Kahraman Çayırlı
Galeri Nev İstanbul, SENKRON isimli eş zamanlı video etkinliğine, Tek Kanal / Single Channel başlıklı grup sergisiyle katılıyor. 14 Mayıs’a dek sürecek olan grup sergisinin öne çıkan en önemli özelliği ise çağdaş sanatımızın en kıymetli isimlerinden Hale Tenger, İnci Eviner ve Nermin Er’i bir araya getiriyor oluşu… Sergide farklı çalışma yöntemlerine sahip üç sanatçının pratiği, ekran aracılığıyla iletilen görüntülerin ardındaki teknik ve kavramsal çeşitlilik üzerinden yeniden değerlendirilme imkânı buluyor. Bu bağlamda “video sanatı” gibi genelleyici ve tartışmaya açık bir kategori altında sıkça kullanılan “tek kanal” tanımına vurgu yapan sergide, çoğu sosyal ve politik göndermelere sahne olan çalışmalar sırayla izlenebiliyor.
Hayatın en zor anlarına dair müdahale
Çalışmalarında sınırları bulandıran, hayatın bazen en kırılgan bazen de en zor, en sert anlarına dair sanatıyla müdahalelerde bulunan Hale Tenger; grup sergisinde Altında (2019), Beyrut (2005-2007), Sınırlar/Sınırlar (1999), Gece ve Gündüz (2008), Yıldızlarda Dans (2013), ¿UMUT? (2013), birlikte nasıl yaşarız (2021) isimli eserleriyle yer alıyor.
Çekimler ve seslerle kendine has bir gerçeklik
Sanatçının bazen kurgu, bazen spontane çekimleri, kimi zaman mekâna eşlik eden özgün bir müzik kimi zaman da kullandığı bir dış ses, kendine mahsus bir öte-gerçeklik yaratıyor.
Hale Tenger’in ürettiği bu öte-gerçeklik, zihinleri, kimlikleri, bedenleri ve belki de en çok hudutları sorgulatıyor.
Aşılmaz sınırlar inşa eden Avrupa fikrine eleştiri
Eserlerinde Avrupa’yı, söylemler ve temsiller üreten, tanımlayan, yargılayan bir idea olarak ele alan İnci Eviner, Parlamento (2010) adlı yapıtında Strasbourg’da bulunan Avrupa Birliği’nin Parlamento binasına odaklanıyor. Muhtelif desenlerin, performanslarla bir araya geldiği bu eser, sınırları, hayaletleri, ürettiği ikilemleriyle bir olgu olarak Avrupa fikrini ters yüz ediyor. Eviner’in Kızlar Avrupa’da (2010) işi ise dünyanın geri kalanıyla kendisi arasında aşılmaz sınırlar inşa eden Avrupa fikrini eleştirmeye devam ediyor. Farklı coğrafyalardan gelen kızlar, muhtelif performanslarıyla Avrupa’nın görünen ve görünmeyen tüm hayaletli sınırlarını alaşağı ediyorlar.
Ulusal kimlik fikrine değişik bir bakış açısı
Eviner Ulusal Zindelik (2013) adlı işinde de bu kez ulusal kimlik olgusuna farklı bir açıdan yaklaşıyor. Batı tarzı binalar kâğıt üzerinde yeniden üretiliyorken 19 Mayıs gösterileri bu yeni bağlamların içerisinde çok farklı anlamlar kazanıyor.
Defterdeki animasyon
Nermin Er, Günler Üzerimize Yığılıyor / Notlar (2018) isimli video çalışmasında o yılki kişisel sergisinin hazırlıkları esnasında aldığı birer cümlelik notları stop-motion video tekniğiyle bir sanat eserine çeviriyor. Er’in eseri kâğıt ve mürekkebin muhtemel ve çerçeve tanımayan imkânları üzerine sanatseverleri düşündürüyor. Arama Çizgileri (2019) ise Nermin Er’in bir sanat yapıtı üretilirken geçtiği merhaleleri imliyor. Mürekkep (2017), sanatçının en çok kullandığı malzemelerden biri olan mürekkebi, kendi doğası ve bir sanat eseri olarak oluşturduğu soyut hacimlerle karşı karşıya getirirken, Mevsim Geçti (2018) ise Nermin Er’in cep defterine çizdiği resimlerden müteşekkil bir animasyon.
*Tek Kanal / Single Channel, SENKRON kapsamında 14 Mayıs’a dek Galeri Nev İstanbul’da, salı–cuma arası ziyaret edilebilir.