Kamu görevlisinin aile bütünlüğünü bozacak şekilde tayin edilmesi hak ihlali sayıldı
Anayasa Mahkemesi (AYM), bir kamu görevlisinin hakkındaki disiplin soruşturması gerekçe gösterilerek aile bütünlüğünü bozacak şekilde başka şehre tayin edilmesini, aile hayatına saygı hakkının ihlali olduğuna karar verdi
Sakarya'da görevli olan bir kamu görevlisi hakkında zimmet iddiasıyla disiplin soruşturması başlatıldı. Soruşturma kapsamında kınama cezası verilen söz konusu memur Erzurum'a tayin edildi. Tayin işleminin iptali için Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nde dava açan kişi, 2 çocuğu bulunduğunu, tayin nedeniyle aile bütünlüğünün bozulduğunu ileri sürdü.
Davanın reddine hükmeden idare mahkemesinin kararında, başvurucunun çalıştığı kurumda kamu hizmetinin işleyişinde verimsizliğe sebep olacak şekilde çalışma huzurunun bozulduğu sonucuna ulaşıldığı belirtildi ve idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde kullanıldığı kaydedildi. Bu karara itirazı da İstanbul Bölge İdare Mahkemesince reddedilen kişi, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, tayini çıkan memurun, Anayasa'nın 20'inci maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti. İhlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere de kararın Sakarya 1. İdare Mahkemesine gönderilmesi kararlaştırıldı.
Kararın gerekçesinden
AYM'nin kararında, aile hayatına saygı hakkının Anayasa'nın 20'inci maddesinde güvence altına alındığı, 41'inci maddeye göre de Anayasa'nın bütünselliği ilkesi gereği, aile hayatına saygı hakkına ilişkin pozitif yükümlülüklerin değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Kamu hizmetinin niteliği gereği bazı kamu görevlilerinin belirli aralıklarla başka yerlere, bazen de başka kurumlara atanmalarının zorunlu olabileceğine işaret edilen kararda, bu konuda idareye takdir alanı tanınmasının doğal olduğu vurgulandı.
"Tedbir almak ilgili idarenin sorumluluğudur"
Kararda, kişilerin, başka yere atanmaları konusunda mazeretlerini dikkate alarak talepleri değerlendirme yetkisinin de idarede olduğu anlatılarak, "Kamu hizmetinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak, ilgili idarenin öncelikli görevi ve sorumluluğudur" değerlendirmesinde bulunuldu. Devlet memurlarının atama işlemlerinde, aile birliğinin sağlanması ve sürdürebilmesine ilişkin tedbirleri alma, aile hayatına saygı hakkı ve çocuğun üstün yararı ilkelerinin devlete pozitif yükümlülükler yüklediği belirtilen kararda, "Kamu görevlilerinin atanması veya nakil işlemlerinde gözetilen kamusal yarar ile bireyin aile hayatına saygı hakkından yararlanmasındaki bireysel çıkar arasında makul bir denge kurulmalıdır." hükmüne yer verildi.
Başvuru konusu olayda yerel mahkemenin, kararı ile aile hayatına saygı hakkı kapsamında adil denge kurmadığı ifade edilen kararda "Bireysel başvuruya konu olayda aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin kamu makamlarınca yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20'inci maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir" yer aldı.