The Guardian yazdı: Erdoğan 20 yıllık iktidarını uzatırken Batı korku ve umut arasında kaldı

The Guardian editörü Patrick Wintour, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilmesine ilişkin kaleme aldığı yazıda bunun Batı ülkeleri üzerine olan etkisini ele aldı. Bir NATO ülkesi olan Türkiye Rusya'ya daha fazla yaklaşabilir ya da alternatiflere daha açık olabilir

Batı başkentleri Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde sessiz kaldılar, Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarının sürpriz bir şekilde sona ermesini umdular. Ancak şimdi Erdoğan, üçüncü bir dönem için yeniden seçildi ve Batı korku ve umut arasında sıkışmış durumda. Erdoğan'ın bu sonucu kullanarak NATO'nun kurucu üyesini liberal laik Batı'dan daha da uzaklaştıracağından korkuyorlar ama bir yandan da yeniden aday olamayacağı en azından ikna edilmeye açık olacağını ve dış politikasını kendini korumaktan başka bir şeye dayandıracağını umuyorlar. 

Her iki durumda da Erdoğan'ın sınır tanımadan yapacağı tercihler sadece Türkiye, NATO ve Ukrayna'daki savaşın sonunda ortaya çıkacak düzen için önemli değil. Asıl mesele onun Vladimir Putin'in ile daha fazla yakınlaşmasını önlemek. Çok az Batılı diplomat bu konuda iyimser. Diplomatlardan biri, Erdoğan'ın son zamanlarda batılı değerlere karşı antipatik olduğunu söyledi. Erdoğan'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kampanya sırasında batı yanlısı eğilimler gösteren herkesin hain olduğunu belirtti. Belki bu sadece bir kampanya söylemiydi ancak Türkiye'deki ve potansiyel olarak diğer ülkelerdeki bir zihniyeti yansıtıyor.

İlk sınav NATO zirvesi

Erdoğan'ın ilk sınavı Vilnius'taki NATO zirvesinde olacak ve kendisinden İsveç'in NATO üyeliği üzerindeki Türkiye vetosunu kaldırması istenecek. Finlandiya'nın üyeliğine koyduğu engeli çoktan kaldırdı ancak İsveç'i belirsizlik ve potansiyel olarak tehlikeli bir gri bölgede bıraktı. 

Finlandiya'dan daha fazla Kürt nüfusa sahip olan İsveç, Erdoğan'ın, isimleri İsveç hükümetine hiçbir zaman kesin olarak iletilmeyen 140 Kürt'ün iadesi de dahil olmak üzere bazı taleplerini mantıklı bulmakta zorlandığını söylüyor. Stockholm, Ankara'yı memnun etmek için terörle mücadele yasalarını sertleştiriyor ve İsveç'teki Kürt toplumunun, terör örgütü PKK için büyük bir finansman kaynağı haline geldiğine dair kanıtları incelemeye istekli. Ancak sağcı İsveç hükümeti yargıçlarına Kürtleri iade etmeleri için emir veremiyor.

Biden yeni bir sayfa açmaya istekli

Yetkililer İsveç'in NATO üyeliğinin kendi başına bir mesele olduğunu iddia etse de pratikte çoğu kişi bunun ABD'nin Türkiye'ye silah satışının engellenmesiyle bağlantılı olduğunu düşünüyor. Joe Biden, Erdoğan'ı otokrat olarak nitelendirmesine rağmen, bu engellemeyi kaldırmaya, 20 milyar dolarlık F16 jetlerinin satışını onaylamaya ve Türkiye ile yeni bir sayfa açmaya istekli. 

Ancak ABD Başkanı'nın önce Temsilciler Meclisi ve Senato'nun dış ilişkiler komitelerinin liderlerini satışı onaylamaya ikna etmesi gerekiyor. Temsilciler Meclisi dış ilişkiler komitesinin Cumhuriyetçi başkanı Michael McCaul, geçtiğimiz günlerde esneklik imasında bulunarak, İsveç NATO sorunu çözüldüğü sürece satışı onaylamaya hazır olduğunu söyledi. McCaul, "Seçimden sonra, kazanan kim olursa olsun, İsveç'in bir NATO müttefiki olarak tanınacağı konusunda bize güvence verildi ifadelerini kullandı. Kongre'deki Demokratlar Türkiye'nin Yunanistan'a yönelik tehditlerini durdurması konusunda daha geniş güvenceler istiyorlar.

Ancak silah satışı bile Erdoğan'ın Batı'nın kendisini Putin'den koparma çabalarına karşı direncini tek başına sona erdirmeyecektir. Seçim kampanyası sırasında Türkiye ve Rusya arasında özel bir ilişki olduğunu söyleyen Erdoğan, Putin'le olan kişisel bağlarından bahsederek bunun kendisini Ukrayna'daki savaşta arabulucu olarak hareket etmek için iyi bir konuma getirdiğini söyledi. Nisan ayında Erdoğan, Rusya'nın mali desteği ve teknolojisiyle inşa edilen ilk Türk nükleer enerji santralinin açılışını yaptı. Ayrıca Putin, Türkiye'nin Rus gazı için Avrupa'da bir merkez haline gelmesinden bahsetti. 

Tüm bunlar, Erdoğan'ı Ukrayna'yı desteklemek için Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımları delen Türk şirketlerini engellemeye teşvik etmek üzere Ankara'ya giden ABD'li yetkililerin işini zorlaştırdı. Türkiye Rusya'ya yaptırım uygulamak istemiyor ve Washington da Erdoğan'ı Putin'in kucağına iteceğinden korktuğu için Türkiye'ye ikincil yaptırımlar uygulamak istemiyor.

Tansiyonu düşürme planlarını destekliyor

Daha geniş anlamda Batı, Erdoğan'ın Suudi Arabistan, Suriye, Mısır ve Ermenistan gibi komşularıyla tansiyonu düşürme planlarını destekliyor. Bazı özel açılardan Erdoğan'ın yeniden seçilmesi bile Batı için bir nimet. İnsan hakları sicili sayesinde 2018'den beri askıya alınan AB üyeliği talebi askıdaki tepside tozlanmaya devam edebilir ki Erdoğan'ın rakibi Kemal Kılıçdaroğlu seçilseydi bu daha az kolay olurdu. İkincisi, Kılıçdaroğlu'nun milyonlarca Suriyeli mülteciyi Suriye'ye geri göndermeye yönelik giderek sertleşen vaadi, plansız bir oy avcılığına benziyordu.

Buna karşılık Erdoğan, Türkiye'nin kuzeyindeki 1 milyon Suriyeliyi sınırdan geri gönderme planı olduğunu söylediğinde kulağa daha makul geliyor. Putin ve dolayısıyla Suriye Devlet Başkanı Beşir Esad ile olan bağlantıları bu planı daha makul kılıyor.

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız