Özel'den Bahçeli'ye 'açık çek': Gelin AK Toroslar çetesini de dağıtalım, paralel yapının da üstüne gidelim
CHP lideri Özel, Bayrampaşa Belediyesi soruşturması sürecinde MHP'den ihraç edilen iki ismin, belediyeye rüşvet verdikleri yönündeki ifadeyi imzalamadıkları için tutuklandıklarını öne sürdü. Bahçeli'ye seslenen Özel, "Gelin AK Toroslar çetesini de dağıtalım, paralel yapının da üstüne gidelim" dedi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, "Gelin Türkiye'de AK Toroslar çetesini de birlikte dağıtalım, paralel yapının da üstüne birlikte gidelim. Hukuku savunmak için size açık çek veriyorum" diye seslendi.
Bahçelievler mitinginde konuşan Özel, Bayrampaşa Belediyesi'ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve bu süreçte MHP'den ihraç edilen Emin Sönmez ve Yasin Sönmez'le ilgili şunları söyledi:
"Emin Sönmez, Sayın Bahçeli'nin iyi tanıdığı biriymiş. Zaman zaman Sayın Bahçeli ile görüşürmüş. Burada birden içeri atılmışlar ama Emin Sönmez'in ifadesi şu, 'Bana 'Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'ya 1 milyon TL verdim' de, bu kağıdı imzala, işine gücüne devam et' dediler. Allah'tan korkarım, iftira atmam dedim, oğlumu da beni de yaka paça içeri koydular' diyor. Sayın Bahçeli'den rica ediyorum. Lütfen bir milletvekilinizi yarın, düne kadar kadim dostunuz Emin Sönmez'e, yöneticiniz Yasin Sönmez'e yollayın. AK Toroslar çetesi bir ses kaydı bulmuş üç sarhoştan, '1 milyon lira verdiler' diyormuş ama öyle bir para yok. MHP'li işadamına 'ben verdim dersen işine gücüne bakarsın, yoksa bir miktar içeride yatarsın' demişler. Buna MHP'li bir milletvekili yollamak, konuşmak bedava. Aksi takdirde bu AK Toroslar çetesinin önünü almak mümkün değil."
"Hukuku savunmak için size açık çek veriyorum"
MHP'ye yakın yayın organlarında 'İçişleri ve Emniyet'ye yeni bir paralel yapı oluşturulduğu' yönünde yorumlar olduğunu belirten CHP lideri şöyle konuştu:
"Sayın Bahçeli şikayet ediyor ya İçişleri'nde Emniyet'te paralel yapı var, kahramanları uzaklaştırıyorlar, yerine bir cemaati dolduruyorlar. Yakında darbe de olur diye yazıyor Bahçeli'nin danışmanları. Paralel yapının kralı Çağlayan Adliyesi'nde var, AK Toroslar çetesinde var. Buradan AK Parti ile MHP'nin arasına girme niyetim hiç yok. Ama gelin Türkiye'de AK Toroslar çetesini de birlikte dağıtalım, paralel yapının da üstüne birlikte gidelim. Hukuku savunmak için size açık çek veriyorum."
"Aktaş'a 843 milyonluk ihale veren Bahçelievler Belediye Başkanı'na dönüp soran yok"
Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Aziz İhsan Aktaş adında bir iftiracı, Adalet ve Kalkıma Partisi'nin Yargı Kolları Başkanı tarafından kullanılıyor ve bir iftira kampanyasının içine oturtuldu. AK Parti'nin Yargı Kolları Başkanı'nı biliyor musunuz? Akın Gürlek. Yargı Kolları Başkanı'nın aparatı olmuş, herkese iftira atan, daha doğrusu Türkiye'de 388 yerde ihale almış, bunların 80'i CHP'li belediyeler, 300'ü AKP'li belediyeler veya bakanlıklar, kamu kurumları. O taraftan bir kişiye soru yok. Bu tarafta kapısından girdiği belediye başkanını içeriye atıyor.
Zeydan Karalar. Bugün Adana'dan buraya bin 500 kilometre yürüyen aslanlar var... Zeydan Başkan 12 yıl önce Seyhan'ı, AK Parti'den almış. Aldığı sırada bir ihale varmış normal ödemeler yapılmış. Günü gelince bitmiş, bir daha iş verilmemiş. Kendine sorarsan, 'ortak değiliz' diyor. Savcı, 'Onlar ortak. Ben biliyorum' diyor. Güya Aziz İhsan Aktaş'ın ortağı 12 yıl önce Zeydan Karalar'dan ödeme almış. Onun için Zeydan Karalar içeride yatıyor. Ama Bahçelievler'in Belediye Başkanı daha geçen sene iki parça halinde önce kamyonları, sonra şoförleri için ihale yapmış. Toplam 843 milyonluk ihale vermiş. Hakan Efendi'ye dönüp soran yok. Yazıklar olsun böyle ikiyüzlülüğe. Eğer Zeydan Karalar, ya da Avcılar Belediye Başkanım Utku Caner Çaykara, ya da Gaziosmanpaşa'da Hakan Bahçetepe bunların ifadesiyle hapiste yatıyorsa Bahçelievler Belediye Başkanı'nın elli kere müebbet alması lazım.
"Onu çıldırtmak için bir kuyumcu dükkanı görünce giriyorum"
AK Parti öyle bir kara düzen getirdi ki artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı. Erdoğan 88 bin liradan az alanı, ya da 22 bin lira asgari ücret alanı, ya da 16 bin 200 lira emekli maaşı alanı sevmiyor ama 700 milyar lira zenginlerin vergisini sildi bu sene. 700 milyar lira kesinleşmiş vergi yani alacak cebine koyacak parayı 'almam' diyor. 'Senin cebinde kalsın, hazineye girmesin' diyor. Kur Korumalı Mevduat'ta 2,5 trilyon lira para aktardı. Hepimizin cebinden alıp zenginlerin cebine koydu. Bu yılın ilk 7 ayında 1,5 trilyon lira sadece faizi ödedi.
Asgari ücretliye zam verirken bir seferde 3 kazık birden atıyor. Normal enflasyon değil TÜİK'i takip ediyor. TÜİK'in gerçekleşen enflasyonunu değil hedeflenen enflasyonu veriyor. 'Ülke büyüdü' diyor. Büyümeden pay vermiyor ve asgari ücretliyi 22 bin lirada, emekliyi 16 bin lirada tutuyor. Ben onu çıldırtmak için Türkiye'nin neresindeysem Trabzon, Rize, Artvin, Urfa, Manisa, Edirne, nerede olursam bir kuyumcu dükkanı görünce giriyorum. Hesap makinesini çeviriyorum diyorum ki, 'Her hesap şaşar altın hesabı şaşmaz'. Bakın Erdoğan geldiğinde 2002'de en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın alıyormuş. Bugün 5,5 çeyrek altın alıyor. Arada 9 çeyrek altın kayıp. Erdoğan geldiğinde asgari ücret 7 çeyrek altın alıyormuş. Şimdi 2,5 çeyrek altın alıyor. Asgari ücretlinin cebinden 4,5 çeyrek altın kayıp. En düşük emekli maaşı 2002'de 8 çeyrek altın alırmış, şimdi sadece 2 çeyrek altın alıyor. En büyük hasar emeklide. Bugün 2 çeyrek altın alan maaş, Erdoğan'dan önce 8 çeyrek altın alıyormuş. Basit hesap: 16 bin lira yerine Erdoğan olmasaydı 65 bin lira maaş alıyor olacaktı emekliler. Bir şey düştüğü yerde kaybedildiği yerde bulunmaz mı? Nerede kaybettik bunu? 3 Kasım 2002'de seçim sandığında. Nerede bulacağız? Önümüze gelecek ilk seçim sandığında.
"Ülke otoriterleştiği için para kaybediyor"
Memleketin anasını ağlattılar. Avrupa'da enflasyon yüzde 2, Türkiye'de yüzde 33. 27 AB ülkesinde toplam 13 milyon işsiz var. Türkiye'de tek başına 13,5 milyon işsiz var. Bu iktidardan kurtulmadan belini doğrultması mümkün değil. Çare hiç şüphe yok. Demokrasi, adalet. 19 Mart darbesi yapıldı borsa yüzde 9 düştü. Rezervler eridi, yabancı sermaye kaçtı. Cumhuriyet Halk Partisi'ne saldırı var. Davanın 30 Haziran'dan 15 Eylül'e ertelendiği gün borsa yüzde 5.5 değer kazandı. 2 Eylül günü İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atadılar, yüzde 6,5 düştü. Ardından Ankara'da kurultay davası Ekim'in sonuna ertelendi, borsa yüzde 6 değer kazandı. Yani memlekette CHP'ye kötülük yapıldığı için değil, demokrasiden sapıldığı için, bir siyasi parti bastırılmaya, susturulmaya uğraşıldığı için, sandık yerine kayyumlardan medet umulduğu için, yani dünyanın gözü önünde ülke otoriterleştiği için para kaybediyor. En ufak demokratikleşme umudunda ülke toparlanıyor. İlk seçimi kazanacağız, memleketi şaha kaldıracağız. Ben Sosyalist Enternasyonel'in 2. Başkanı olarak 77 ülkedeki 89 partiden imza almışım. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'de iktidara gelip de AB tam üyelik yürüyüşünü başlatınca, 'Biz bunu destekleyeceğiz. En büyük destekçisi olacağız' diyor. İktidara geleceğiz. Gençler size söz olsun, yasaksız Türkiye, vizesiz Avrupa olacak.
"Bu memlekette hiçbir çocuk babasından yoksulluk miras almayacak"
Ama bunu bilmek için demokrasiyle, ekonominin ilişkisini bilmek için ortalama bir genel kültür yeter de, bunu iyi bilmek için bunu tahsil etmek lazım. Tahsil etmek için bir üniversite bitirip bir diploma almak lazım. Bunu Ekrem Başkan çok iyi biliyor da birisi bilmiyor. Bir diplomasız var, o bilmiyor bunu. Bugün sadece diplomasız değil, milletin halinden anlamayan bir vicdansızın elinde memleket perişan oldu. Bir yandan, 'Sıfırladın mı oğlum paraları?' diyenler, öbür taraftan oğlunu sıfır lira harçlıkla okula gönderenler. Kantinler ateş pahası, simit 20 lira, ayran 20 lira, kaşarlı tost 80 lira. Çocuğun cebinde metelik yok. O yüzden söz veriyoruz, ant içiyoruz ki: Bu memlekette hiçbir çocuk babasından yoksulluk miras almayacak. Hiçbir çocuk okula giderken boş bir beslenme çantasıyla gitmeyecek. Hiçbir çocuk kantinin önünde başkasının aldığı tosta bakmayacak. Bunun sağı yok, solu yok. AK Partisi, MHP'si, DEM'i yok. Kürt'ün de, Türk'ün de çocuğu aç, babası işsiz. O yüzden bu memlekete mutlaka ve mutlaka adaleti getireceğiz. Gelir adaletini getireceğiz, vergi adaletini getireceğiz, sosyal adaleti getireceğiz.
"Ya AK Parti'ye geçeceksin ya Silivri'ye gideceksin"
Bugün Hasan Mutlu'nun yanındaydım. Hasan Mutlu birkaç bilgi verdi, aynı bilgileri burada ifade edeyim. Muhataplarından bir iki yılık mılık cevap geldi, esas soruyu şimdi buradan onlara soralım. Mevzu şu; Hasan Mutlu hepiniz bildiği, bu partiye emeği olan, tertemiz bir belediye başkanı. 20 meclis üyesi CHP'de var, 15 Cumhur İttifakı'nda var. Dün akşam belediye başkanımız ve beş belediye meclis üyemizi tutukladılar. İki de bağımsız vardı. Şimdi o dengeleri değiştirmek için arkadaşlarımızı tutuklamak marifetiyle Bayrampaşa Belediyesi'ne çökmek istiyorlar.
Hasan Mutlu dedi ki 'Genel Başkanım, bundan üç hafta önce bir sefer, iki hafta önce bir sefer, en son bu perşembe akşamı bir, cuma sabahı bir olmak üzere dört kez Cumhur İttifakı'na geçersen operasyonu durdururuz. Yoksa seni içeri alacağız dediler. Buradan perşembe akşamı MHP'nin İstanbul il yöneticisi aradı. Eğer geçersen operasyonu durdurabiliriz dedi. Olmayacağını söyledim. Sonra cuma günü sabahtan AK Parti'nin İstanbul il yöneticisi aradı'. Açıkça formülü önüne koymuş. 'AK Parti'ye geçersen kurtulursun, yoksa yarın gözaltına alınır tutuklanırsın. Ya AK Parti'ye geçeceksin ya Silivri'ye gideceksin'.
"Suç duyurusunda da bulundu, dakikasını da söyledi"
Hasan Mutlu beyin eşinin de tanık olduğu bu telefon görüşmelerini Hasan Mutlu dakikasıyla söylüyor. Her yerde HTS'ye, cep telefonlarının bazına bakmasını bilenlere söylüyorum. Dün Hasan Mutlu bunu söylemiş, AK Parti İl Başkanı Abdullah Özdemir bugün açıklama yapıyor, 'Özgür Bey bir şey biliyorsa savcılığa suç duyurusunda bulunsun' diyor. Hasan Mutlu dün akşam bu saatlerde savcıya suç duyurusunda da bulundu, saatini de söyledi, dakikasını da söyledi.
