Ormanda kış modası
Günlerin uzamaya başladığı şu günlerde bitkiler sessizce, sakince ve sabırla evrimine devam ediyor. FEM GÜÇLÜTÜRK Şöyle başlayalım diyorum. Labofem’e hoş geldiniz. Yok, bahçesine değil, köşesine! İstanbul’la hesabımızı kesip Muğla’nın kırsalına yerleşmemizin beşinci yılında hâlâ “Bahçenizi gezelim, seranızı dolaşalım, bitkilerinizden ve bilginizden tırtıklayalım” içerikli teklifleri üzülerek (aslında pek de değil) “özelimizdir” diyerek kabul edemiyoruz. Pandemi de tuzu biberi oldu, doğadaki inzivamız kusuruz ilerliyor. Ve fakat elbette bilgiler paylaştıkça güzel, bu durumda iç mekan bitkilerine, sebze meyve bostanına, peyzaja, yani özetle ota çiçeğe böceğe ait edindiğim, edinmeye de devam ettiğim ne bilgim varsa buradan anlatayım dedim. Ben kim miyim? Ben Fem. Labofem’in Fem’i. Bu hafta size evdeki bitkilerimizi zorlayan 5 temel meseleden bahsedeceğim... Bitkilerin bu mevsimdeki en büyük dertleri; 1) Az ışık 2) Çok ısı 3) Aşırı sulama 4) Az nem 5) Havasız ortam. Bitkilerin renkleri soluklaşıyor, yaprak aralıkları açılıyor, ışık kaynağına doğru yamularak büyüyor, gövdeler incelerek uzuyor ise az ışık, üstüne üstlük sıcak ortam sorunu olabilir. Uykuya çekilmeleri, havadar ve minimum 5 derecede kalmaları, seyrek ve az sulanmaları, bolca direkt gün ışığı almaya devam etmeleri gereken bir sezonda tam tersi ortamlarda kalınca zorla büyümeye teşvik ediliyorlar ve formları bozuluyor. Yine bu aylarda büyük saksıların dipleri ıslak kalıyor. Sulamadan önce parmakla veya bir çöp şiş çubuğu ile toprak diplerini kontrol etmek gerek. Ezbere bir zaman planı ile (mesela “iki haftada bir") su verilmesi halinde de elbette kökler çürüyor, gövdeler yumuşuyor, minnak Şirinler köyü mantarları topraktan çıkıveriyor. Bu arada mantarlar zararlı değil ama oluşmalarına sebep olan nemli ortam fazla sulamanın bir göstergesi. Tropik türlerde ise aşırı sulama ve topraklarındaki halihazırda bulunan eklenmiş kimyasal besinler ısı ve su ile aktive oluyor, uykudaki bitkiye fazla geliyor, yaprak uçları kararıyor, yanıyor, sarı lekeler oluşuyor, taze sürgünler çürüyerek düşüyor. İç mekanlar için alt suyu kökten ayırmaya yarayan hazneli ve kendinden tabaklı plastik saksı tasarımlarının niyeti iyi ama aşırı sulamaya meyilli kişilerin bitkileri için bir ölüm tuzağı! Toprakların görünen kısımları kuru olsa da, uykudaki bitkinin kullanmadığı ve kolay kolay da buharlaşmayan su, saksı diplerinde bataklık gibi ıslak kalıyor, köklerin su almasını engelliyor. Anaerobik (havasız) ortam yüzünden de “zararlı bakteriler” coşuyor, çürümeler yaşanıyor. Toprak diplerinin sulamadan önce bıcık bıcık su olmadığından emin olmak isteyen titiz bitkiseverler için ‘moister-meter’ yani nem ölçer (tek çubuklu) aletini kullanmak yerinde olur. Kuru hava yüzünden çıtır çıtır kuruyan nem isteyen tropik türler için de kış döneminde saksılar bir araya toparlanarak bir nem yoğunluğu oluşturulabilir, altlarına su ve çakıl taşı konmuş kaseler ile ortamın nemi artırılabilir. Ama buhar makinesinden imtina ediniz! Buhardan daha fazla bakteri saçıyor olma olasılığı sevimli değil. Başımızda yeterince sağlık meselesi var!