Trump'tan ilham alan 'Önce Japonya', Japon üst meclisteki koltuk sayısını 14'e çıkardı

Japonya siyasetinde dengeler değişiyor. Aşırı sağcı Sanseito partisi, son üst meclis seçimlerinde 14 sandalye kazanarak büyük bir sıçrama yaptı. Lideri Sohei Kamiya'nın Donald Trump'tan ilham aldığını açıklayan partinin yükselişi, iktidardaki LDP'nin düşüşüyle de paralellik gösteriyor

Japonya'da siyasi sahnenin uzun süredir marjinal bir aktörü olan Sanseito partisi, son seçimlerde gösterdiği şaşırtıcı performansla dikkatleri üzerine çekti. Üst mecliste elde ettiği 14 sandalye, partinin üç yıl önceki tek sandalyeli konumundan çok daha fazlasını temsil ediyor. Bu yükseliş, Japonya'nın geleneksel siyasi dengelerinde önemli bir kaymaya işaret ediyor.

Bu seçimde, Başbakan Shigeru Ishiba liderliğindeki iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) ve koalisyon ortağı Komeito'nun üst mecliste çoğunluğu kaybetmesiyle, Japonya siyasetinde 1955'ten bu yana her iki mecliste de azınlıkta kalma durumu ortaya çıktı. 

Seçim sonuçlarının ardından Başbakan Shigeru Ishiba, partisinin üst meclisteki çoğunluğu kaybetmesine rağmen görevde kalacağını açıkladı. Ishiba, "Sorumluluğumu bir numaralı partinin başı olarak yerine getireceğim ve ülke için çalışacağım" diyerek istifa etmeyeceğini belirtti.

Sanseito'nun yükselişi, lideri Sohei Kamiya'nın ABD eski Başkanı Donald Trump'ın "cesur siyasi tarzından" ve "duygusal düğmelere basma temalarından ve norm bozan dilinden" ilham aldığını açıkça belirtmesiyle, küresel popülist söylemin Japonya'da da kök salmaya başladığını gösteriyor. Kamiya, kendisini Japonya'nın Trump'ı olarak konumlandırıyor.

Sanseito nasıl yükseldi?

Sanseito'nun hikayesi, 2020 yılının başlarında, Covid-19 pandemisinin kaosunda başladı. Parti, özellikle YouTube üzerinden yayılan aşı karşıtı komplo teorileri ve maske takmama retoriğiyle muhafazakar kesimlerde kendine bir yer edindi.

Hatta pandeminin "sahnelendiğini" iddia eden söylemleriyle dikkat çekti. 2022'de üst mecliste ilk sandalyesini kazanarak "küreselleşme karşıtı" bir kimlik benimsedi. Mitinglerdeki destekçileri, "küresel elitlerden" ve finans kurumlarından oluşan "gölge küreselciler" grubunun güçsüz vatandaşlar üzerinde komplo kurduğu fikrini dile getiriyordu. Kamiya'ya göre Japonya, bu "gölge küreselciler", "suçlu yabancılar" ve "gençleri vergilerle boğan yozlaşmış siyasi düzen" tarafından tehdit ediliyor.

"Önce Japonya"

Partinin son kampanya stratejisi ise popülist vaatlerin ve milliyetçi bir gündemin harmanlanması üzerine kuruluydu. Tüketim vergisi kesintileri ve çocuk yardımlarının artırılması gibi somut ekonomik vaatler sunarken, asıl gücünü göçmenlere karşı çıkan "Önce Japonya" platformundan aldı. Parti, Japonya'nın sadece Japon halkının çıkarlarına hizmet eden bir toplum olması gerektiğini savunuyor.

Lider Sohei Kamiya'nın daha önce cinsiyet eşitliği politikalarını "hata" olarak nitelendirmesi ve kadınların çalışmasını engelleyerek daha fazla çocuk sahibi olmalarını teşvik etmesi gerektiğini savunması gibi tartışmalı açıklamaları, partinin muhafazakar ve geleneksel değerlere olan bağlılığını gösteriyordu. Kamiya, erkek seçmenlere olan çekiciliğini ise "sıcakkanlı" olmasına bağlayarak, alışılmadık bir siyasi figür imajı çiziyordu.

LDP ilk kez iki mecliste de azınlık

Hafta sonu yapılan seçim sonuçları, aynı zamanda Başbakan Shigeru Ishiba liderliğindeki iktidardaki LDP'ye yönelik artan seçmen memnuniyetsizliğini de gözler önüne serdi.

Ekonomi ve hayat pahalılığı krizleriyle mücadele eden Ishiba, seçmenlere güven vermekte zorlandı. Jeffrey Hall, daha sağcı partilere verilen desteğin, Shinzo Abe'nin eski destekçileri gibi muhafazakar seçmenleri LDP'den uzaklaştırdığını belirtiyor. LDP ve koalisyon ortağı Komeito'nun üst mecliste çoğunluğu kaybetmesi, onları muhalefet desteğine daha fazla bağımlı hale getirdi ve Japonya siyasetinde on yıllardır süregelen istikrarın sarsıldığını gösterdi. Bu, LDP'nin 1955'te kurulduğundan bu yana her iki mecliste de azınlıkta kaldığı ilk kez oldu.

Japonya siyaseti sağa kayıyor

Sanseito'nun üst meclisteki atılımı, uzmanlara göre sadece bir başlangıç. Gelecekteki seçimlerde 50 ila 60 sandalye hedefleyerek partinin politikalarının "nihayet gerçek olmasını" sağlamayı amaçlıyor. Seçim sonrası röportajlarda milliyetçi politikasının yabancıları "tamamen yasaklamak" anlamına gelmediğini açıklayarak daha ılımlı bir imaj çizmeye çalışsa da, partinin göçmenlik konusundaki sert duruşu ve küresel popülizmden beslenen retoriği, Japonya siyasetinde sağa doğru kalıcı bir kayışın sinyallerini veriyor.

Bu durum, "Japonya'da popülist sağ yok" diyenlere karşı, bu akımın artık Japonya'da da kök saldığını kanıtlıyor. Sanseito, bu başarısında geleneksel medya yerine YouTube gibi platformlarda elde ettiği büyük çevrimiçi varlığını da etkili bir şekilde kullandı. Partinin YouTube kanalının 400 bin takipçisi bulunuyor, bu LDP'nin takipçi sayısının üç katı. Bu güçlü çevrimiçi varlık, partinin mesajlarını doğrudan seçmenlere ulaştırmasına ve ana akım siyasi kuruluşa saldırmasına olanak tanıyor.

Donald Trump'ın "Önce Amerika" sloganı dünya siyasetini etkiliyor

Sanseito'nun yükselişi, Japonya'da ekonomik durgunluk, artan maliyetler ve azalan doğum oranları gibi sorunlarla boğuşan seçmenlerin mevcut sisteme olan güvensizliğini ve yeni, alternatif seslere duydukları ihtiyacı gösteriyor.

Donald Trump'ın "Önce Amerika" sloganından ve Avrupa'daki aşırı sağcı partilerin (Almanya'nın AfD'si, Fransa'nın Ulusal Cephesi ve Birleşik Krallık'ın Reform UK partisi gibi) yükselişinden esinlenen Sanseito, Japonya'nın siyasi manzarasını yeniden şekillendiriyor ve ülkeyi küresel popülist dalganın bir parçası haline getiriyor.

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde 2026 fiyatları hesaplandı Maaşlardan yüzde 3 kesinti yapacak düzenleme 2026'da Dünyanın en iyi 100 yemeği açıklandı Bu bölgelerden konut satın almayın, kiralamayın ABD vergileri siparişleri vurdu: Asya’da üretim sendeledi Bu fotoğraf bize çok şey anlatıyor