İsrailli insan hakkı örgütlerinden tarihi rapor: Gazze'de soykırım yapılıyor, uluslararası aktörler adım atmalı

İsrail’in en prestijli insan hakları kuruluşları, İsrail’in Gazze’de “bilinçli bir soykırım” işlediğine dair bir rapor yayınladı. Raporda, İsrail'in 7 Ekim'den sonra baskı ve kontrol politikasından yok etme politikasına geçtiği vurgulanırken, uluslararası aktörlere adım atma çağrısı yapıldı

İsrail’in en önde gelen insan hakları kuruluşları B’Tselem ve İnsan Hakları için Doktorlar örgütleri, 28 Temmuz günü, İsrail’in Gazze Şeridi’nde “bilinçli bir soykırım” işlediğini kaydeden “Bizim Soykırımımız” adlı 88 sayfalık bir rapor yayınladı. 

Raporda; İsrail’in Filistin halkını yok etmek adına bilinçli şiddet politikaları izlediği öne sürülerek, uluslararası aktörlerin İsrail’e müdahale etmemesi halinde “soykırım zihniyetinin” Filistinlilerin yaşadığı diğer bölgelere de yayılabileceği belirtildi.

Rapor, İsrail’in 7 Ekim'den sonra Filistinlere karşı stratejisini kontrol ve baskıdan “bilinçli olarak yok etmeye” doğru değiştirdiğini ve İsrail’in “soykırımı normalleştirmek” adına geliştirdiği stratejileri ortaya koyuyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, İsrail’in en prestijli insan hakları örgütlerinin bu içerikte bir rapor yayınlamasını “insan hakları alanında bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi.

Peki B’Tselem ve İnsan Hakları için Doktorlar’ın raporunda ne yazıyor?

Gazze'de soykırım var mı?

Birleşmiş Milletler soykırımı, "ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu bütünüyle veya kısmen yok etme niyetiyle işlenen aşağıdaki eylemlerden herhangi biri" olarak tanımlıyor: 

  • Grubun üyelerinin öldürülmesi, grubun üyelerine ciddi fiziksel ve psikolojik zarar verilmesi, bilinçli bir şekilde grubun yaşam koşullarının kötüleştirilmesi, grup içerisinde doğum oranlarını bilinçli olarak düşürme çabaları ve grup üyelerinin çocuklarının başka gruplara zorla gönderilmesi.

Raporda, İsrail’in iki yıldır sürdürdüğü sistematik saldırıların Gazze’deki barınma, beslenme, sağlık ve eğitim sistemlerini yok etme amaçlı olduğu ve 2 milyondan fazla insanın zorla göç ettirilmesi, açlığa mahkum edilmesi ve kitlesel olarak katledilmesinin “soykırımın tam tanımı” olduğu vurgulanıyor. 

İnsan Hakları için Doktorlar Yöneticisi Guy Shalev, "Sağlık altyapısının çökertilmesi, iki yıl boyunca tıbbi bakım sağlanamaması ve sağlık çalışanlarının öldürülmesi, herhangi bir ateşkesin çatışmaları durdurmasından sonra bile soykırımın yol açtığı kayıpların artmaya devam edeceği anlamına geliyor" derken, İsrail'in bölgedeki sağlık sistemini zayıflatmak için bilinçli saldırılar düzenlediğine dikkat çekti.

B’Tselem’in raporunda üst düzey İsrailli yetkililerin açıklamaları ve sahadaki eylemlerinin, hedefin Gazze Şeridi'ndeki tüm nüfus olduğunu kanıtladığı belirtiliyor.

B’Tselem Yöneticisi Yuli Novak, “İsrail bilinçli ve koordine bir şekilde Gazze Şeridi’ndeki Filistinli nüfusunu yok etme politikası sürdürüyor. Barınmadan başlayarak insanların yaşamak için ihtiyacı olan temel şeylerin hepsi hedef alınıyor. Soykırım, sadece toplu katliam eylemleri demek değildir” dedi.

“Her soykırımın bir ‘açıklaması’ vardır”

İsrail'in Filistinlilere karşı düzenlediği saldırıların, uzun bir baskı ve şiddet rejiminin tarihsel sonucu olduğu vurgulanırken, hükümetin yıllardır Filistin halkını yok etmeye dair politikalar sürdürdüğünün fakat Hamas'ın 7 Ekim saldırısının soykırımın tetikleyici faktörü olduğu öne sürülüyor. 

“Soykırım her zaman bir bağlam içinde gerçekleşir. Onu mümkün kılan koşullar, tetikleyici olaylar ve yol gösterici bir ideoloji vardır. Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Filistin halkına yönelik mevcut saldırı, İsrail'in 70 yılı aşkın süredir Filistinlilere uyguladığı ve en ciddi halini Gazze Şeridi'nde yaşayanlara karşı sergilediği şiddet ve ayrımcı rejim bağlamında anlaşılmalıdır." (B'Tselem)

Raporda, soykırımın tetiklenmesi veya hızlandırılması için baskılanan grubun "varoluşsal bir tehdit" olarak algılanmasının gerekli olduğu ve 7 Ekim saldırılarının bu ideolojiyi desteklemek adına hükümet tarafından stratejik bir şekilde kullanıldığı ifade ediliyor.

"Soykırım Gazze ile sınırlı kalmayabilir"

B'Tselem yetkilileri, soykırım zihniyetinin Filistinlilerin yaşadığı diğer bölgelere de yayılabileceğini söylerken dünya liderlerini "İsrail'i durdurmaya" çağırdı. 

Yuli Novak, basın açıklamasında, “Şu an soykırım Gazze’de olabilir ama her yerde İsrail’in Filistinlilere şiddet uyguladığını görüyoruz. Soykırım kolayca Batı Şeria’ya sıçrayabilir çünkü durdurulması için aktif olarak çalışan hiçbir kurum yok” ifadelerine yer verdi.

Rapora göre, başta Batı Şeria olmak üzere İsrail kontrolünde olan diğer bölgelerde de Filistinlilere karşı şiddet eylemlerinin artması ve protesto etmeye çalışanların işkence hapishanelerine gönderilmesi, soykırım zihniyetinin yayıldığının bir kanıtı olarak görülüyor. 

Araştırmacı görevliler, raporda bütün bu faktörlerin sonucu olarak normalleşen soykırım zihniyetinin yayılmasının açık bir tehlike olduğunun altını çizerken Gazze'deki durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini bildiriliyor.

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde 2026 fiyatları hesaplandı Maaşlardan yüzde 3 kesinti yapacak düzenleme 2026'da Dünyanın en iyi 100 yemeği açıklandı Bu bölgelerden konut satın almayın, kiralamayın ABD vergileri siparişleri vurdu: Asya’da üretim sendeledi Bu fotoğraf bize çok şey anlatıyor