Narin Güran davasına bugün devam edilecek: Dünkü duruşmada neler yaşandı?

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan davanın ikinci duruşmasının ikinci günü tamamlandı. Duruşmada sanıklar birbirlerini suçladı. Davaya bugün saat 10.00'da devam edilecek

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasının ikinci günü tamamlandı. Duruşmaya bugün saat 10.00'da devam edilecek. Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.

Duruşmada neler yaşandı?

Duruşmada savunma yapan tutuklu amca Salim Güran, olay günü sabah erken kalkıp tarlaya gittiğini, ardından merkez Bağlar ilçesinde bulunan ATM'den para çektiğini, iki oğlu ile çay ocağında oturduğunu söyledi. Daha sonra aynı istikametten Tavşantepe Mahallesi'ne geldiklerini ifade eden Güran, bu sırada araca yakıt da aldıklarını belirtti.

Güran, eve geldiklerini, kahvaltı yaptıktan sonra 'yukarı tarla'ya gittiğini anlatarak, şöyle konuştu: "İşlerimi çok iyi takip ediyorum. Tarlada pamuğun kurtlandığı eğer müdahale etmezsem verim alamayacağım söylendi. Daha sonra elektrik arızası nedeniyle elektrikçi trafoya çıktı. Tekrar eve geldim. Evde fazla durmadım. Hüseyin amcayı görmeye gidecektim, oğlum benimle gelmek istemedi, ona gelmesini söyledim. Oradayken R.A. (15 yaşındaki işçisi) beni aradı, 'Burada şüpheli bir araç var' dedi. Köyün yolundan yukarı çıktım aracın olduğu yere gittim, direksiyon eğitimi verildiğini öğrendim. Daha sonra da tarlaya gittim, R.A. oradaydı. Narin kaybolduğu sırada kızım beni aradı, 'Narin kayıptır.' dedi. Köye geldiğimde herkes ağlıyordu. Bağırma sesleri vardı. Komutanı arayarak kardeşimin kızının kayıp olduğunu söyledim. Komutan ise ekip göndereceğini söyledi. Okulun anahtarını istediler kameraya bakmak için. Kameraya baktıklarında Narin patika yoldan geldikten sonra kameranın görüşünden çıkıp sonra kayboluyor. Daha sonra Narin'i aramaya başladık."

Görüntüye göre Narin patika yoldan çıktığı için bağ bahçe her tarafa baktıklarını, bölgede başıboş köpeklerin olduğunu, jandarma ekiplerince getirilen köpeklerin de arama çalışmalarında yer aldığını, kanalın etrafına bakıldığını söyleyen Güran, "O gece her tarafa bakıldı, bulunamadı. Ertesi gün yine herkes aramalara katıldı" ifadelerini kullandı. Güran daha sonra Nevzat Bahtiyar'ı işaret ederek, "O da bizimle aramalara katıldı. Daha sonra dalgıç ekipleri geldi, aramalara katıldı. Şüphelendiğimiz her yere baktıktan sonra köye geldik" dedi.

"Kolluk kuvvetleri hep aileyi suçluyordu"

Daha önce Nevzat Bahtiyar ile Narin'in babası Arif Güran arasında araç konusunda sorun yaşandığını ileri süren Güran, şu beyanda bulundu: "Bu konudan sonra ise kardeşimin evinin sıvası için görüştük. Anlaşamayınca bu adamla (Nevzat Bahtiyar) biz yaklaşık 3 ay boyunca hiç görüşmedik. Kolluk kuvvetleri hep aileyi suçluyordu. Arama çalışmalarında köyde yer alan kuyuları da komutana söyledikten sonra baktık, kolluk demek ki benden şüpheleniyordu."

Narin'e ait DNA örneğinin aracında tespit edildiğini gözaltına alındıktan sonra öğrendiğini belirten Güran, şunları kaydetti: "Çıkmasa şaşardım. Beni medyanın önüne attılar. Battaniye meselesi ve petrolden yakıt aldığımı söylediler. 'Ceset senin aracında battaniyeye sarılı' dediler. 'Asla' dedim. Islak mendil aldığımı söylediler. 'Araçtan inmedim' dedim. Daha sonra beni tutukladılar. Hayatım boyunca cezaevi görmedim. Narin'in cesedi bulunduktan sonra 'Bari bırakın yeğenimin cenazesine gideyim.' dedim, bırakmadılar. Bir aileyi yok ettiler. Beni niye tutukladılar? Beni tutuklamasalardı bu zalim (Nevzat Bahtiyar'ı işaret ederek) zaten itiraf edecekti. 3 aydır bu adamla konuşmuyorum. 'Kabullenecek' dediler. 'Kabullenmez' dedim. Aracımda DNA çıktı diye sürekli aleyhimde ifade veriyor. Allah korusun aynı şey çocuklarımın başına gelse kardeşlerimin aracında aynı şey çıkar. Bu kadar kötülük neden bana yapılıyor?"

