TÜSİAD Başkanı Turan: Gençlerimizin hayallerini kendi ülkelerinde gerçekleştireceği iklimi yaratmak hepimizin görevi

TÜSİAD Başkanı Turan, beyin göçünü engellemek için kurumların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. "Gençlerimizin hayallerini kendi ülkelerinde gerçekleştireceği bir iklimi yaratmak hepimizin görevi" diyen Orhan, öncelikli olarak kapsamlı bir yargı reformuna ihtiyaç duyulduğunu vurguladı

İstanbul'da, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından düzenlenen "En Büyük Eczacılık Buluşması-Geleceğin E Hali 2024 Kongresi" başladı. İstanbul Kongre Merkezi'ndeki kongrenin açılışında konuşan PGED Yönetim Kurulu Başkanı Şule Dilek Yağcı Tüysüz, kongrenin eczacılık fakültesi öğrencileri ile eczacılara faydalı olmasını temenni ederek katılımlarından dolayı meslektaşlarına ve öğrencilere teşekkür etti.

"Türkiye artık marka olan şeylere yatırım yapmalı"

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, kapsayıcı kurumlar oluşturamayan ülkelerin kapana kısılarak zenginleşemediğini, hukukun üstünlüğünü tesis etmek ve kapsayıcı kurumlar inşa etmenin uzun vadede herkes için faydalı olacağını söyledi. TÜSİAD'ın 50. yılı dolayısıyla 3 yıl önce yayınladıkları "Geleceği İnşa" raporunda nitelikli insan kaynağı, güvenilir ve kapsayıcı kurum ve kurallar, bilim ve teknoloji ile inovasyon olduğunu belirten Turan, "Artık Türkiye'nin marka olan şeylere yatırım yapması gerekiyor, bugünün dünyasına baktığımızda küresel sistemin içinden geçtiği çoklu tehlikeler çağında ülkemizin ve ekonomimizin geleceği de bu hususlarla çok ilişkili" dedi. Turan, dünya jeopolitiğinde önemli kırılmalar yaşandığını, küresel sistemin hem ekonomide hem de siyasette ciddi bir basınç altında olduğunu belirterek, "Gerek İkinci Dünya Savaşı sonrası düzen gerekse soğuk savaş sonrası koşullar değişiyor. Ekonomik işbirliğine konu olması gereken teknolojik dönüşüm, iklim, sağlık, ticaret, yatırım gibi birçok konu jeopolitik gelirlerin parçası haline geldi." diye konuştu.

Geçmiş dönemin ekonomik, finansal, askeri ve siyasi krizlerinin üzerine yeni krizler eklendiğini söyleyen Turan, şöyle devam etti: "Dünyanın demokratik kriz, ekolojik kriz, iklim değişikliği, mülteci krizi ve teknoloji değişiminin yol açtığı yaratıcı yıkım süreciyle baş etmesi gerekiyor. Oluşacak yeni dünya düzenini de belki bugünden öngöremiyoruz ama bir şeyi net olarak söyleyebiliriz. Bu yeni düzene ayak uydurabilmek için yapımızı şimdiden gözden geçirmek zorundayız. Bunu yaparken de dayanak noktalarımız biraz önce de belirttiğim gibi nitelik insan kaynağı, güvenilir ve kapsayıcı kurul ve kurallar, bilim, teknoloji ve inovasyon olmalı."

"İşe eğitim sistemini reforme etmekle başlamamız gerekiyor"

Fen, teknoloji, mühendislik, matematik ve sağlık alanındaki mesleklere talebin yüzde 30 artacağını anlatan Turan, "OECD'nin 'İstihdama Bakış 2024 Raporu, son 10 yılda en hızlı büyümenin yeşil dönüşüm odaklı işlerde olduğunu gösteriyor. Ayrıca nüfusla beraber sağlık başta pek çok alanda iş ve hizmetlerin de dönüşmesi gerekiyor. Meslekler değişecekse işe eğitim sistemini bu değişikliklere uygun bireyler yetiştirecek biçimde reforme etmekle başlamamız gerekiyor" diye konuştu. Turan, dünyanın ilk 10 ekonomisine girmek için eğitim sisteminin kalitesinin dünyanın ilk 10 sıralamasına girmesi gerektiğini belirterek, bunun için çaba gösterilerek yabancı dile hakim, sosyal yönden gelişmiş gençlerin yetiştirilmesinin önemli olduğunu vurguladı.

"Liyakatı artırmalı, fırsat eşitliğini sağlamalıyız"

Gençleri artan oranlarda yurt dışına kaptırdıklarını anlatan Turan, "TÜİK'e göre geçen yıl üniversiteden mezun olanların yüzde 2'sini yurt dışına kaybettik. Biliyorsunuz Daron Acemoğlu İstanbul'da doğmuş ve üniversiteye kadar burada kalmış birisi. Beyin göçünün en acı örneklerinden" dedi. Aziz Sancar örneğinden de bahseden Turan, şunları kaydetti: "Şu anda uluslararası doktora üzerinde 12 bin civarında Türk kökenli vatandaşlarımız var. Beyin göçünü engellemek, parlak gençlerimizi ülkede tutmak için kurumları güçlendirmemiz gerekiyor. Gençlerimizin hayallerini kendi ülkelerinde gerçekleştireceği bir iklimi yaratmak hepimizin ama hepimizin görevi. Öncelikli olarak hem yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacak hem de yargıda etkinliği ve sürati artıracak kapsamlı bir reforma ihtiyacımız var. Kurumlara atama yaparken liyakatı artırmalı, fırsat eşitliğini sağlamalıyız. Kapsayıcı kurumları güçlendirdikçe, bunun olumlu etkisini her alanda gözlemlemeye başlayacağız." Teknolojik değişimin dalgalanmalarına zamanında uyum sağlayamayan ülkelerin küresel rekabet yarışında geri kalacaklarını belirten Turan, "Ülkemize baktığımızda 2001 sonrası ilk 10 yıl Türkiye ekonomisinde ciddi bir verimlilik artışı sağlandı. Bunu tetikleyici faktör o dönem yapılan makro reformlarla kurumsal yapılarda elde edilen güçlenmeydi. Daha sonraki 10 yılda ise kurumlarımızı güçlendirmeye devam edemedik. Enflasyonla mücadelede ve diğer makro-mikro alanlarda reform yapmakta yetersiz kaldık." değerlendirmesinde bulundu.

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Yetişkin filmi izleyip sıcak çatışmaya giriyorlar