Şam mahallesi bir yanda, ‘Es Angeles’lılar diğer yanda
Resmi rakamlara göre nüfusu 957 bin olan İstanbul’un en kalabalık ilçesi Esenyurt’ta göçmenlerle birlikte yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi yaşıyor
Eylem Yılmaz
Düğün salonunu kiliseye dönüştüren Nijeryalılar, güzellik yarışması yapan Ugandalılar, Suriyeliler, Libyalılar, Cezayirliler, Faslılar, Türkmenistanlılar, hepsi Esenyurt’u bir tür Birleşmiş Milletler’e çevirmiş durumda. 43 mahallesi bulunan ilçede Türk vatandaşlarının çoğunluğunu ise Karslılar, Ardahanlılar, Vanlılar ve Karadenizliler oluşturuyor. Bu mozaik Esenyurt’u Türkiye’nin en yüksek nüfusa sahip ilçesi durumuna getiriyor. Esenyurt’un bu kadar fazla göç almasının gerisinde esas olarak ilçede kiraların göreceli olarak düşük olması yatıyor. Çünkü ilçede art arda yapılan yüzlerce daireli apartman blokları nedeniyle çok fazla kiralık daire var. Bu da kiraların düşmesine, ilçenin sürekli göç almasına neden oluyor.
“Bağlarçeşme Şam gibi”
Esenyurt’un Bağlarçeşme mahallesi artık Şam mahallesi olarak anılıyor. Tamamı Suriyelilerden oluşan mahallenin 15 yıllık muhtarı Ali Deli göçün yarattığı sorunları şöyle anlatıyor: “Bütün esnaf Suriyeli. Onlara 2 bin liralık yeri 5 bin liraya; 10 bin liralık yeri 50 bin liraya veriyorlar. Bu nedenle mahallede Türk esnaf kalmadı. Faslı, Libyalı, bir sürü yerden insan var ama en çok Suriyeli. Çoğu Şam’dan geliyor. Başka mahallerde olan göçmenler de bizim mahallemizde esnaflık yapıyor. Birçoğunun ruhsatı yok. Burada yaşayacaklarsa ruhsatları olsun, kira kontratı olsun. Biz bilelim kim, nerede yaşıyor.”
“Başka gidecek yerimiz yok”
Aynı mahallede Suriyelilere ait bir tatlıcıya giriyoruz. Hiçbiri Türkçe bilmiyor. Çalışanlardan biri savaşta ailesini kaybetmiş ve yaralanmış. Adı Hassan. Sol kolunu gösteriyor, “Kolum platinden. Ailemi kaybettim. Beş sene önce akrabalarımın yanına geldim. Burada çok zorlanıyoruz, ama başka gidecek yerimiz yok” diyor. Tezgah ardında çalışan Yusuf’un ailesi halen Şam’da. Burada çalışarak onlara yardım etmek için tek başına gelmiş. Bu kez dört dükkân ileride 39 yaşındaki esnaf Nuri Karasu anlatıyor: “Biz burada barınamıyoruz. Üç esnaf kaldık. Burada en çok onlar olduğu için bizden alışveriş yapmıyorlar. Hepsi birbirini tutuyor. Suriyeliler Suriyelilerden, Türkler Türklerden alışveriş yapıyor. Dükkânın değeri üç liraysa onlara altıya verdikleri için mülk sahipleri bizi çıkarıyor. Gelmiş kiraya 1500 lira zam istiyor. ‘İstersen çık, Suriyeliye veririm’ diyor.”
“Git buradan’ da, nereye?”
Şam mahallesinde yürürken kağıt toplayan bir genç görüyorum. Savaşta anne ve babasını kaybetmiş. Önce Gaziantep’e kaçmış. Sonra burada abisiyle buluşmuşlar. İbrahim Kurdi, 20 yaşında, Halepli: “Beş sene oldu geleli. Annem babam öldü. Bu kağıtlardan günde 60 TL kazanıyorum. Abim başka bir yerde çalışıyor. 600 TL kira veriyoruz. ‘Git buradan’ diyenler, küfür edenler oluyor. Nereye gidelim? Artık alıştım. Duymamaya çalışıyorum.”
“Herkes Suriyeli çalıştırıyor”
1996’dan beri Esenyurt’ta yaşayan Muharrem Yetişoğlu, “Esnaftım, işsiz kaldım” diyor: “Çoğu yer Suriyeli çalıştırıyor. Sigorta yapmıyorlar. Ucuz eleman olarak görüyorlar. Benim sektörümde 4 bin, 4 bin 500’den aşağı maaş almıyorduk. Ama şimdi asgari ücret teklif ediliyor. Süleymaniye mahallesinde oturuyoruz. Cezayir ve Faslılar geldi. Sıkıntılar yaşıyoruz. Bazen polisi arıyoruz ama polis ne yapacak ki…”
“Haksız rekabet var”
Birgül Kızıldağ, 30 yaşında, 21 yıldır ilçede yaşıyor. “Esnafız, biz vergi ödüyoruz ama başka ülkelerden gelenler merdiven altı iş yeri açıyor; vergi ödemiyorlar. Fiyatları da daha ucuz tutabiliyorlar. Böyle olunca biz sıkıntı yaşıyoruz. Gerçi onların da yapacak bir şeyi yok. Başlarının çaresine bakmak zorundalar. Libya’dan, Filistin’den, Türkmenistan’dan, Irak ve İran’dan gelen müşterilerim var. Onlar çalışmak için dil öğrenmeye çok çabalıyorlar. Aslında en büyük zorluğu Türkmenistanlılar çekiyor. Ev işlerinde ve güvencesiz çalışıyorlar. Pasaportlarına el konuluyor. İnsanca muamele görmüyorlar. İşverenleri izin verirse yılda bir kez çocuklarını görmeye gidebiliyorlar. Dört, beş senedir memleketine gidemeyen müşterilerim var...”
“Göçle ilgili net rakam yok”
Son sözü Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’a veriyoruz: “Çok sorun olduğunu biliyordum ama tahminimin dört kat üzerinde sorunla karşılaştım. Göçle ilgili net rakam yok. Biz tam rakamı tespit etmek için bir çalışma başlattık ama pandemiden dolayı durdurduk. Yabancılarla beraber nüfusun 1 milyon 300 bin civarında olduğunu düşünüyoruz. Pandemiden önce altı ayda 2 bin 500 kişiyi geri gönderdik. Gitmek isteyenler başvuruyordu, biz otobüs ve yiyeceklerini hazırlıyorduk, beş yıl geri dönmemek üzere gidiyorlardı. Pandemi olunca o çalışma da durdu. Burası artık daha fazla yabancı göçü kaldırmaz. Hakikatten çok ciddi sıkıntı var. ‘Şam mahallesi’ denilen yer geçmişte terk edildiği için insanlar kendilerince dükkan açmışlar. Hiçbir denetim yoktu. Ruhsatı olmayan yerleri artık kapatıyoruz. Fakat pandemi gelince yapamadık. İnsanlar zaten aç, bir de böyle yaparsak başka sorunlar çıkardı. Belli bir dengede götürmemiz lazım.”
Futbol takımları bile var
Regarde! (bak), aller! (hadi), joue! (oyna) sesleri Esenyurt Turgut Özal Stadı’nın hemen yanında yankılanıyor. Gine aksanlı Fransızca kelimeler stadın hemen yanındaki beton alanda duyuluyor. Komutların sahibiyse CMCI futbol takımının antrenörü Loic. Annesi Kongolu babası Fildişi Sahili’nden. Loic 2 yıldır takımın antrenörlüğünü yapıyor. Türkiye’ye geleli ise 5 yıl olmuş. Takımlarının adı CMCI ve açılımı “Communauté Missionnaire Chrétienne International” (Uluslararası Hristiyan Misyoner Topluluğu). Ancak takımda Müslümanlar da var. Takımın kadrosu ise teknik direktör dahil 14 kişi. Amatör takımlarla maç yaparak kendilerini göstermeye çalışıyorlar. Hayalleri büyük takımlara transfer olmak. Abdurrahman (Gine-17): Futbolcu olmak için 3 yıl önce Türkiye’ye geldim. Hayalim büyük takımlarda oynamak ama daha beni gören olmadı. Şu an Esenyurt’ta takımdan iki arkadaşımla 1.200 lira kira ödeyerek kalıyorum. Geçimimi buradan Gine’ye ucuz tekstil ütünleri göndererek sağlıyorum. Jean Kender (Fildişi Sahili-16): 2 yıl önce geldim Türkiye’ye, tekstil fabrikasında hamallık yapıyorum. Kaçak çalışıyorum, futbolda kendimi gösterip Avrupa’da oynamak istiyorum. Arkadaşlarım burada olduğu için Esenyurt’a geldim. Buraya Es Angeles diyoruz. Alhassan Fofono (Gine-16): Türkiye’ye geleli 1 yıl olmadı. Amacım burada bir takımda oynamak. Loic (Fildişi Sahili-22) 5 yıl önce geldim, hala keşfedilmeyi bekliyorum bir yandan da en tecrübelileri olarak arkadaşlarıma koçluk da yaıpyorum. Bir tekstil atölyesinde çalışıyorum.
Afrika mahallesi Koza’nın muhtarı
Ağırlıkla Afrikalılar’ın yaşadığı Koza Mahallesi Muhtarı 29 yaşındaki Cavide Karakullah “Bu ilçede kadın muhtar olmak çok zor” diyor. “Benim mahallemde Ugandalılar, Nijeryalılar yaşıyor. Kendi berberleri, restoranları var; kendi kiliselerini açtılar. Gerçi hepsi mühürlendi. Her akşam bir kavga var. Son yıllarda fuhuş ve uyuşturucu çok arttı. Eskiden gördüğümüz o saat satan siyah vatandaşlar gibi değil son gelenler.”
‘Biz göç acısını bilen milletiz’
Oxfam’dan göç uzmanı Meryem Aslan, Suriyelilere yönelik ayrımcı söylemin artık kanıksandığını söylüyor: “Oysa biz göçü çok iyi bilen bir milletiz. Biraz empati yapmamız gerek. En düşük gelirli işleri bugün Suriyeliler yapıyor. Eğer ekonominizi çalışanın hakkını koruma, ekonomik eşitsizlikleri giderme üzerine kurmamışsanız o zaman mülteciler de mükemmel olmayan bir sisteme entegre olacaktır. Onların suçu yok. Eğer onlara yönelik öfkeyi önlemek istiyorsak var olan eşitsizlikleri çözmemiz gerekiyor.”
Rakamlarla Esenyurt
Esenyurt’un nüfusu 957 bin 398. Yüzde 51,37’si erkek, yüzde 48,63 kadın. TUİK verilerine göre, bu nüfusun sadece yüzde 12,04’ü üniversite mezunu. 15 bin 906 kişi ise okuryazar değil. Türkiye’de’de yaşayan Suriyeli sayısı 14 Şubat 2020 itibarıyla 3 milyon 585 bin 209 kişi. Suriyeliler’den 959 bin 413’ü İstanbul’da yaşıyor. En fazla Suriyeli de Esenyurt’ta; 127 bin 210. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 15 Ocak 2021 tarihli kararıyla ilçeye göçü durdurdu. Fotoğraflar: Mehmet Kaçmaz