 "Bir DNA yüzünden başıma neler geldi"

Salim Güran, savunmasını şöyle tamamladı: "Gitmediğim yeri HTS daraltılmış baz neden gösteriyor? Akrabalarımızın çoğu tutuklandı. Nevzat'ın bir tane aile üyesi var mı, yok. Hem kızımızı hem ailemizi yok etti. Herkes şov peşinde. Narin'den küçük kızım var ve görüşüme geldi. Yengem (Yüksel Güran) çocukları için, yeğenlerim kız kardeşleri için ölüyor. Kızımızı öldürdünüz, namusumuzu lekelemeyin. Niye karını ve kızını söylemiyorsun? Bizim ailemizi neden söylüyorsun? Bizi yok etmeye çalışıyorlar. Kızımız gitti, bittik artık. Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum, bu benim ölümümdür. Bir DNA yüzünden başıma neler geldi. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum."

"Nevzat teslim olmadı ve itiraf etmedi, evinde saklanırken yakalandı"

Duruşmada tutuklu sanık amca Salim Güran'ın ardından avukatı Onur Akdağ savunma yaptı. Akdağ savunmasında, her çıkan yeni hususla ilgili sanık Nevzat Bahtiyar'ın ifadesini değiştirdiğini öne sürerek, şöyle konuştu: "Bir insan nerede kaybolmuşsa en yakın yerde aramalar yapılır. Patikaya en yakın yer, Nevzat'ın evidir. DNA yüzünden Salim Güran gözaltına alındı ve tutuklandı. İlk olarak Nevzat gözaltına alınsaydı olay bu şekilde olmayacaktı. Teslim olmadı ve itiraf etmedi. Evinde saklanırken yakalandı. Nevzat, tehdit edilerek cenazeyi aldığı hikayesini anlattı. Daha sonra ise araçtan cesedi almadığını, evden alarak kendi evine götürdüğüne ilişkin hikayeyi anlattı. Narin, okulun kamerasına göründükten sonra öldürülüyor. Narin'in ölüm dakikası 15.13 ve Nevzat'ın evinde. Daha sonra 15.40 gibi ceset dereye götürülüyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar kişi nasıl öldürebiliyor? Soruşturmayı bel altına kaydırarak yürütmeye çalıştılar. Nevzat, cesedi evine götürdü. Gazal Bahtiyar, cesedi gören kişilerdendir. Cinayeti işleyen ve azmettirenlerden de olabilir. Narin kim tarafından ve nerede öldürüldü? Bu soruların cevabı yanıtlanmadı."

"Salim, hiçbir zaman Nevzat'ı aramamıştır"

"Narin'in ölümü ne kadar korkunç ise Narin'in ölümüne itham da o kadar korkunçtur" diyen Akdağ, Salim Güran'ın Nevzat Bahtiyar'ı en son 21 Mayıs'ta aradığını ileri sürdü. Akdağ, "Salim, hiçbir zaman Nevzat'ı aramamıştır. Arif ile Nevzat'ın araç konusunda yaşadığı sorundan dolayı onu aramamış ve selam bile vermemiş. 3 ay boyunca hiçbir şekilde iletişimi olmamıştır" diye konuştu. "Narin Güran'a ait olduğu belirtilen giysi ve iç çamaşırındaki lekelerde sperm hücresi görülmedi. Çocuk derede kaldığı için bazı lekeler bulaşmış olabilir. Adli tıp raporunda bir cinsel bulguya rastlanmamıştır. Bu cinayeti öç alma olarak işlemiş olabilir. Narin bir cinsel istismara maruz kalmışsa direkt şüpheli Nevzat'tır" ifadelerini kullanan Akdağ, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Narin'e ait giysi, battaniye ve araçta sürüntü DNA bulgusu olduğu söylense de bulaşan sürüntünün Narin canlıyken mi ya da öldürüldükten sonra mı olduğunun tespiti için talepte bulunduk ama talebimiz reddedildi. Salim'in aracında sadece Narin'in DNA'sı bulunduğu algısı tamamen yalandır. Bazı kişilerin DNA'sı da araçtan çıkıyor. Narin'in 16 Temmuz'da o araca bindiği çok net. Salim'in aracının sağ camı açılmıyor. Bu da Nevzat'ın Narin'i sağ camdan aldığını yalanlıyor."

Nevzat Bahtiyar'ın ilk ifadesindeki "Narin'in cansız bedenini battaniyeyle aldığı" ve Salim'in aracıyla alt yola geldiği" sözlerinin mevcut baz raporuyla çürütüldüğünü öne süren Akdağ, "Nevzat ve Salim'in baz hareketliliği yoksa, bu Nevzat'ın cansız bedeni aracına koyduğunu göstermiyor mu?" dedi. Salim Güran ile Yüksel Güran arasında bir ilişki olduğu iddialarına da değinmek istediğini belirten Akdağ, şunları kaydetti: "Salim, evdeki diğer 3 çocuğa aldırış etmeyip eve gidiyor. Narin, her iki kapıyı olağanüstü güçle açıyor ve eve giriyor. Salim evdeki 3 çocuğu öldürmüyor ama Narin'i öldürüyor. Sonra tepeden Nevzat'a sesleniyor. Nevzat diğer çocukları görmüyor ama Narin'in ağzından köpük geldiğini görüyor. Görmemesi gereken bir şey gördüğü için öldürüldü, öyle mi? 3 ay konuşmadığı birine neden cesedi veriyor ve buna ortak ediyor? Salim, Nevzat'ı taşıması konusunda tehdit ediyor, Nevzat cesedi alıyor götürüyor. İkinci senaryo, Enes görülmemesi gereken bir şeyler yapıyor ve Narin gördüğü için öldürülüyor. Muhtar, Nevzat'ı çağırıyor ve Nevzat çocuğu ahırdan çuvala koyup dere kenarına koyuyor. Burada kimse şunu sormuyor; öz oğlun öz kızını öldürecek ve ben haberdar olmayacağım." Akdağ, Salim Güran'ın olay günü cep telefonundan fatura ödediği yönündeki iddialarla ilgili bankaya müzekkere yazılmasını istedi.

"Adım sayar'uygulamasıyla büyük gedik açtık"

Salim Güran'ın telefonundaki "adım sayar" uygulamasına göre olay saatinde 45 adım attığının kanıtlandığını ileri süren Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer 45 adım değil de 145 adım olsaydı herkes Salim'i katil ilan etmez miydi? 'Adım sayar' uygulamasıyla büyük gedik açtık. 'Adım sayar' uygulamasıyla zaten kimse, 'Salim öldürdü' demiyor ki, 'Enes öldürdü' deniyor. Salim'i dosyadan çektiğinizde bu dosya yığın halinde Nevzat'ın başına çökmüyor mu? Enes öldürdü, Salim organize ettiyse Nevzat'ı kim çağırdı, kim tehdit etti?"

"Salim'in 15.14'ten 15.25'e kadar çok fazla internet kullanımı mevcut"

Nevzat ve Salim'in internet kullanımını incelediklerini kaydeden Akdağ, olay günü Salim Güran'ın 15.10 ile 15.40 arasında internete girdiğini ve veri indirdiğini, bu dakikalardaki internet dökümünün 16 sayfa, Nevzat Bahtiyar'ın ise 3 sayfa olduğunu ileri sürdü. "Nevzat, o dakikalarda pek internete girmiyor. Nevzat, ilerleyen saatlerde internet verilerinde rekor kırıyor. Salim'in 15.14'ten 15.25'e kadar çok fazla internet kullanımı mevcut. Nevzat'ın ise 15.10'dan sonra internette 15.15 ile 15.20 arasında veri akışı oluyor ama arka plan uygulaması gibi. 16.01'e kadar internet kullanımı pek fazla yok" ifadelerini kullanan Akdağ, Salim Güran'ın konumunun her zaman açık olduğunu savundu.

"Yüksel ile Salim arasındaki iftira konusu, baz raporuna göre çürütülmüş oldu"

Daraltılmış baz raporuna da değinen Akdağ, "Kamera kaydı, baz raporları ve ses kayıtları karşılaştırıldığında Salim Güran olay günü gece vakti kesinlikle Narin'in bulunduğu yere gitmiyor" ifadesini kullandı. "Baz doğruysa Gazal Bahtiyar neden tutuklanmıyor? Gazal Bahtiyar hakkında ihbarda bulunuyorum; lütfen tutuklayın" diyen Akdağ, savunmasını şöyle tamamladı: "Baz raporunda 1 dakikalık sapmadan bahsediliyor. Daraltılmış baz raporunda en az 50 metreden bahsediliyor. Evler iç içe ve biz hala bu delili tartışıyoruz. Katil Salim mi yoksa Enes mi? Biz katil Nevzat derken boşuna söylemiyoruz, birçok delil sunduk. Bize ne söyleniyor, Nevzat hariç herkes katil. Baz raporunu kabul edeceksek Salim, Arif'in evinde 15.20'de olduğunu söylüyor. Salim, çocuk eve geldikten sonra eve geliyor. Yüksel ile Salim arasındaki iftira konusu da baz raporuna göre çürütülmüş oldu. Müvekkilimizin tahliyesini, bunu yapamıyorsanız da ev hapsi vermenizi ve bu mağduriyetinin giderilmesini talep ediyorum." Onur Akdağ'ın savunmasının ardından duruşmaya bir süre ara verildi.

Nevzat Bahtiyar: Ailemin güvencesi olmadığı için yalan söylemek zorunda kaldım

Duruşmada tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar savunmasında, Narin'in cansız bedenini Salim Güran'ın kendisine verdiğini ileri sürerek, "Kendisi bana işaret etti, 'Bunu kaybet, parça parça haline getir.' dedi. Suçu üzerime yüklüyorlar. Salim'in avukatı bana yönelik hoş kelimeler kullanmadı. Neden bir insanı vahşice yukarıdan atayım? Biri beni görebilir" ifadelerini kullandı. Ailesinin bir güvencesi olmadığı ve bu nedenle korktuğu için sustuğunu öne süren Bahtiyar, "Cezaevinde ailem güvence altına alındıktan sonra söyledim. Tekli odada kalıyorum. Kartım ve hesabım yoktu. Odamda televizyon, radyo hiçbir şey yok. (Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ) Devletin beni neden yakalamadığını söylüyor. Ne konuştuğunu bilmiyorsun. Kimin gücü devlete yetiyor. Hiç kimse gazetecilere müdahale etmedi. Ben onları tanımıyorum, onlar da beni görmediler. Yakalandığım gün beni karakola götürdüler. Ailemin güvencesi olmadığı için mecburen yalan söylemek zorunda kaldım." dedi.

Salim Güran'ın araç satışı konusunda yalan söylediğini ileri süren Bahtiyar, "Aracı vadeli vermiştim. Adama 90 bin lirayı vadeli vermiştim. Adam satamayınca Salim'e, 'Kendine al.' dedim. Para konusu ve ev meselesi çıktı. 'Eve bakmayana kadar fiyat veremem.' dedim. Eve baktıktan sonra akşam onu aradım. 'Hakkı 170 bin liradır. Senin için en son 150 bin yaparım.' dedim. O da başka birinin 140 bin lira fiyat verdiğini söyledi. Ben de 'Beni o para kurtarmaz.' dedim. 200 bin lira fiyat verdiğim konusunda yalan söylüyor" beyanında bulundu.

Bahtiyar, savunmasını şöyle tamamladı: "(Salim Güran) Ben sana ne dediysem onu söyle. Sen beni çağırdın. Narin'i bana teslim ettin. Şimdi inkar ediyorsun. Ben aldım, götürdüm, oraya bıraktım. Ben sadece Narin'in cansız bedenini taşıdım. İnkar etmiyorum. Cezam neyse razıyım. Onların da suçunu kabul etmesi lazım. Suçun hepsini benim üzerime atıyorlar. Kesinlikle kabul etmiyorum. Ben öldürmedim, neden üzerime alayım ki? İftira atamam. Ne biliyorsam onu söyledim."

"Cinayeti bir kişi işledi"

Duruşmada daha sonra Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın savunmasına geçildi. Duruşmada tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'ın ardından avukatları Ali Eryılmaz ve Adnan Ataş savunma yaptı. Ali Eryılmaz, savunmasında, aileden hiç kimseye "katil budur" diye ithamlarda bulunmadıklarını, bir kişiye katil demek için bir delilin ve şüphenin olması gerektiğini belirtti.

Meslektaşlarına seslenerek, savunmalarında ithamda bulunmamalarını isteyen Eryılmaz, şunları kaydetti: "Güran ailesinin namusu ve şerefiyle ilgili savunmalarda bulunmadık. Tamamıyla delillere yönelik savunmalar yaptık. Dosyada cinayetin oluş sebebi noktasında bir bulgu bulunmuyor. Müvekkilim kadar konuşup herkes dosyaya bir fayda sağlasaydı böyle bir tutum olmayacaktı. Kendi kabahatleriyle başkalarını karalamasınlar. Müvekkilimin üzerine suçu yüklemeye çalışıyorlar. Dosyada ne varsa her şey bellidir. O çocuğu kim öldürdüyse çıkıp söylemelerini istiyoruz. Hem kendilerini koruyacaklar hem de diğer iki sanığı kurtarmış olacaklar. Cinayeti bir kişi işlemiştir."

"Katilin kim olduğunu biliyorlar, mağduru oynuyorlar"

"Bir tutanakta Yüksel Güran evde hep erkek çocukları olduğu için bir yere gittiğinde Narin'i Maşallah'a bıraktığını söylüyordu. Bu cümle bile bir şeyleri gösteriyor. Arada ağızlarından bazı şeyleri kaçırmak zorunda kalıyorlar." diyen Eryılmaz, Van'da 27 Eylül'de kaybolan ve 15 Ekim'de cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in ölümüne değindi.

"Ben de bir babayım." diyen Eryılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rojin davası savcılık aşamasında. Babası her gün orada yattı, kalktı, çocuğum belki çıkar gelir diye. Çalmadık kapı bırakmadılar. Bu aile de aynı şeyi yapsaydı, gizli toplantılar yapmak, delilleri karartmak yerine Narin'i aramış olsalardı toplum nezdinde çok farklı olacaktı. Toplum baktı ki ailesi onu sahiplenmiyor, o nedenle Narin'in ailesi 85 milyon oldu. Narin bizim kızımızdır demesinler Narin onlar için artık öldü. Narin burada oturan herkesin kızıdır. Katilin kim olduğunu içlerinde biliyorlar, mağduru oynuyorlar."

Eryılmaz, savunmasında şu beyanlarda bulundu: "Enes'i kurtarmak için bir senaryo oluşturmuşlar. Koskoca köy bir araya geldi, Enes'i kurtarmaya çalıştılar. 19 gün boyunca binlerce insan Narin'i aradı. Narin aranırken birçok ihbar yapıldı. Hepsi de yanlış ihbarlar. Narin'in bulunmaması için her şeyi yaptılar. Belki Narin bulunmaz, delil yok olur ya da herkes gider biz cenazeyi çıkarırız diye düşündüler. Salim Güran komutanla ilk konuştuğunda kızın kaybolma saatini 15.30 söylüyor. Sonraki süreçlerde saatleri hep farklı söylüyor. Bunu Nevzat için mi yapacaklar? Cinayeti işleyenler bunlar. Aile içinde işlenen bir cinayet."

Nevzat Bahtiyar'ın iddia edildiği gibi evinde saklanmadığını, kapıya çıkıp jandarmaya teslim olduğunu öne süren Eryılmaz, "Müvekkilim su kesik olduğu için Salim'i arıyor. Zaten Salim de bu olayı doğruluyor" dedi. Adım sayar uygulamasına değinen Eryılmaz, "Adım sayar uygulaması, cebinizde ayrı, elinizde ayrı, çantada ayrı adım sayıyor ve başka bir sonuç veriyor. Salim Narin'i öldürürken telefonu elinden bırakmış olabilir" ifadelerini kullandı. Eryılmaz, müvekkili Nevzat Bahtiyar'ın cinayeti işlediğine yönelik somut bir delil bulunmadığını iddia ederek, tahliyesini istedi.

"Cinayete ilişkin ciddi bir gerekçe ortaya konulamadı"

Bahtiyar'ın avukatlarından Adnan Ataş da Arif Güran'ın kızının kaybolduğunu ailesinden değil başkalarından öğrendiğini belirterek, Salim Güran'ın olay günü tüm aile üyeleriyle görüştüğünü ama Arif Güran'ı aramadığını ileri sürdü. "Nevzat Bahtiyar'ın ifadelerini değiştirdiği iddiaları var ama Güran ailesinin tüm üyeleri ifadelerini değiştiriyor. Müvekkilim Salim Güran'ın dostu. Köyde aile bireylerinin olmadığı gün Salim Güran'ın suçuna ortak edilmiştir." diyen Ataş, Nevzat Bahtiyar'ın ailesinin duruşmaya gelmesini güvenlik gerekçesiyle uygun görmediklerini belirtti.

Ataş, müvekkilinin hakaretlere ve tehditlere maruz kaldığını ileri sürerek, şunları kaydetti: "Cinayet için bir gerekçe olması gerekiyor. Cinayete ilişkin bugüne kadar ciddi bir gerekçe ortaya konulamadı. Enes'in ifadeleri çok çelişkili. Saatlerde yanılmış olabilir ama hiç uyumaktan bahsetmemiştir. Daha sonra ise 'O saatlerde uyuyordum.' demesi farklı bir argüman. Salim'in işçisi R.A. hala da söylediği saatlerde ısrarcı çünkü kendisinin de yönlendirildiğini düşünüyoruz. Enes'in vücudunda 8-9 izden bahsediyoruz. Bu bir kavganın neticesinde olabilecek bir şey. Mısır koçanlarından olabileceğini düşünmüyoruz. Arif Güran'ın evi ve çevresinde bir şeylerin olduğu belli. Ne olduysa o yokuşun yukarısında oldu."

"Müvekkilimde cenazeyi yerinden çıkarıp yol kenarına bırakma düşüncesi olmuş"

Ataş, Salim Güran'ın ses kayıtlarına göre arama çalışmaları sırasında mısır tarlasına gidilmesini istemediğini, aramaya katılanları kanala doğru yönlendirmeye çalıştığını ileri sürdü. Daraltılmış baz raporuna göre Nevzat Bahtiyar'ın cinayet işlendikten sonra Arif Güran'ın evinin mevkisine gittiğini öne süren Ataş, savunmasını şöyle tamamladı: "Cinayeti 4 sanık birlikte aynı anda karar vererek işlemedi. Müvekkilim her türlü olayın dışında kalıyor. Önce Salim Güran olay yerine gidiyor. Eylem birliği olmaz. 19 gün kolluğa bildirilmedi. Müvekkilimde 4 gün boyunca cenazeyi yerinden çıkarıp yolun kenarına bırakma düşüncesi olmuş ama asker var diye bu işlemi yapamamış. Bunun için 4 gün işe gitmediğini söyledi. Müvekkilim açısından cinayet ve cinayete iştirak durumu oluşmamıştır. Daraltılmış baza göre olay yerine giden en son kişidir. Güran ailesinin köylü üzerinde baskı kurduğunu biliyoruz. Çoban bile suç duyurusunda bulunmadığını söyledi. Müvekkilimin cinayetle ilgili iştirakını kabul etmiyoruz. Beraatine karar verilmesini talep ediyoruz." Daha sonra duruşmaya bir süre ara verildi.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık ağabey Enes Güran, olay günü evde olduğunu belirterek, bunu inkar etmediğini söyledi. Güran, "Olay günü saat konusunda verdiğim ifademde 16.30 dedim. Beni karakola aldılar ve suçluyorlar. Elim kolum bağlıydı, ne yaptığımı bilmiyordum. Ondan sonra olay gününü hatırlamaya çalıştım. Daha sonra yine ifade vermek istedim karakolda. Hatırladıklarımı ifademde vermek istedim. Gerekirse kafamı gövdemden koparın ama beni bacımla itham etmeyin. Ömrümün sonuna kadar cezaevinde kalayım ama vicdanım rahat. 'Çingeneler kaçırmış' dediler. Biz de arama çalışmalarına katıldık. Bir yerde olduğunu düşünüyorduk. Belki dilendiriyorlardır diye düşündük. Sağa sola baktık, kimseyi bulamadık." diye konuştu.

"Annem beni korusaydı o saatlerde evde olmadığımı söylerdi"

"Kolumdaki izleri merak ettiler. Adli Tıp Kurumu raporu geldiğinde Narin'e ait olmadığı ortaya çıktı. Annemin de çene ve diş yapısıyla ilgili rapor hazırlandı. Onda da bir şey çıkmadı." diyen Güran, gözündeki morlukla ilgili yapılan kontrolde jandarmaya kolunu da göstererek, ısırdığını belirttiğini ileri sürdü. Pantolonundaki lekelerin de sorulduğunu, onlara bunun kan olmadığını söylediğini ileri süren Güran, "Bir şey hatırladığınızda gelin bize söyleyin dediler. Söyleyince bu kez şüpheli olarak görülüyoruz. Herkes 'Annesi Enes'i koruyor' diyor. Annem beni korusaydı o saatlerde evde olmadığımı söylerdi." dedi.

"Nevzat Bahtiyar yakalandığı zaman isteseydim ifademi değiştirirdim"

"Nevzat Bahtiyar yakalandığı zaman isteseydim ifademi değiştirirdim, o zaman evde olmadığımı söylerdim. Belki şu an seyirci bölümünde otururdum. Ama şerefsiz olarak otururdum. Ben o saatlerde gerçekten evdeyim. HTS kayıtlarına saat 17.00 gibi okulun oralarda olduğumu söylüyorlar. Ben öyle bir şeye şahit olsaydım söylerdim. O saatlerde evde değildim. Kardeşim kayboldu, deli oldum. Ne yemek yiyor ne su içiyordum." diyen Güran, hep aramalarda yer aldığını öne sürdü. Ertesi gün jandarmanın aramalara katılmalarını istemediğini iddia eden Güran, "Çünkü bizim kokumuzdan köpek kokuyu alamıyormuş. Kardeşim kaybolmuş ama aramalara katılmamız istenmedi." diye konuştu.

"Keşke kolumu ısırmasaydım"

Güran, şu beyanlarda bulundu: "​​​​​​​Nevzat Bahtiyar tahliye edilsin istiyorlar. Suçunun olmadığını söylüyorlar. Kardeşimin cansız bedenine 3 taş bıraktı. Kızı nereye gömdüğünü biliyor ve bize gelip 'İnşallah bulursunuz' diyor. İnsanlar 'Güran ailesi' diyorlar. Keşke kolumu ısırmasaydım. Ölseydim daha iyiydi. Namusumu, şerefimi konuşmaya kimsenin hakkı yok. 14 sayfalık iddianamede hep 'Güran ailesi' deniliyor. Nevzat'ın sadece bir sayfada ismi geçiyor. Nevzat ile ilgili bazı konularda şahitlerim var. Onlarla birlikte ileride anlatacağım, hepiniz şok olacaksınız anlatacaklarıma." Daha sonra Nevzat Bahtiyar'a dönerek, "Nevzat 'Fa' diyeyim sen anlarsın, kızından anlarsın. 7 sülalen de vardır içinde. Kızın..." diyen Güran'a, Bahtiyar da "Şerefsizlik yapma." dedi.

"O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın"

Güran, şunları kaydetti: "'Enes bir şey biliyor, konuşmuyor, görmüş' diyorlar ya keşke Enes bir şey bilseydi, hepsini öldürseydi. Yatağı kaldırıp, keleşi çıkarır sıkardım zor değildi. Salim Güran'ın da annemin de kafasına sıkardım. Adalet dediğin zaman somut delil olması lazım. Benim suçum yok. Herkesin günahı vardır ama bu konuyla ilgili ilgim yoktur. Suçsuzum, hiçbir suçu kabul etmiyorum. Keşke bu duruma gelmeseydik. Her şey ortaya çıktığı zaman anlayacaksınız siz de insanların nasıl yalancı olduğunu. O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın. Köyde güvenli olduğumu sanıyordum ama değilmişim. Ben ve kardeşlerim güvende olmadığımızı gördük. Yaşlılar bilmez gençler bilir. Gecenin yarılarına kadar dışardaydık." Kardeşi Narin'in mezarına 3 aydır gitmediğini belirten Güran, kardeşinin olay günü eve gelmediğini ileri sürdü. Enes Güran, savunmasını şöyle tamamladı: "Üzerime isnat edilen suçu kabul etmiyorum. Üzerime atılan iftiraları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Somut delil olmadan beni yargılayamazsınız."

Duruşmada daha sonra Enes Güran'ın avukatı Mahir Akbilek'in savunmasına geçildi. Duruşmada tutuklu sanık ağabey Enes Güran'ın ardından avukatları Mahir Akbilek, Muhammet Fatih Demir ve Recep Kızılok savunma yaptı. Avukat Mahir Akbilek savunmasında, iddianame ve mütalaaya bakıldığında net bir delil göremediklerini ileri sürerek, "Olası kast var ama olası fail yok" dedi. Akbilek, bir avukat arkadaşının kendilerine köyün krokisi ile iyileştirilmiş bir görüntü gönderdiğini belirterek, bu kayıtları izletmek istediğini söyledi. Duruşmada izletilen görüntülerle ilgili Akbilek, olay günü saat 15.12'de Nevzat Bahtiyar'ın evinin yakınlarındaki karartının Narin olduğunu, hareketli görünen kısımdaki karartının da Nevzat olduğunu düşündüklerini ileri sürdü.

"Maddi deliller bulmanız lazım"

Akbilek, şunları söyledi: "Nevzat, her ifadesinde yalan söylemiştir. Nevzat, 'Fırsatını bulsaydım cenazeyi oradan çıkaracaktım.' diyerek ailenin cenazeyi bulmasını sağlamak istediğini iddia etmiştir. Kendisini iyi göstermek istemiştir. Enes ve Yüksel Güran telefonundan hiçbir veri silmemiş. İnsan kolunu ısırabilir, kendisine zarar verebilir. Bu, Narin'i öldürdüğü anlamına mı geliyor? Bu Anadolu'ya has acıyı dışa vurum biçimidir. 'Yüzümü mısır koçanı çizmiş' demiyor, 'çizmiş olabilir' diyor. Yaşadıklarını anlatıyor. Tıbben de mümkündür. Maddi deliller bulmanız lazım. Enes haksız yere cezaevinde tutulmaktadır."

"Doğrudan Nevzat katildir diyemem"

Avukat Muhammet Fatih Demir de savunmasında, bu davanın tarihi sorumluluğu olduğunu belirtti. Demir, "Haksız ithamda bulunmak da haksız hüküm kadar sakıncalıdır. Narin'in ağabeyi Enes için bu kadar acımasız olmamalıyız. Bu insan 21 Ağustos'ta bir darbe yedi. İnsanlar idam istiyor. 'En ağır cezayı almasını istiyoruz' diyorlar. Ya sanıklardan biri masumsa? Yargı makamlarından adalet istiyoruz" dedi. "Doğrudan Nevzat katildir diyemem. Ona siz karar vereceksiniz. Nevzat hem annesinin evinden su çekiyor hem de su için Salim'i aradığını söylüyor. Niçin su için aradın? Bana mantıklı gelmiyor. Naaşı koyduğun yeri değiştirmek istiyorsun? Neden değiştirmek istiyorsun? Aile görsün diye mi koymak istedin, inanmıyorum sana. Jandarma kapına gelene kadar hiçbir şey konuşmamışsın." diyen Demir, Nevzat Bahtiyar'ın 30 dakika boyunca dere kenarında ne yaptığını açıklayamadığını, orada ne yaptığının bilinmediğini öne sürdü.

Demir'in savunmasında Diyarbakır Barosu'nu eleştirmesi üzerine duruşmayı izleyen baro üyesi iki kadın avukat tepki gösterdi. Mahkeme heyeti başkanı, duruşmanın düzenini bozdukları gerekçesiyle avukatların dışarı çıkarılmasını istedi. Avukatlar salondan çıkarıldı. Daha sonra Tavşantepe Mahallesi'ndeki okulun güvenlik kamerasınca olay günü akşam saatlerinde kaydedilen görüntülerin duruşmada izletilmesini isteyen Demir, kameranın görüş açısına giren kişinin Enes olduğunu, arama çalışmalarında yorulduğu ve kardeşini bulmadığı için kendisini çaresizce yere attığını ileri sürdü.

"Müvekkilime isnat edilen suçlarla ilgili somut delil yok"

Avukat Recep Kızılok ise Tavşantepe Mahallesi'nde Narin kaybolduktan sonra elektrik tellerinin birbirine çarpmasıyla yangın meydana geldiğini öne sürerek, ailenin, suçluyu kayırmak istemesi nedeniyle bunu yaptığının söylendiğini ifade etti. Narin'in kaybolduğu yerde yaşayanların çoğunun akraba olması, yabancı araçların köye girmemesi, olayın eve yakın yerde olması nedeniyle cinayetin aile tarafından yapıldığının düşünüldüğünü dile getiren Kızılok, savunmasını şöyle tamamladı: "Müvekkilim Enes'in gözündeki morluk ve kolundaki ısırık çok konuşuldu. Belki de yargılanmasının sebeplerinden biri buydu. Müvekkilime isnat edilen suçlarla ilgili somut delil yoktur. Hepsi varsayımdır. Uzun süre tutukludur. Kız kardeşinin mezarını bile görmedi. Tutuksuz yargılanmasını istiyorum. Beraatini talep ediyorum." Duruşmaya bugün saat 10.00'da devam edilecek.

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı İpek Kıraç, babasının evlendiğini e-devlet'ten öğrendi 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı