Müzedeki kent agorası

Serkan Taycan’ın Kente Doğru sergisi Müze Gazhane’nin galeri alanında yer alıyor. Taycan, izleyeni bir hesaplaşmaya davet ediyor

19. yüzyılın sonunda, Anadolu Yakası’nın hava gazı ihtiyacını karşılamak için hizmete giren Kadıköy’deki tarihi Hasanpaşa Gazhanesi, sayfalarımızdan da takip ettiğiniz gibi kısa bir süre önce kentin kalbinde, Müze Gazhane adıyla yaşamımıza girdi. Gazhane’de 2015 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı. 2015’teki restorasyon çalışmalarından önce, süpermarket, çok katlı otopark gibi farklı kaderler yakıştırılsa da kültür sanat alanında hizmet eden bir yapı olması için yıllarca çok çaba harcandı. Ardında; Gazhane Çevre Gönüllüleri Vakfı ve Hasanpaşalıların 26 yıllık mücadelesini, mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Afife Batur ve çalışma arkadaşlarının emeğini bırakan yapı; rant iştahına rağmen, kentin içinden çıkan dayanışmayla kamusal bir alan olarak hizmet etmeye başladı. 

Varoluş mücadelesi

Bir mahalle örgütlenmesi, gönüllülerin mücadele ve etkinlikleriyle geleceğine kavuşan Müze Gazhane, pek çok sergiyle açıldı. Bu sergilerden biri de müzenin galeri alanında yer alan Serkan Taycan’ın Kente Doğru sergisi. Kent içindeki varoluş mücadelesine, İstanbul kentinin dönüşüm ve değişimine; meydanlardan, taşradan, doğadan ve betondan bakan bir gözün fotoğraf ve videolarının yer aldığı sergi; izleyeni aleni bir hesaplaşmaya davet ediyor. 1970’lerin ikinci yarısından itibaren tüm dünyada, Türkiye’de de 1980 ve sonrasında etkili olan neoliberalizm paradigması, kent mekânında da etkisini gösterir. Neoliberal politikalar ve beraberindeki uygulamalar, tarım sektöründeki dönüşümle birlikte kentsel ve kırsal alanlardaki mekânsal dönüşümleri de beraberinde getirecek, vaat edilen refah için mekânın sosyolojik, psikolojik unsurlarını görmezden gelecektir. Serkan Taycan bir yandan ekonomik kırılmalara paralel bu başkalaşmayı dokümanter bir anlatıyla görünür kılıyor. Öte yandan 2007’den beri sürdürdüğü çalışmaları eşliğinde kentleşmeye çalışan kırsala, betona tapan kente, meydansız meydanlara sinematografik bir bakış bırakıyor.

Dört bölümden oluşuyor

Taycan’ın üretim pratiğinin temelini oluşturan yürüme ve fotoğraf; kente doğru yola çıkan bu sergiyi birbirine temas eden dört bölüme ayırıyor: Taycan, fotoğraf serilerinin ilki Habitat’ta taşraya, bildiği ve bilmediği yerler arasındaki tanıdık duyguya yaslanarak bakıyor ve hikâyeye dönüşen kadrajlar paylaşıyor. İkinci bölüm Kabuk’ta taşradan çeperlere dalıyor. Taş ocaklarına, dev çöplüklere ve onların İstanbul’un dönüşümündeki paylarına kamerasıyla dokunuyor. Serginin üçüncü bölümünde ise Agora’ya varıyor. Artık sahnede meydanlar var. Kamusal alan olarak meydan, İstanbul için nasıl bir anlam taşır? İnsanlar içinde nasıl var olur? Politikacılar nasıl çekiştirir? Özgürlük nerede nasıl başlar/başlamaz gibi sorular eşliğinde meydan; İstanbul’dan farklı meydan görüntüleriyle bir gözlem alanına dönüşüyor. Serginin son bölümünde ise yukarıdaki üç bölümle diyaloğa giren İki Deniz Arası yürüme projesi var. Taycan, taşradan kent meydanlarına doğru gelen rotayı, 2013’ten bu yana devam eden yürüme eylemini Karadeniz ve Marmara denizleri arasında kente adım adım yaklaşarak gerçekleştirir. Proje, bu serginin vardığı yerde sanatçının ayak izlerini izleyicininkilere sığdırır. İlhamını Gezi Direnişi’nden alan, kent/doğa gerçekliği ve hakları üzerinden insan ve doğa ilişkisini sorgulayan bu sanatsal eylem biçimini de içine alan Kente Doğru sergisi; kentin içinde ve kabuğunda toplanan görüntülerle doğaya sahip çıkmak, kente dair alınan kararlar da pay sahibi olmak, konuşmak ve kenti savunmak için bir agoraya dönüşüyor. Sergi Ocak 2022’ye dek görülebilir.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız