‘İş makineleri boş durmasın diye güzelim vadiye kıyılır mı?’

Nimet Kıraç  İkizdere, RİZE Haftalardır süren İkizdere eylemleri, Rize’nin sahiline yapılmak istenen İyidere Lojistik Limanı değil, yine Cengiz İnşaat’ın üstlendiği taş ocağı ve bu taş ocağının bölgede yarattığı tahribat hakkında. Ancak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 10 Mayıs’ta İşkencedere Vadisi’ne vatandaşa konuyu aydınlatmaya geldiğinde, liman yatırımının ülkenin yararına olduğunu anlattı. Taş ocağı projesinin iki yıl dolmadan biteceğini ve çıkarılan taşların yalnızca İyidere Merkez ve Lojistik Limanı dolgusunda kullanılacağını taahhüt eden bakan, 8 bin vatandaşa istihdam sağlanacağını ve kesilen her on ağaç için yüz ağaç dikileceğini basın mensuplarına gururlu bir üslupla açıkladı. Bakan gelmeden, taş ocağına hazırlık çalışmaları esnasında üç haftadır tüm itirazlara rağmen kökünden sökülen yüzlerce ağaç, hızla kesilip kamyonlara yüklenip alandan uzaklaştırıldı. Projenin etkileyeceği iki köyden birinde yaşayan Gürdereliler, aynı günün sabahında Cengiz İnşaat’ın iş makinelerinin, yine ağaçları sökerek 700 metrelik yolu açıp şelaleye kadar geldiğini gördü. Kestane, kayın, gürgen ve ladin kesilen ağaçların türlerinden bazıları. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Rize Valiliği’nden hiç değilse doğal şelaleyi yol çalışmasının dışında tutma sözü aldığını söylemişti. Şimdi şelale, hafriyat alanına teğet geçiyor; suyun devamı hafriyatla doldu resmen çamur akıyor. “Şu anda buraları görünce çok kötü oluyorum çünkü çocukluğum gitti” diyen Funda Okyar için durum, iki hafta öncesine göre daha zorlu. Çoğu torun sahibi olan yüze yakın köylü, saatlerce soğukta bekledikleri bakanı yolda karşıladı. Toplantıya çağrılanlar listesinde isimleri bulunmayan eylemcilerse ilçe merkezindeki görüşmeden son anda haberleri olduğu için tepkililerdi. Kısa ve soru kabul edilmeyen ayaküstü görüşmeyi sonlandırıp arabasına yönelen bakanı, “Taş ocağı istemiyoruz!” sloganıyla uğurladılar.
Şema, İşkencedere Vadisi’nde yapımı süren taş ocağının konumunu ve şirketin açmaya çalıştığı 700 metrelik nakliye yolunu gösteriyor.

Sürgülü kapı yapıldı, kameralar takıldı

İnşaat alanına dönen dip vadideki eski orman yolunun başına sürgülü kapı yaptırıp güvenlik kameraları takılması, eylemcilerce milletvekillerinin dahi proje alanına girmek için müsaade alması gerekeceğinin habercisi olarak okunduysa da farklı yollardan proje alanına ulaşma çabaları sürüyor. İçinde bulunduğumuz tam kapanma sürecinde nöbetlerini sabah akşam sürdüren 50 kadar eylemci yorgun ama kararlılıklarını yitirmediklerini söylüyor. Kendilerine yöneltilen “marjinal gruplar” ve “provokatörler” ithamlarını “Marjinal nedir bilmiyoruz” diye yanıtlayarak konunun saptırılmaya çalışıldığı fikrine alışmaya başladıklarını belirtiyorlar. “Çaylıklarımız ne olacak? Toz toprak içinde kalacağız. Nasıl arıcılık yapacağız?” diye soruyor bir eylemci. “Her gün dinamit patlayınca burada nasıl duracağız?” Ulaştırma Bakanı da alana gelmişken, Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize’de yaşananları bilmiyor olma ihtimali yok elbette. Ama İstanbul’da yaşayan ve Gürdere’de evi olan bir jeofizik mühendisi Osman Baş, “Anneme göre kendi memleketine yapılanı bilse izin vermezdi” diyor.  “Yılın büyük kısmını orada geçiren annem tahribatı gördüğünde çok ciddi tepki gösterdi; öyle böyle değil. Tüm bunların görülmesine rağmen kabul edilmesini, insanların ezilerek geri çevrilmelerini kabul edemiyor. Bunu anlamıyor çünkü onların gördükleri, insanların yanında olan, onların isteklerini dinleyen, onların ezilmişliklerinin yanında olan bir cumhurbaşkanı.” Proje alanı, en yakın sivil yerleşime 65 metre, İyidere Limanına ise 35 kilometre uzakta planlanmış. Resmi açıklamalara bakıldığında, İkizdere Vadisi Doğal Sit Alanı Nitelikli Koruma Alanı’na 1.7 kilometre, bölgedeki bir diğer 1. Derece Doğal Sit Alanı’na 28.6 kilometre uzaklıkta olan projenin mucizevi bir şekilde yerel ekolojik dengeyi bozmaması bekleniyor.
İş makinelerinin çalıştığı ve jandarmanın koruduğu alana kapı yapıldı.

Fotokapan bulguları

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) profesörleri Dr. Can Bilgin ve Ümit Malkoçoğlu tarafından fotokapan kurularak altı ay sürdürülen çalışma, 2019 yılında bölgeye kurulmak istenen mermer taş ocağı dava sürecinde şu sonuca varmıştı: “Proje ruhsat alanında nadir ve hassas türleri de içeren zengin bir ekosistem ve tür çeşitliliği vardır. Kaydedilen ve muhtemel türlerin birçoğu yasalarla koruma altında olup yaşam ortamlarının ortadan kaldırılması söz konusu olamaz.”  Proje iptal edilmişti, bir üst mahkeme iptal kararını bozmuştu, hala yasal süreci devam ediyor. Bugünse, ayı ve domuzların, iş makinelerinden rahatsız olup aşağıya inmeye başladığı konuşuluyor. “Ömürlerinde duymadığı sesi duyuyor bu hayvanlar…”

Pazar ilçesi örneği

Bakan, on şirketin sondaj çalışması yaptığını ve projeye en uygun bazaltın burada olduğunu, yani bu konunun kapandığını, taşın buradan alınması gerektiğini söyleyince bölge halkının aklında şu soru uyanıyor: İşkencedere, yani Eskencidere, Haçapit olacak mı? Rize’nin Haçapit, yani Pazar ilçesindeki Subaşı Köyü’nde Rize-Artvin Havaalanı dolgusu için bazalt taş çıkaran Cengiz İnşaat, gözden çıkardığı yeşil vadiyi de vakitlice rehabilite edeceği sözünü vermişti. Ancak yukarıdan taş ocağına bakınca, buna inanması oldukça güç. Şehir dışından gelip Haçapit’teki taş ocağında çalışan bir işçi, malzemenin bitmediğini ancak projenin yakında sonlanacağını söylüyor. İyidere Lojistik Limanı inşaatının Aralık 2023’te tamamlanacağını açıklayan Cengiz İnşaat, Rize-Artvin Havalimanı’nın Ocak 2022’de tamamlanmış olacağını vaat ediyor.
Köylüler, sökülen ağaçların apar topar kesilip taşındığını söylüyor.

Tepkiler, herkesten çok Cengiz İnşaat’a yönelik

“Cengiz İnşaat Japonya’dan kredi almış. Alınan kredi, nakliye kredisi. Nakliye kredisi için 35 kilometre öteden o ormanı, o doğal güzelliği bitirmek gerçekten büyük bir katliamdır. Rize, Sayın Cumhurbaşkanı’nın memleketidir. Bunu burada, TBMM’de de söylüyorum.” Bunlar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç’un sözleri. Şirketse, şu ana kadar bu konuda bir açıklama yapmadı. Dördüncü haftasına giren eylemler süresince yaptığı tek açıklamada proje sahasının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca tahsis edilmiş olduğunu yazmış, kamu ihalesi sonuçlanmadan proje dosyasında neden Cengiz İnşaat çalışanının e-posta adresinin yazılı olduğuna değinmemişti.

“Belki de son fotoğrafım”

Vatandaşlar adına Rize Valiliği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, “ÇED gerekli değildir” kararına itiraz ederek dava açan Av. Yakup Okumuşoğlu, “Türkiye dünyanın en büyük iş makinesi parkı ve çok sayıda makinenin çalışması gerekiyor. İş makinalarının kredilerinin ödenebilmesi için bu manasız projeler önümüze geliyor” diyor.  Alandaki eylemciler, bayramdan sonra çok sayıda İkizdereli vatandaşın gruplar halinde Eskencidere’ye, vadi nöbetine geleceğini belirtiyorlar. Gazetecilerle birlikte tahribat alanını gezen milletvekilleri, meclis açıldığında konuyu gündemde tutacaklarını, şirketlerin çıkarları için kamu çıkarlarının ezilmesine izin vermeyeceklerini söylüyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de destek amacıyla buraya gelme sözü verenlerden. Haftalardır nöbet tutan Güngör Baş, “Bir hafta, on gün daha tahribatı en azda tutmak istiyoruz” diye açıklıyor amaçlarını.  “Bana lütfen çektiğiniz o fotoğrafı atabilir misiniz? Belki de o, vadideki son fotoğrafım” diyor vadiden inerken.

Jeofizikçi gözüyle

Jeofizik Mühendisi Osman Baş, İyidere’ye liman yatırımına karşı çıkmıyor. “Bunu demem için uzmanlaşmam gerek. Ama burada taş ocağının yapılması yanlıştır. Aşağıda pek çok taş ocağı var. Ocağın buradaki doğaya vereceği zarar, kardan çok daha büyük olacaktır” diyor. “Raporlara tekrar baktım. Karadeniz zaten volkanik bir bölge. Volkanik taşlar üzerine kurulmuş, kazsanız zaten sert bir taşla karşılaşacaksınız. Taşların bazıları daha erken bazıları daha geç zamanda oluşmuş; sertlikleri  farklılık gösteriyor,” diyor ve ekliyor: “Trabzon’dan Rize’nin sınırı içerisinde kalana kadar volkanik bazalttır. Taş ocağını illa orada açmamız gerek diyerek yaptıkları, olanı gizlemekten başka bir şey değildir.”

Rize Barosu açıklaması: Gezi Parkı gibi

Rize Barosu, sivil toplum kuruluşları ve 62 ilin barosunun geçtiğimiz haftaki ortak bildirisine cevaben bir bildiri yayınladı: “Bu grupların amaçlarının doğa, çevre ve insan hakları olmadığını belirtmek isteriz. Aynı grupların 3. Havalimanı, 3. Köprü gibi büyük yatırımların önünü kesmek için benzer bir çaba gösterdikleri hafızalardan silinmemiştir. Benzer grupların ağacı bahane edip Gezi Parkı olaylarını başlattıkları ve çevreyi günlerce talan etmek sureti ile kalkışma içerisine girdikleri hepimizin malumudur.”
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız