Türkiye’nin iklim karnesi neden düşük?

Türkiye, İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde 2022’ye göre 9 sıra düşüş sergiledi. 67 ülke arasında 56. oldu. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nden Dr. Ümit Şahin "Bir an önce mutlak emisyon azaltım hedefi belirlenmeli" diyor

21. yüzyılın ortasına dek dünyada sıcaklığa bağlı ölümler 4.7 kat artabilir. 2022 boyunca ise ortalama 86 gün sağlığı tehdit edecek seviyede yüksek sıcaklığa maruz kaldık. Bu bilgiler dünyanın en saygın tıp dergisi Lancet’ın University College London, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Meteoroloji Örgütü iş birliğiyle hazırladığı 8. Lancet Geri Sayım Raporu’ndan. Bu bulgular da bize gösteriyor ki iklim değişikliğinin etkileri gitgide şiddetleniyor, şiddeti de artmayı sürdürecek.

İklim değişikliği endeksi

Buna karşın Türkiye iklim değişikliği ile mücadelede geçen zaman içerisinde daha da geriye gidiyor. Sivil toplum kuruluşları Germanwatch, Yeni İklim Enstitüsü ve İklim Eylem Ağı (CAN) tarafından hazırlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi, her yıl güncellenerek BM iklim zirvesi sırasında açıklanıyor. Endekste Avrupa Birliği üyesi ülkelerle beraber küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 90’ına yol açan toplam 67 ülke yer alıyor. Ülkeler sera gazı emisyonu, yenilenebilir enerji, enerji kullanımı ve iklim politikası olmak üzere dört başlıkta inceleniyor. Ülkelerin iklim değişikliği performansları çok düşük, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olmak üzere sınıflandırılıyor.

Türkiye 9 basamak geriledi

Endekste puanlama 100 puan üzerinden yapılıyor ve bu değer düştükçe ülkenin sıralaması da düşüş sergiliyor. Türkiye, 2022 yılında 47. sırada bulunuyordu. Bu yıl ise genel bazda “çok düşük” seviyesinde değerlendirilen ülkelerden biri oldu. 67 ülke arasında geçen yıla kıyasla 9 basamak gerileyen ülke 56. sıraya düştü. Endeks puanı ise 100 tam değer üzerinden 43.82. Ayrıca ülke Yenilenebilir Enerji kategorisinde “orta”, Sera Gazı Emisyonları ve Enerji Kullanımı kategorilerinde “düşük”, İklim Politikası kategorisinde ise “çok düşük” şeklinde derecelendirildi.

 Sadece bir AB ülkesi “çok düşük” grubunda

Genel değerlendirmede Polonya hariç hiçbir AB ülkesi, Türkiye’nin bulunduğu “çok düşük” sınıfında bulunmuyor. “Çok düşük” şeklinde nitelendirilen diğer ülkeler ise ABD, Kanada, Kazakistan, İran, Suudi Arabistan, Cezayir, Japonya, Güney Kore, Malezya, Tayvan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Bu ülkelere bakıldığında hemen hemen hepsinin ya doğal gaz zengini ya da endüstriyel anlamda gelişmiş ülkeler olduğu göze çarpıyor. Dolayısıyla sera gazı emisyonlarının fazlalığı nedeniyle “çok düşük” nitelendirmesi bu ülkeler için anlamlı olabilir.

“Katkı Beyanı uyumlu değil”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, Türkiye'nin iklim politikası kategorisinde çok düşük puan almasının nedeninin Güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı (NDC) olduğunu söylüyor. Şahin, Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi olumlu bulunsa da güncellenen NDC’nin bununla uyumlu olmadığını belirtiyor. “Beyanda verilen 2030'da referans senaryodan yüzde 41 azaltım hedefi pratikte emisyonların 2020'deki düzeyine göre yüzde 32 arttırılması anlamına geliyor. Bu artış hızı Türkiye'nin tarihsel ortalama emisyon artış hızıyla aynı.”

Emisyonlar 15 yıl artacak

Dolayısıyla Şahin’e göre Türkiye herhangi bir emisyon azaltım hedefi vermediği gibi referans senaryoyu gerçekçi olmayacak kadar yüksek tutma yoluyla aslında artış hızını da azaltmıyor. Üstelik 2038'in emisyonların tepe noktaya çıktığı yıl olarak belirtilmesi 15 yıl boyunca emisyonların artmaya devam edeceği anlamına geliyor. Bu diğer G20 ülkelerinin hedeflerine göre çok geri. Bu nedenle mevcut NDC'miz çok zayıf kabul ediliyor.

Düşük performansın nedeni

Peki Türkiye, neden fosil yakıt zengini ülkeler veya endüstriyelleşmiş devletlerle aynı klasmanda bulunuyor? Bunun nedeni ise artış hızının aşırı derecede yükselmesi. Şahin “Emisyonlardaki notumuzun düşük olmasının nedeni CO2 emisyonlarında artış hızının 2021 yılında 1990'a göre yüzde 198'e, sera gazı emisyonu artış hızının yüzde 157'ye çıkması. CO2 emisyonlarında dünyada 13. sıradayız. Kişi başı emisyonlarımız da dünya ortalamasını geçti. Emisyonların bu kadar hızlı artması nedeniyle düşük performans notu alıyoruz” diyor.

Yenilenebilir artıyor

Enerji kullanımı ayağında düşük notunu almamızın nedeni ise Türkiye’nin toplam enerji arzının yüzde 85'inin, ülkedeki elektrik enerjisi üretiminin ise yüzde 55'inin fosil yakıtlardan karşılanması. Şahin ekliyor: “Ancak yenilenebilir enerjide orta performans düzeyindeyiz çünkü yenilenebilirlerin kurulu güçteki payı yüzde 55, üretimdeki payı yüzde 45 ve oldukça da hızlı artıyor.” Bu noktada ne yapılmalı sorusuna Şahin’in önerileri şöyle:

Azaltım hedefi belirlenmeli

“Yapılması gereken şey bir an önce mutlak emisyon azaltım hedefi belirlemek, kömür kullanımından kademeli çıkış için bir tarih belirleyerek takvim hazırlamak ve yenilenebilir enerji kurulum hedeflerini arttırarak bu hedefleri gerçekleştirmek için yeni politika araçları geliştirmek. Yaptığımız çalışmalara göre Türkiye 2035'e kadar kömür kullanımını büyük ölçüde terk edebilir ve toplam emisyonlarını 2030'da 2018 seviyesine göre yüzde 32 azaltabilir. Bunlar yapılırsa önce emisyonlardaki artışın yavaşladığını ve durduğunu, ardından Türkiye'nin performans endeksinde hızla yükseldiğini görürüz.”

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız