Meclis’te 25 Şubat 2021’de kurulan komisyon, bugüne kadar 25 toplantı yaptı, 82 uzmanla görüştü, 729 sayfalık rapor hazırladı. İşte iklim değişikliğinin olası etkileri: Sel ve taşkınlarda artış ve buna bağlı olarak tünel, metro gibi altyapılar ve yerleşim alanları sular altında kalacak. Sıcaklık artışı ve sıcak hava dalgalarının yoğunlaşması, soğutma ihtiyacının ve dolaylı olarak elektrik tüketiminin artmasına yol açacak. Dolu, fırtına ve hortumlarda şiddetlenme ve bunlara bağlı olarak elektrik hatları gibi alt yapılar ile araç ve konutlarda hasarlar oluşacak. Toz fırtınaları artacak. Kıyı kentlerinde deniz seviyelerindeki artışlar olacak ve kıyı erozyonu yaşanacak. Kuraklıkla su kaynaklarının azalması, temiz içme ve kullanma suyuna ulaşmada zorluk, hidroelektrik enerji üretiminde azalmaya neden olacak. Hava kalitesi bozulacak. Sağlık sorunları artacak. Tarımsal üretim ve verimlilik azalacak. Yem bitkilerinin üretiminde azalma olacağı gibi meralar da zarar görecek ve hayvancılık olumsuz etkilenecek. Bu nedenlerle gıda güvenliği riske gireceği gibi gıda fiyatlarında da artış olacak. Kent çevresindeki orman alanlarında yangınlar artacak. Sulak alanlarda buharlaşmanın ve su kullanımının artmasına bağlı olarak kurumalar olacak. İstilacı türlerde artış yaşanacak. Tarım, orman ve süs bitkileri zararlıları ve hastalıklarında artış olacak.
Neler yapılmalı?
Raporda önlem ve tavsiyeler de şöyle sıralanıyor: Suların korunması ve yönetimine ilişkin bir su kanunu çıkarılmalı. Suyun yüzde 77’si sulamada kullanıldığı için ülke genelinde “Damla Sulama Seferberliği” başlatılmalı.
Küçük ve orta ölçekli çiftçiler, kendi tarlaları içine sulama suyu ihtiyaçlarını karşılamak üzere “Çiftlik Rezervuarları” kurmalı. Az su tüketen, kuraklığa toleranslı hububat çeşitleri ıslah edilmeli. Tarımdan kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik tedbirler alınmalı.
İklim değişikliğinin neticesi olarak şiddetli hava olaylarının etkilerinin azaltılması için özellikle şehirlerde mevcut şehir planları ve altyapılar yenilenmeli. Güneş enerjisinden elektrik üretimi 2030’a kadar 10 gigawatt, rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi 16 gigawatt kapasiteye ulaştırılmalı. 2030’a kadar 1 nükleer santral devreye alınmalı Yük ve yolcu taşımacılığında karayollarının payının azaltılarak, demiryolu ve denizyolunun payları artırılmalı.
Alternatif yakıt ve temiz araç kullanımı artırılmalı. Yüksek hızlı demiryolu ve kent içi raylı sistem hatları artırılmalı.
Akademisyenler ne diyor?
Ümit Şahin - Sabancı Üniversitesi: "Sıcaklık artışının temel sebebi fosil yakıtlar" Fosil yakıt kullandığımız için dünyanın sıcaklığı artıyor. Gıdanın nakliyatından traktör ve biçerdöverlere kadar her alan fosil yakıta dayalı bir şekilde işliyor. Sonucunda atmosfere karbondioksit salınıyor. Salınan bu karbondioksiti emmesi gereken yerler de zarar gördüğü için sıcaklık artışı yaşıyoruz. Nedir bu yerler? Örneğin toprak… Sıcaklık bir yandan kuraklık getirdiği ve bunlar da yağışların azalmasına yol açtığı için topraktaki verim de düşüyor.
Prof. Levent Kurnaz - Boğaziçi Üniversitesi: "Paris Anlaşması tek başına yeterli değil" Paris İklim Anlaşması yeterli derecede indirim zorunluluğu getirmiyor, çok daha sıkı şartların olması lazım. Sıcaklık artışının 1.5 derecede kalması için 2050 yılında net sıfır karbon salıyor olmamız gerek, bu da şu anki salımların yüzde 80 oranında azaltılmasını gerektiriyor. Ülkelerin net bir politikası yok, bu detaylar Kasım ayında İskoçya, Glasgow’da gerçekleşecek olan COP26 olarak da bilinen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda görüşülecek.