SALT Beyoğlu’nda 22 Ağustos’a kadar açık olan İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken sergisini Meriç Öner ve Onur Yıldız anlatıyor
Kahraman Çayırlı
"İklimcil” kavramı, etçil, hepçil, vejetaryen ya da vegan beslenmeden farklı olarak bir ürünün içerdiklerinden ziyade gıda üretimi ve tüketiminin seyrini etkileyen alışılmadık mevsim koşulları ve iklim olaylarıyla ilişkisi üzerinden tanımlanıyor. 22 Ağustos’a kadar SALT Beyoğlu’nda görülebilecek İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken başlıklı sergi, insan faaliyetleri yüzünden değişen gıda peyzajlarına, iklim değişikliklerine, muhtemel yerel olanaklara odaklanıyor. Bu konudaki projelerinin kapsamını SALT’ın davetiyle genişleten, Londra merkezli Cooking Sections (Daniel Fernández Pascual ve Alon Schwabe), bir zamanların mevsimlerine, haritadan silinen bölgelere ve geleceği meçhul kıyılara doğru bir yolculuk sunuyor. Günümüz için çok önem taşıyan bu sergiyi programlayan Meriç Öner ve Onur Yıldız ile konuştuk. Programladığınız bu serginin hikâyesi nedir? Meriç Öner: SALT’ta içinde bulunduğumuz coğrafyanın güncel meselelerini tarihten beslenerek irdeliyoruz. Cooking Sections yaptıkları işi “dünyayı örgütleyen sistemleri gıda üzerinden incelemek” diye tarif ediyor. Gıda temelli bu sorgulama biçimini araştırma becerimiz ile birleştirerek Türkiye’de neye, nasıl bakabiliriz diye yola çıktık. Değişen gıda peyzajlarına ve bu değişimleri tetikleyen faktörlere eğildik. “İklimcil” ve “yeni mevsimler” kavramları ne anlama geliyor? Onur Yıldız: İklimcil (Climavore), Cooking Sections ekibinin uzun süredir farklı coğrafyalarda yürüttüğü bir çalışmanın adı. İnsan müdahalesi sonucu gerçekleşen iklim değişikliği ile beslenme alışkanlıklarımızın nasıl dönüştüğü ve dönüşmesi gerektiğine odaklanıyor. Daha evvel İskoçya, Fransa, İtalya, ABD ve Ukrayna gibi ülkelerde yürütülen çalışma, günümüzde ortaya çıkan yeni iklimleri anlamaya çalışıyor ve bu iklimlere uyarlanabilir bir beslenme alışkanlığı için öneriler geliştiriyor. Tam da müsilaj gibi artık yüzümüzü çeviremeyeceğimiz bir sorunun ortasında yaşarken, projeniz çok önemli. Geliştirdiğiniz bu öngörüleri biraz açabilir misiniz? Onur Y: Sergi kapsamında üretilen işlerin tümü iklim değişikliği kaynaklı ortaya çıkan yeni koşulları ve bu koşulların toplulukların yeme-içme alışkanlıklarını doğrudan veya dolaylı olarak nasıl biçimlendirdiğini anlamaya çalışırken diğer yandan da içinde yaşadığımız yeni koşullara dair iklimcil perspektifinden öneriler sunuyor. Yerel koşullara ve değişen dönüşen iklimin şartlarına uygun yeme-içme biçimleri geliştirmeye odaklanıyor. Bu anlamda serginin en güçlü öngörüsünün çevreye maliyeti yüksek alışkanlıklarımızın sürdürülebilir olmadığı denilebilir. Serginizde kaç parça iş yer alıyor; işleriniz kendi aralarında nasıl diyalog kuruyorlar? Meriç Ö: Sergi, beş vaka üzerinden karada, suda, havada iklim değişikliğinin izlerini sürüyor, üretim ve tüketim biçimlerimizin etkilerini görünür kılıyor. Ayrıca konuşma, makale ve sunumlarla mekândan bağımsız, saltonline.org’da erişilen başka katmanlara yer veriliyor. Cooking Sections, işlerinin asıl değerini başladığı yere bıraktığı mirasla ölçüyor. İşi seyirlik ve anlık olmaktan çıkaran uygulamaya yönelik önerilerde kurumdan devamlılık ve takip talep ediyorlar.