Şimdi Abdullah Bey, İstanbul İl Başkanı olarak sana söylüyorum. Diyor ki Hasan Mutlu 'Bölgemde, Terazidere'de bir otopark var. Bunu işleten kişi taksitlerini ödemiyordu, geçmiş borcu vardı, ihaleye giremezsin dedik. Geldi, kapattı. Sonra da girdi aldı. Öğrendim ki AK Parti'nin ilçe başkan yardımcısı. Bu olaylar ortaya çıkmaya başlayınca beni aradı 'Hasan Mutlu başkanım, Allah senden razı olsun. Senden önceki dönemde belediye AK Parti'deydi, bana sen yatırma, elden alacağız der, otoparkın aylık ödemesini elden alırlar. Bazen götürüp yatırmışlar, bazen yatırmamışlar. Beni de kazıklamışlar. Ayrıca benden her ay AK Parti haraç keserdi, CHP geldi böyle bir şey görmedim. Savcı çağırırsa gider ifade veririm' diyor. Şimdi Abdullah Özdemir'e söylüyorum; Bayrampaşa'da sizin ilçe yöneticiniz olan ve 'çağrıldığımda ifade veririm' diyen kişi Kaan Yürür. Hadi bakalım, hadi. 'Gizlim yok, saklım yok, savcıya ifade veririm' diyor.
Belediye AK Parti'deyken, Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Gemici işi böyle götürüyormuş, illallah dedirtiyormuş. Şimdi Akın Gürlek, bir tarafta hiçbir suçu olmayan insanlar, bir tarafta AK Parti yöneticisinin itiraf ettiği geçen dönemki yönetici. Hadi bakalım, varsa memlekette hukuk, hodri meydan! Alın da göreyim onları da. Kaan Yürür, namusluca durumu anlatmak isteyen kişi, suçlanan İsmail Gemici ve 'Ya AK Parti'ye geçersin ya Silivri'ye gidersin' diyen kişiler.
"Lütfen bir milletvekilinizi yarın yollayın"
Bu burada bitmiyor arkadaşlar. En önemli kısmına geldik. Geçtiğimiz günlerde MHP'den Emin Sönmez ve Yasin Sönmez diye baba oğul ihraç edildi. Yasin Sönmez MHP'nin Bayrampaşa ilçe yöneticisiydi. İkisini birden içeri attılar. MHP de gözaltına alındıklarını görünce disipline verdi, dün ihraç etti. Sayın Emin Sönmez diyormuş ki... Buradan Sayın Devlet Bahçeli'ye sesleniyorum. MHP'li hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısına sesleniyorum. Emin Sönmez, Sayın Bahçeli'nin iyi tanıdığı biriymiş. Zaman zaman Sayın Bahçeli ile görüşürmüş.
Burada birden içeri atılmışlar ama Emin Sönmez'in ifadesi şu, 'Bana 'Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'ya 1 milyon TL verdim' de, bu kağıdı imzala, işine gücüne devam et' dediler. Allah'tan korkarım, iftira atmam dedim, oğlumu da beni de yaka paça içeri koydular' diyor. Sayın Bahçeli'den rica ediyorum. Lütfen bir milletvekilinizi yarın, düne kadar kadim dostunuz Emin Sönmez'e, yöneticiniz Yasin Sönmez'e yollayın. AK Toroslar çetesi bir ses kaydı bulmuş üç sarhoştan, '1 milyon lira verdiler' diyormuş ama öyle bir para yok. MHP'li işadamına 'ben verdim dersen işine gücüne bakarsın, yoksa bir miktar içeride yatarsın' demişler. Buna MHP'li bir milletvekili yollamak, konuşmak bedava. Aksi takdirde bu AK Toroslar çetesinin önünü almak mümkün değil.
"Paralel yapının kralı Çağlayan'da"
Sayın Bahçeli şikayet ediyor ya İçişleri'nde Emniyet'te paralel yapı var, kahramanları uzaklaştırıyorlar, yerine bir cemaati dolduruyorlar. Yakında darbe de olur diye yazıyor Bahçeli'nin danışmanları. Paralel yapının kralı Çağlayan Adliyesi'nde var, AK Toroslar çetesinde var. Buradan AK Parti ile MHP'nin arasına girme niyetim hiç yok. Ama gelin Türkiye'de AK Toroslar çetesini de birlikte dağıtalım, paralel yapının da üstüne birlikte gidelim. Hukuku savunmak için size açık çek veriyorum. Düne kadar MHP'lileri alıp 'iftira atarsan bu işten yırtarsın' diye tehdit etmiş, dimdik duran biri var diyorlar orada. Ben söyleyince ne suç duyuruları ne tehditler ne şantajlar ne para teklifleri ne ses kayıtları, HSK kulağının üstüne yatıyor, duymuyor, konuşmuyor, AK Toroslar çetesine yol veriyor. Ama bu sefer bu MHP'li işadamının beyanlarıyla Devlet Bey bu işe sahip çıkarsa, bu AK Toroslar çetesinin de kirli çamaşırları ortaya çıkacak. Çağrıda bulunuyorum. Bir daha söylüyorum; Devlet Bey'den, MHP'den siyasi bir beklentim yok. Ama İçişleri'ndeki rezalete de Çağlayan'daki rezalete de Türk milleti adına el koymak için açık çek veriyorum."