İsveçli bilim insanları araştırdı: Ofisteki kahvede yüksek kolesterol riski

İsveçli araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir çalışma işyerlerindeki kahve makinelerinin çoğunda yüksek düzeyde kolesterolü yükselten maddeler bulunduğunu ortaya koydu. Maddelerin ikisi kahve çekirdeklerinde bulunan cafestol ve kahweol.

Uppsala Üniversitesi'nden araştırmacılar, Chalmers Teknoloji Üniversitesi ile işbirliği içinde, beş farklı kahve markasının kullanıldığı farklı işyerlerindeki dinlenme odalarındaki 14 kahve makinesinden örnekler aldı.

İncelenen işyerlerinde demleme makineleri ve cezvede kaynatılan kahve, kolesterolü yükselten maddelerin en yüksek konsantrasyonunu gösterdi.

İsveç'teki Uppsala Üniversitesi'nden araştırmacı ve çalışmanın başyazarı David Iggman yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

• Buradan, filtreleme işleminin kahvede kolesterolü yükselten bu maddelerin varlığı için çok önemli olduğu sonucunu çıkarıyoruz.
• Açıkçası, tüm kahve makineleri bunları filtrelemeyi başaramıyor. Ancak sorun farklı kahve makineleri arasında değişiyor ve konsantrasyonlar da zaman içinde büyük farklılıklar gösteriyor.
• Kahve örneklerinin çoğu, kahveyi içen kişilerin LDL kolesterol seviyelerini ve gelecekteki kardiyovasküler hastalık risklerini etkileyebilecek seviyeler içeriyordu.

LDL- veya düşük yoğunluklu lipoprotein - kolesterol genellikle "kötü" kolesterol olarak adlandırılır.

Filtrelenmiş kahve tercih edilebilir

"Her gün çok fazla kahve içenler için damlama filtreli kahve veya diğer iyi filtrelenmiş kahveler tercih edilebilir" diyen Iggman'a göre, tüketiciler arasında kolesterol seviyeleri üzerindeki kesin etkileri belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

Kağıt filtre kullanmanın molekülleri neredeyse tamamen filtrelediği tespit edildi.

ABD merkezli Mayo Clinic'e göre, arterlerin duvarlarında plak halinde birikerek arterleri sert ve dar hale getirebiliyor. Bazen bir parça plak gevşeyebiliyor ve kalp krizi veya felce neden olabilecek bir kan pıhtısı oluşturabiliyor.

Avrupa, dünyadaki en yüksek kolesterol prevalansına sahip bölge ve yetişkinlerin yüzde 50'sinden fazlasının ortalamanın üzerinde seviyelerde yaşadığı tahmin ediliyor.

Statista'nın 2021 verilerine göre, Litvanya Avrupa'daki en yüksek ortalama kolesterol seviyelerinden birine sahipken, Yunanistan en düşük seviyeler arasında yer alıyor.