avrupa Birliği’nde bu sınır 25 μg/m3. Yeterli ölçüm yapılan 74 istasyondan sadece ikisinde, Kırşehir ve Bilecik’te yıllık PM ortalamaları DSÖ tarafından önerilen kılavuz değerlerin altında. Avrupa Birliği yıllık limit değerlerine göre değerlendirildiğinde ise yeterli ölçüm olan 39 ilin 8'inde ince partikül madde ortalamasının limitleri geçtiği görülüyor. Bu şehirler ve 2020 yılı PM2.5 ölçümleri şu şekilde: Düzce 42, Çorum 36, Erzurum 34, Amasya 32, Konya 32, Sakarya 26, Iğdır 26 ve Bursa 26 μg/m3.
İstanbul misli ile geçti
Ürpertici bir başka veri daha var. Bu veri 1968 yılında kurulan hava kirleticilerine karşı koruma, hava kalitesi izleme ve hava temizleme ürünleri geliştirme konusunda uzmanlaşmış İsviçre merkezli IQAir’in internet sitesinde yer alıyor. Sitede dünya genelindeki şehirlerin hava kaliteleri anlık olarak yayınlanıyor. Buna göre İstanbul’un anlık hava kalitesi son günlerde PM2.5 değerini 3.5 ile 6 kat arasında aşıyor.
Havanın kalitesini belirleyen gaz ve maddeler
Havadaki partiküller: PM2.5 ve PM10 Sıvı veya katı taneciklerin havada askıda kalmasıyla ortaya çıkan ‘partikül madde’ (PM) olarak tanımlanıyor. Araçların egzozlarından çıkan ve endüstri tesislerinden atık gazlarıyla havaya atılan kül, kömür, çimento tozları, kum, talaş, toprak gibi maddeler bu sınıfa giriyor. Sonucunda üst solunum ve akciğer rahatsızlıkları görülüyor. PM2.5 veya PM10 olarak ayrılmasının sebebi ise maddelerin çaplarının büyüklüğü. 2.5 macron civarında olanlara PM2.5, 10 macron civarında olanlara PM10 deniyor. Kömür boğuyor: Kükürtdioksit (SO2) Bu renksiz gaz ağızda kötü bir tat bırakıyor ve daha yoğun olarak görüldüğünde boğucu bir hisse neden oluyor. Evlerdeki sobalardan dolayı yaşanan can kayıplarının sebebi de bu gaz. Yoğun salım olduğunda ortamdaki insanlar nefessiz kalarak boğuluyor. Oluşmasındaki en büyük nedenlerden biri, ülkemizde de yaygın olarak tüketilen ve ısınma amaçlı kullanılan kömürler olarak biliniyor. Kaynağı taşıtlar: Ozon gazı (O3) Araçların yakıt yakması sonucu açığa çıkıyor. Tehlikesi özellikle güneşli havalarda kanserojen etkiye yol açması. Sebep santraller: Nitrojendioksit (NO2) Havadaki en önemli kirletici gazlardan biri. Daha çok enerji santrallerinden ve motorlu araçların egzozlarından yayılıyor. Solunması kalp, akciğer rahatsızlıklarına ve solunum yolu hastalıklarına kapı aralıyor. Fosil yakıtlara dikkat: Karbonmonoksit (CO) Renksiz, kokusuz, ve bu sebeplerle varlığı fark edilmeyen bir kirletici.Fosil yakıtların kullanılması, egzoz gazları, orman yangınları ve kapalı mekanlardaki sigara dumanı gibi nedenlerle atmosfere salınıyor. Baş dönmesi ve reflekslerde yavaşlamaya yol açıyor.