Mansur Yavaş'tan 'mülteci' mesajı: Mevcut durum sürdürülemez, milletin endişeleri gözetilmeli

ABB Başkanı Mansur Yavaş, Mart 2016'daki Türkiye-AB Zirvesi'nde alınan kararlarla Türkiye'nin göçmenler için geçiş ülkesi olmaktan çıkıp bir kalış ülkesi haline geldiğini söyledi. Mevcut durumun sürdürülemez olduğunu savunan Yavaş, "Milletimizin endişeleri gözetilmelidir" dedi

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Avrupa Birliği ve Türkiye'nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği'nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan, yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor" dedi. Yavaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ankara'daki büyükelçilere ve misyon temsilcilerine Mogan Park Konuk Evi'nde resepsiyon verdi. Resepsiyonda davetlilere hitap eden Yavaş, 23 Nisan'ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün zor şartlarda milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) açtığı ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün olduğunu söyledi.

Demokratik olgunluk içinde 31 Mart'ta gerçekleştirilen yerel seçimlerde yüzde 60,4 oy oranıyla tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildiğini anımsatan Yavaş, bu başarıda 5 yılda ortaya koydukları yönetim anlayışının önemli rol oynadığını ifade etti. Yavaş, bu dönem de aynı anlayışla halka hizmete devam edeceklerini belirterek çalışmalarını yaparken dünyadaki gelişmeleri de dikkate alıp büyükelçilerle yakın işbirliğini devam ettirmek istediklerini anlattı.

"Gümrük Birliği anlaşması daha fazla gecikmeden modernize edilmeli"

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin temel hedefleri arasında yer aldığını kaydeden Yavaş, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda Avrupa Birliğine giriş projesine büyük önem veriyor, bunun ülkemiz için vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Bununla birlikte, tarihi ve kültürel köklerimizin yer aldığı Orta Asya'dan bize miras kalan dostluk, misafirperverlik ve paylaşma gibi değerlerimize de sahip çıkarak çocuklarımızı bu değerlerle yetiştirme gayreti içerisindeyiz." diye konuştu. Son dönemde Türkiye'nin, AB ile ilişkilerinde üye statüsü yerine dış ilişkiler çerçevesinde yer almasının düşündürücü olduğunu dile getiren Yavaş, şöyle devam etti: "Ne yazık ki, Avrupa Birliğinin Türkiye'ye yönelik adımları, geleceğe dair net bir yol göstermiyor ve ciddi bir jeostratejik vizyon veya tutarlı bir eylem planı içermiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye'nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği'nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan, yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor. Bu, sadece AB ve Türkiye'nin rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda zorlu siyasi ve jeopolitik sorunların üstesinden gelinmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin oluşmasına da destek olacaktır."

"Mültecilerin geri dönüşü konusunu önemsiyorum"

Yavaş, 18 Mart 2016'da gerçekleşen Türkiye-AB Zirvesi'nde alınan kararların, Türkiye'nin sığınmacı yükünü artırdığına ve kontrol edilemeyen bir göç akışına yol açtığına işaret ederek Türkiye'nin göçmenler için geçiş ülkesi olmaktan çıkıp bir kalış ülkesi haline geldiğini söyledi. Bunun yarattığı toplumsal huzursuzluk, demografik baskı, sosyo-kültürel ve ekonomik çatışmaların, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koyduğunu kaydeden Yavaş, "Bu bakımdan, milletimizin endişeleri gözetilmelidir. Türkiye, coğrafyasındaki müstesna rolünün bilincindedir. Tam da bu sebeple milletimiz bir mülteci tampon bölgesi işlevini reddetmektedir. Ülkemizin üzerine yüklenen bu yük, hakkaniyetle ve rasyonellikle bağdaşmamaktadır. Bu bakımdan mültecilerin kendi ülkelerinde, doğru bir planlama ve insan haklarına uygun şekilde yeniden iskan edilmesi konusunu önemsiyorum" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ateş çemberiyle çevrili, zorlu bir coğrafyada bulunduğuna dikkati çeken Yavaş, "Türkiye'nin stratejik konumu ve jeopolitik önemi, barış ve istikrar yönünde atacağımız adımların ne kadar hayati ve değerli olduğunu göstermektedir. Çevremizde yaşanan savaşlar ve çatışmalar ülkemizi etkilese de Atatürk'ün 'Yurtta sulh, dünyada sulh' ilkesi her zaman yol göstericimiz olmuştur ve olmaya devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu. 21. yüzyılda çocukları, sivilleri öldürmenin, susuz ve elektriksiz yaşamaya zorlamanın, savaş ve insanlık suçu olduğunu vurgulayan Yavaş, "Çocuk ve sivillere yapılan bu saldırılarda Filistin halkının yanında olduğumu belirtiyorum. İsrail hükümetini sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Gazze'de, Filistin ve İsrail'in her yerinde en kısa sürede savaşın sona ermesini ve daha fazla çocuk ve sivilin hayatını kaybetmemesini umuyorum." ifadelerini kullandı.

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım İpek Kıraç, babasının evlendiğini e-devlet'ten öğrendi Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı