Meclis'e sunuldu: CHP'den asgari ücretle ilgili iki teklif
CHP, asgari ücretle ilgili hem emekçiyi koruyacağı hem de işletmeleri destekleyeceği belirtilen 'adil teşvik modeli' ile Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısında köklü değişim öngören iki kanun teklifi hazırladı
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, asgari ücret konusunda emekçiyi koruyan ve işletmeleri destekleyen bir "teşvik modeli" ile Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının değiştirilmesini öngören iki kanun teklifi hazırladıklarını açıkladı. Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, İktidarın asgari ücret politikalarını eleştiren Taşcıer, parti olarak asgari ücretin en az 39 bin lira olması önerisinde bulunduklarını hatırlattı.
TÜİK'in açıkladığı Kasım ayı enflasyonuna ilişkin konuşan Taşcıer, "Ne tesadüftür ki, milyonlarca memur, emekli ve emekçinin aylıklarına zam bekledikleri dönemde enflasyon sihirli değnek değmişçesine düşüş eğilimine girdi" ifadesini kullandı.
"Emeği ucuzlatan, sömürüye dayalı modelleri reddediyoruz"
Taşcıer, şöyle devam etti:
"Gıda enflasyonunda dünyada 8’inci sıradayız. Konut enflasyonu yüzde 50’ye ulaşmış. Ulaştırma giderleri yıllık yüzde 30 artmış. Ancak TÜİK’e göre Kasım ayında enflasyon yüzde 0,87 olmuş. Bu tablo bize bir gerçeği gösteriyor: İktidar manipülatif verilerle tüm gücüyle emekçinin ümüğüne çöküyor. TÜİK’in hayalflasyonu ile çizilen pembe tablonun sadece bir amaç için hazırlandığını çok iyi biliyoruz. İktidar, asgari ücrete yapılacak zammı düşük tutmak, emekçinin payına düşeni kısmak istiyor. Tam 590 gündür asgari ücret her dakika eriyor; ücretli kesim satın alma gücü açısından tarihinin en ağır çöküşünü yaşıyor. AKP iktidarının asgari ücrete yaklaşımı anlaşıldığı üzere uzun süredir aynı çizgide ilerliyor.
Asgari ücretliye zam için bu yıl yüzde 20’den yüzde 40’a kadar geniş bir tahmin aralığı konuşuluyor. Emek, piyasanın sözünden çıkmayan AKP iktidarının insafına bırakılacak bir meta değildir. Bu nedenle emeği ucuzlatan, sömürüye dayalı her modeli reddediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak toplumsal refahın adil paylaşılmasını, çalışanların ürettiği değerden hak ettiği payı almasını savunuyoruz.
"Yüzde 20 de olsa yüzde 40 da uygulansa sonuç değişmeyecek"
Bakın, temel sorun çok açık: TÜİK’in açıkladığı enflasyon da Merkez Bankasının hedeflediği enflasyon da gerçek yaşam maliyetini yansıtmıyor. Açlık sınırı 29 bin lirayı geçti. Ücretlinin gerçek enflasyonu açlık sınırını çoktan asgari ücretin üzerine taşımış durumda. Bu tablo ortadayken yüzde 20’lik bir artış, asgari ücretin 26 bin liraya çıkartılması demektir. Bu da zamlı ücretlerin daha cebe girmeden açlık sınırının altında kalmasına yol açacaktır.
Olmaz ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönül endeksinin devreye girdiğini düşünelim ve yüzde 40’lık bir artış yapıldığını farz edelim; bu durumda da asgari ücret 30 bin liraya ulaşıyor ki, yine açlık sınırının altında bir yıl geçirecekler demektir. Görüldüğü gibi yüzde 20 de olsa yüzde 40 da uygulansa sonuç değişmeyecek. Asgari ücretli 2026’da yine açlık sınırının etrafında bir hayatta kalma mücadelesiyle baş başa bırakılacak.
"Adil bir model için teşvik paketimizi hazırladık"
Geçtiğimiz hafta kabul edilen parti programımızda açık bir hedef koyduk. Emeği güçlendiren, güvenceli ve nitelikli işleri yaygınlaştıran, adil bölüşümü sağlayan bir düzen inşa edeceğiz. Türkiye’nin düşük ücret rejimine mahkûm edilmesine karşı, asgari ücretin insan onuruna uygun bir yaşam standardını güvence altına alacak seviyeye çıkartacağız.
Asgari ücret alan için az, veren için çok. Bu gerçeği görüyoruz; hem emekçiyi koruyan hem işletmeleri destekleyen adil bir model için teşvik paketimizi hazırladık. 1–10 çalışanı olan işyerlerine: 10.540 TL destek, 10–49 çalışanı olan işyerlerine 8 bin 400 TL destek, 50 ve üzeri çalışanı olan işyerlerine, 5 bin 100 TL destek içeren kanun teklifimizi de bugün Meclis'e sunacağız. Hem çalışanın hakkını güvenceye alacağız hem işletmelerin yükünü hafifleteceğiz. Türkiye’nin emeği kazanacak, üretimi büyüyecek.
"Meselenin özü rakamın kendisi değil, rakamı üreten yöntem"
Asgari ücret için meselenin özü rakamın kendisi değil, rakamı üreten yöntemdir. Eğer tespit yönteminiz adil olursa sonuç da adil olur. Yöntem keyfi olursa ortaya çıkan sonuç da keyfi olur. Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücret tespit edilirken üç temel ilkenin dikkate alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Birincisi, yaşam maliyeti esas alınmalıdır. İkincisi, büyümeyi ve verimliliği tabana yayan bir anlayışla asgari ücret belirlenmelidir. Üçüncüsü, asgari ücret ne hedef enflasyona ne gerçekleşen enflasyona ne de siyasi takvime göre belirlenmelidir diyoruz.
"Komisyonun yapısı değişmeli"
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 12 Aralık’ta ilk toplantısını gerçekleştirecek. Bugün Türkiye’de milyonlarca çalışanın kaderi her yıl kapalı kapılar ardında yapılan bir pazarlık trafiğine sıkıştırılmış durumda. Bunun için vakit kaybedilmeden Asgari Ücret Tespit Komisyonun yapısının değiştirilmesi gerektiğini açıkça ifade ediyoruz.
Oy dengesi baştan işçi aleyhine kurulmuş haldedir. Bu yapıda temsil değil, rıza üretilir. İşçi tarafı, mevcut yapının hiçbir şekilde müzakereye izin vermediği gerekçesiyle masaya oturmayacağını açıkladı. Bu durum, komisyonun fiilen hükümet ve işverenden oluşan bir çift taraflı yapıya dönüştüğünü gösteriyor. Böyle bir ortamda alınacak kararın sosyal diyalogla, toplu pazarlıkla ya da adil ücret tespitiyle ilgisi yoktur. Bu süreç, emekçilerin dışlandığı, ücretin siyaseten belirlendiği bir mekanizma anlamına gelmektedir.
Mevcut yapının demokratikleştirilmesi gerekiyor. Komisyon; iktidarın gölgesinden, kapalı kapı pazarlıklarından, bürokratik vesayetten arındırılmalı; toplumu gerçekten temsil eden bir yapıya kavuşmalıdır. Bu çerçevede, emek tarafının sayısal ve siyasal ağırlığını artıran, üniversitelerden gelecek bağımsız temsilcilere yer verdiğimiz, karar süreçlerini şeffaflaştırdığımız bir kompozisyon üzerindeki çalışmamızı tamamladık.
"Enflasyon artışının hızlandığı dönemlerde yeniden değerlendirilecek ve güncellenecek"
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını köklü biçimde yeniden düzenlediğimiz kanun teklifimizi Meclis Başkanlığına sunduk. Asgari Ücret Tespit Komisyonu; oy hakkına sahip 15 üye ile gözlemci 1 üye olmak üzere toplam 16 kişiden oluşacak. Komisyonda; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını temsilen Çalışma Genel Müdürü yer alacak. Hükümetin temsiliyetini 1 üyeye düşürüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumunu temsilen bir üyeyi asgari ücretin tespiti için gerekli istatistik, veri ve hesaplama yöntemlerini Komisyona sunmakla görevlendiriyoruz.
Böylece madde sepetini ve fiyatları açıklamayan TÜİK’i büründüğü koruma zırhından arındırarak, yasal sorumlulukla bağlayacağız. Komisyon her takvim yılında, üç ayda bir kez toplanacak. Tüketici fiyat endeksinde altı aylık dönemdeki artış yüzde onu aştığında çağrı olmaksızın en geç 3 gün içinde yeniden toplanacak.
Asgari ücret yine Aralık’ta belirlenecek ancak enflasyon artışlarının hızlandığı dönemlerde işçinin alım gücünde meydana gelen kayıpların önlenmesi amacıyla asgari ücret yıl içinde zorunlu olarak yeniden değerlendirilecek ve yıl içinde güncellenecek. Komisyonun toplantı ve karar yeter sayılarında düzenleme yaparak, herhangi bir tarafın toplantıya katılmamak suretiyle süreci tıkamasının önüne geçeceğiz. Toplantıların kamuya açık yapılmasını ve canlı yayınlanmasını, tutanak ve oylama sonuçlarının bir gün içinde yayımlanmasını hedefliyoruz.
Emekçiyi yok sayan, veriyi eğip büken, masayı işçiden kaçıran hiçbir düzen bu ülkede kalıcı olamaz. Emekçiyi görmeyen bir iktidar, Türkiye’yi yönetme meşruiyetini de yitirir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu adaletsiz düzene seyirci olmayacağımız gibi iktidarımızda da bekçiliğini yapmayacağız; tam tersine, emeğin Türkiye’sini kurmak için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Asgari ücretlinin alın terini siyasetin keyfine mahkûm eden bu çarpık sistemi değiştirmekte kararlıyız."