Azade Köker, Bir Katlin Provası’nda kadın cinsiyeti, kimliği ve bedenine yönelik sorgulamalarını yansıtıyor
Çağatay Bayraktar
Çalışmaları British Müzesi’nden, Berlin Berlinische Galeri’ye pek çok alanda sergilenen Azade Köker, beşinci kişisel sergisini Zilberman Galeri’de açtı. Bir Katlin Provası’nda sanatçıya ait heykel, yerleştirme ve kolajlar şu soruya odaklanıyor: “Yaşamın doğuşuna kaynaklık eden güçte bir dişil enerji nasıl oluyor da toplumsal düzende kayboluyor?” Sergide sanatçının pişmiş kilden ürettiği formlarla birlikte kağıtlardan oluşturduğu kadın figürleri de yer alıyor. Figürler uçucu olduğu kadar hacimli olmalarıyla, arada kalmış kimlikler ve kadına dayatılan kimliklerin de izini sürüyor.
Dayatılan kimlikler
Her ne kadar kadın hareketleri artsa, bu konudaki farkındalık geçen yıllara oranla gelişse de Köker’e göre temelde değişen bir şey yok: “Senelerdir erkekler bulundukları avantajlarından faydalanırken kadınlar sadece izlediler. Erkeklerin yalnız parasal açıdan değil, bir çok başka açıdan mevkilerinden nasıl fayda sağladıklarını izlediler. Kadınlar aynını yapmak isterlerse bunun yolunun eril örnek olduğunu tanıdılar. Onları örnek aldılar. Toplumu ve dünyayı değiştirmek için çok uğraşıldı. Ama bu sistemin temelinde dişi enerjiyi dışarıda tutmak olduğu için bir sonuç çıkmadı. Bir kaç kadın profesörün, yazar veya sanatçının oluşu toplumsal gerçeği değiştirmiyor. Kadınların işlerine odaklanmaktan başka çareleri olmadığına inancım büyük. Kız çocukları da bu sisteme göre yetiştiriliyorlar. Her şey para, iktidar ve sisteme boyun eğmekte yatıyor. Farklı olmaları sakıncalı olduğu, iyi bir evlilikle ancak mutlu olunacağı öğretiliyor. Kısacası toplumun bir bölümünün güçlendirip, diğer bölümünün güçsüzleştiren sistem devam edecektir” diyor. Peki ya çözüm? Şöyle özetliyor sanatçı, “Aslında arzu edilen, kadın ve erkeğin yapısal ve eşit boyutlarda birlikteliğini sağlayan yeni düşünme sistemlerinin kurulması ve ezberlerin silinmesidir.” Serginin kataloğu da tam arşivlik.