Fikir babasından Putinizm dersi
Putinizm’in fikir babası olarak tanınan Vladislav Surkov geçtiğimiz haziran ayında FT’nin Moskova şefine Rus liderin şifrelerini anlattı. Oksijen’in tam metnini yayınladığı o yazı bugün Ukrayna’da olanları anlamayı kolaylaştıran bir Putin portresi sunuyor
Financial Times’in Moskova büro şefi Henry Foy, geçen yıl Kremlin’den ayrılan, ancak Rusya liderinin 21 yıllık iktidarının mimarlarından olan Vladislav Surkov ile yemek masasında buluştu. Putin rejiminin şifrelerini konuştular
Henry Foy / Financial Times
“Putinizmin fikir babası” olarak bilinen Vladislav Surkov, masaya otururken “İki usul var” dedi. “İlki Anglosakson usulü. Menüyü uzatırım, istediğini seçersin. İkincisi Rus usulü. Senin yerine şef seçer, çünkü ne istediğini şef senden iyi bilir.” Sonra da gülümseyerek “Rus usulünü öneriyorum” diye ekledi.
Karşımda Rus demokrasisinin henüz emekleme çağında öldürülmesine yardımcı olan kişi var. Sayesinde, Vladimir Putin 21 yıldır iktidarda. Surkov, Rusya’daki “egemen demokrasinin” mimarı. Ülkede sandığa gidiliyor, kampanya yapılıyor, oy veriliyor ve hep Putin kazanıyor. Ana fikir şu: Devletin istikrarı, bireyin özgürlüğünü hükümsüz kılıyor. Bunun için sahte muhalefet partileri, sıkı bir medya kontrolü, rejimin onaylamadığı siyasi figürlere yönelik aşılmaz engeller gerekiyor. Olan bitene gerçek demokrasi süsü verilerek bir illüzyon yaratılıyor. Surkov, Putin’in baş ideoloğu ve en az on yıldır en yakın siyasi sırdaşı.
Bu süreçte 2014’te Kırım’ın ilhakında ve Rusya’nın Doğu Ukrayna’da sürdürdüğü savaşta önemli rol oynadı. Surkov siyasette olgunluk dönemine ulaşıyor. Fakat geçen yıl Putin’le yollarını ayırdı ve artık Kremlin’in duvarlarının arasında değil.
Moskova’daki lüks bir alışveriş merkezinin terasındaki gösterişli restoranın saklı bir köşesinde, kot pantolonu ve kazağıyla karşımda oturan Surkov, Kremlin’e dönmesinin imkansız olduğunu ve Putin’den ayrı geçen bir yılın kendisine “huzurun gerçek anlamını” öğrettiğini söylüyor. Bu süreçte şiirlerini yayınladı ve söylediği kadarıyla siyaset yönetiminden siyaset felsefesine yöneldi.
Şampanya siparişi veriyoruz ve önceden belirlenmiş beş tabaktan ilki gelirken, beklenen soruyu soruyorum: Demokrasinin dış görünüşünü düzeltirken kendisini paramparça etmek nasıl mümkün olabiliyor?
“Sovyetler Birliği çok homojendi. Homojenlik Sovyetler’i mahvetti çünkü insanlar çeşitlilik istiyor. Ama 1990’larda çeşitlilik Rusya’yı daha da hızlı mahvediyordu” diye söze giriyor. “İnsanlara bu çeşitliliği sunmamız gerekiyordu. Ama bu da kontrol altında olmalıydı.” Cenevre’deki Putin-Biden zirvesinden üç hafta önceki buluşmanın devamında, Surkov temel öğretisini daha da dobra bir şekilde ifade ediyor: “Aşırı dozda özgürlük ülkeyi öldürür Her ilaç zehre de dönüşebilir. Her şey dozaja bağlı.”
Kızıl Ordu’dan şirket dünyasına
Surkov’u Moskova’dan 300 kilometre uzaktaki memleketinde annesi büyütmüş. Çeçen babası evi terk etmiş. Surkov önce Sovyet ordusuna girmiş, fabrikada tornacılık yapmış ve yıllarca “hippilerle içip muhabbet etmiş”. Daha sonra bankacılık ve petrol devi Mihail Hodorkovski’nin koruma görevlisi ardından da halkla ilişkiler sorumlusu olarak yeni gelişen Rus kapitalizminin o kaotik dünyasına dalmış. (Daha sonra, Surkov’un Kremlin’de görev yaptığı dönemde Hodorkovski hapse atıldı.)
Devlet televizyonunda bir süre çalıştıktan sonra 1999’da Boris Yeltsin’in kalem müdürünün asistanlığına getirilmiş. 2000’lere girerken Putin’in Kremlin’e gelmesiyle Özel Kalem Müdür Yardımcısı olmuş. Surkov o günleri hatırlarken, “Yeni liderin kişiliğinin bana büyük fırsatlar sunduğunu gördüm” diyor. “Putin’in gelişiyle, yapmak istediğim her şeyin yapılabileceğini fark ettim.”
Genç siyaset stratejisti, Putin için parti kurma çalışmalarına girişmiş. Bugün Birleşik Rusya adını alan parti, katıldığı her seçimi kazandı. Surkov ayrıca milliyetçi Rodina gibi başka siyasi partilerin kuruluşuna yardımcı oldu. Aslında Rodina da kağıt üzerinde bağımsız ama Kremlin’in yönlendirdiği bir oluşumdu.
Sezar’ın halefi gibi
Surkov kendisinin yardımıyla Putin’in “yeni bir devlet türü” yarattığını söylüyor. Eski patronunu Roma İmparatoru Sezar’ın halefi Octavius’un modern versiyonu olarak tanımlıyor. “Octavius milletinin ve halkının savaşmaktan kaçındığı bir dönemde iktidara geldi. Cumhuriyetin resmi kurumlarını korudu; senato ve yüksek rütbeli subaylar yerinde kaldı. Ama herkes tek kişiye rapor veriyor ve itaat ediyordu. Böylece Sezar’ı öldüren cumhuriyetçiler ile doğrudan bir diktatörlük isteyen ayak takımının isteklerini buluşturmuş oldu.”
Putin de demokraside aynı yolu izlemiş “Demokrasiyi lağvetmedi, Rus idaresine özgü monarşi modeliyle birleştirdi. İçinde yeterli özgürlük de yeterli düzen de var.”
‘Navalni Alman olsun’
Fakat Putin’in örtülü otokrasisine karşı koyanlar için durum farklı. Örneğin on yıldır saldırılara maruz kalmasına rağmen rejime karşı yüz binlerce protestocuyu harekete geçiren Aleksey Navalni, geçen yıl Kremlin tarafından emredildiğini iddia ettiği suikast girişiminde sinir gazıyla zehirlendi; iyileştikten sonra ise tutuklanıp cezaevine gönderildi.
Surkov’un demokrasi senaryosunda bunlara da yer var mı?
“2000 yılında göreve başladığımda kanun ve düzenin tesisi için çok basit bir sistem önerdim. Muhalefeti sistem içi ve sistem dışı olarak ikiye ayırdık. Sistem içi muhalefet nedir? Kurallara, kanunlara ve geleneklere uyan muhalefettir.”
Buna karşı çıkıyorum. Kural koyunculara sadık bir muhalefet aslında muhalefet değildir çünkü.
“İkinci şart, başka devletler için çalışmamak” diye ısrar ediyor: Navalni’nin örgütü de “yabancı ülke ajanı” ilan edildi ve hareketin üyeleri seçimlerden men edildi. “Almanlar ona bayılıyor, o zaman bırakın Bundestag’da milletvekili olsun” diyor Surkov. “Navalni’ye Alman pasaportu versinler.”
Konu Kremlinden ayrılışına gelince, bunun karşılıklı anlaşmayla gerçekleştiğini iddia ediyor. “2000 yılında bu iş heyecan vericiydi. İlk kez oluyordu. Herkes ‘Vay be!’ diyordu. Sonra? Bu arabayı ben yaptım, ama sürmekten sıkıldım. Bu görev için masada oturma konusunda daha sabırlı insanlara ihtiyaç vardı. Ben o değildim.”
Kontrolü ele almayı seven biri Surkov. Benden habersiz hesabı ödemiş. Financial Times kurallarını hatırlatarak itiraz ediyorum, bir el işaretiyle geçiştiriyor. (Financial Times bu yemeğin hesabını ödeyemedi; bunun yerine 200 sterlinlik bağışta bulundu).
Surkov yeniden sahalara dönüp dönmeyeceğine dair sorularımı tersledi. Ama Kremlin’deki bir sonraki geçiş döneminde nasıl bir rol üstleneceğini sorduğumda disiplini elden bıraktı: “Ömrüm yeterse, dönüşüm gerçekleştiği zaman bana da bir görev düşecektir.” ©️ The Financial Times