24 Nisan 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.03.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:14

‘Katil’ suçlamasının şifreleri belgeselde

Biden’in “Putin’in katil olduğuna inandığını” söylemesi, yeni dönem Amerikan yönetimi ile Rusya arasındaki ilişkileri başlamadan sarstı. Netflix’te yayınlanan Spycraft’te, Putin muhalifi olarak bilinen kişilere yönelik suikastlar detaylı anlatılıyor
‘Katil’ suçlamasının şifreleri belgeselde

ABD Başkanı Joe Biden, kendisine “Putin’in katil olduğunu düşünüyor musunuz?” diye soran ABC News sunucusuna tereddütsüz “Evet” yanıtını vererek Soğuk Savaş dönemi kadar sert ve kişisel bir tartışmayı başlatmış oldu.  Röportajın önemli bir bölümü, Putin’in 2020’deki Amerikan seçimlerine müdahale etmeye çalıştığına dair istihbarat raporuna ayrılmıştı. Rusya tepki olarak büyükelçisini Moskova’ya çağırırken, Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, “Bu iddialar temelsiz ve hiçbir kanıt yok” diye karşılık verdi. fakat Putin ile ilgili başka iddialar, mesela muhaliflerinin öldürülmesinde dahli olduğu suçlamaları da defalarca reddedilmişti.

Putin’in şifreleri

Financial Times’ın Moskova büro şefi Henry Foy’un kaleme aldığı ve bu sayfada bir kısmını okuyabileceğiniz makale, totaliterlik seviyesi aşama aşama artan Putin rejiminde nelerin mümkün olduğuna dair net bir fotoğraf çekiyor. Foy, Putin’i anlamak için KGB dönemi görevlerini akılda tutmak gerektiğini söylüyor. İlginçtir, Netflix yapımı Spycraft belgesel serisi de daha ikinci bölümünde, failin “mümkün olduğu sürece” gizli kalması için başvurulan zehirleme yöntemlerini anlatıyor. KGB’nin uzmanlık alanı... 

Polonyumla zehirlendi

Belgeselde incelenen vakalardan biri, KGB’nin devamı olan FSB’nin yolsuzluk araştırma şefi Alexander Litvinenko’nun 2006’da zehirlenerek öldürülmesi. Litvinenko daha sonraki yıllarda öldürülecek olan oligark Boris Berezovski’ye suikast düzenlenmesi için aldığı emri reddettiği iddiasını bir basın açıklamasıyla duyurmuşu. Çeşitli suçlamalarla bir dönem hapis yattıktan sonra ailesiyle birlikte sığınmacı olarak Londra’ya taşındı. Business Insider’ın haberine göre Litvinenko, buradaki bir restoranda Rus ajanları Andrei Lugovoi ve Dmitri Kovtun ile bir otelde buluşmuş, burada bir bardak yeşil çay içmişti. Zehirlendiğini anlayan eski ajan derhal vücut sıvılarını analize gönderdi, kanında “polonyum” adlı radyoaktif maddeye rastlandı. Tatlandırıcıya karıştırılan bir zerre ile zehirlendiği tahmin edildi. Dokunduğu her yere radyasyon saçmıştı. Taşıyıcı ajanlar da radyoaktif izler bıraktığından, Moskova’dan gelen bir British Airways uçağındaki koltukları tespit edildi. Takip, Almanya’daki bir apartman dairesine kadar uzandı. 
Litvinenko, bir basın toplantısı düzenleyerek aldığı suikast emrini geri çevirdiği iddia etmişti
Litvinenko, bir basın toplantısı düzenleyerek aldığı suikast emrini geri çevirdiği iddia etmişti

Zincirleme cinayetler

Litvinenko’nun arkadaşı Paul Joyal, olayı televizyonda anlattıktan dört gün sonra silahlı saldırıya uğradı fakat yaşadı. Putin’in yükseliş yıllarından yol arkadaşı Berezovski ise İngiltere’deki evinin banyosunda boğazında bir ilmekle bulundu ancak adli tıp ölüm nedenini tespit edemedi. Ortağı Badri Patarkatsişvili Londra’daki evinde kalp krizinden öldü.  Cinayetten sorumlu tutulan Rus ajanları Andrei Lugovoi’nin daha sonra Putin’den “anayurda hizmet madalyası” aldığı yazıldı. Litvinenko, Putin’in iktidara gelmesiyle ilgili olarak, konutları bombalattığı ve sorumlu olarak Çeçen milliyetçileri gösterdiği iddiasında bulunmuştu. Yine 1999’daki bombalamaların arkasında Putin olduğuna dair delil topladığı iddia edilen politikacı Sergei Yuşenkov da 2003’te öldürüldü.

Baba-kız nasıl zehirlendi?

Rus istihbaratının İngiltere’de cirit attığını düşünmeye başladıysanız, Sergei Skripal’i öldürme girişimini hatırlıyorsunuz demektir. Çifte ajan Skripal 2010’da bir takasta yer almıştı. Rus askeri istihbaratı GRU üyesiydi. Mart 2018’de ziyaretine gelen kızı Yulia ile birlikte Salisbury kasabasında bir gün geçirdi. İkili bir bankta zehirlenmiş halde bulundu. İki GRU ajanının evin kapı kolunu zehirlediği ortaya çıktı. Baba-kız kurtarıldı ama yaklaşık üç ay sonra çöpleri karıştıran bir kadın, içinde Noviçok adlı zehir bulunan bir parfüm şişesini buldu, parfümü kullandı ve öldü. Tabii arkasından büyük bir diplomatik kriz patladı. 
Yulia Skripal zehirlendi
Yulia Skripal zehirlendi

Siyasi yıldız vuruldu, Putin “bizzat” ilgilendi

Öldürülen Rus muhaliflerin en ünlülerinden biri, Boris Nemtsov. Sovyet sonrası dönemin siyasi yıldızlarındandı ve devlet başkanlığı hayalleri de kuruyordu ancak 2000 yılında Boris Yeltsin’in yerine geçen Putin oldu.  2011’de seçim sonuçlarına itiraz ederek eylemler düzenledi, yolsuzlukla ilgili yazılar kaleme aldı. Şubat 2015’te, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesine karşı eylem çağrısı yaptıktan saatler sonra, Kremlin Sarayı’nın görüş mesafesinde dört mermiyle vuruldu. Kız arkadaşı model Anna Durytska, cinayetin canlı tanığı oldu.  Putin, cinayet soruşturmasıyla “bizzat ilgileneceğini” söyledi ama yıllar içinde soruşturma sarpa sardı. İlk iki sanıktan biri olan Zaur Dadaev önce cinayeti itiraf etti, ardından ifadesini işkence altında verdiğini söyledi. Rus medyasına göre zanlılardan biri Grozni’deki evi polis tarafından basılınca kendisini havaya uçurdu.  Washington Post’un şüpheli cinayetler listesinde Çeçen sivilleri savunmakla tanınan Avukat Stanislav Markelov ile ona saldırı anında yardımcı olmaya çalışırken vurulan gazeteci Anastasia Baburova’nın 2006’da öldürülmeleri, gazeteci Natalya Estemirova’nın 2009’da kaçırılarak öldürülmesi, meslektaşı Anna Politkovskaya’nın 2006’da kiralık katillerce öldürülmesi de var. 2004 yılında zehirlenen ancak kurtulan ve ertesi yıl Ukrayna cumhurbaşkanı seçilen Viktor Yuşçenko da suikast emrinin Rusya’dan geldiğine inanıyor. 
Boris Nemtsov, Kremlin yakınlarında öldürüldü
Boris Nemtsov, Kremlin yakınlarında öldürüldü
Cinayetler aydınlanmadıkça Rus yönetiminin yaydığı korku da Putin üzerindeki şüpheler de büyüyor.  ABC’deki “Günaydın Amerika” programındaki röportajda Biden, ocak ayında Putin ile arasında geçen telefon konuşmasını da paylaştı. “Ona, ben seni biliyorum, sen de beni biliyorsun dedim” diyen Biden, tam olarak neyi biliyor, meçhul ama Putin konusunda dünyanın büyük kısmı bütünüyle kuşkuda.

Artık gaddarlığını özgürce sergileyecek

Financial Times Moskova Büro Şefi Henry Foy’un analizine göre Putin, iktidardaki üçüncü on yıllık döneminde muhalif sesleri bastırmakla yetinmeyecek, susturacak. Putin’e karşı olan Ruslar için, muhalif lider Aleksey Navalni’nin tutuklanması uzun zamandır korkarak bekledikleri bir dönüm noktası oldu. Siyasi özgürlükleri daraltmaya yönelik şiddetli ve kapsamlı girişimin bir parçası olan bu tutuklama, şimdilerde üçüncü on yıllık dönemine giren rejim için yeni bir devrin başladığını gösteriyor. Putin hâkimiyetinin önce ekonomik refah sonra hırçın vatanseverlik ile desteklendiği 20 yılın ardından, hükümet bugünlerde iktidarı elde tutmanın esas aracı olarak baskılama yöntemini tercih ediyor. Verilmek istenen mesaj açıktı: Yıllardır muhalif grupları sabote eden ve sindiren, varlıklarını kabullenme konusunda gönülsüz davranan Putin’in sabrı tükenmişti. Navalni ve takipçilerinin bastırılması yetmemişti. Susturulmaları gerekiyordu. Carnegie Moscow Center Rus iç politikası bölümünün başında bulunan Andriy Kolesnikov’a göre, “Putin her zaman demir yumruk fikrini, güçlü ve muktedir bir devleti destekleyen biri oldu… Belki her zaman gaddardı ancak şimdi gaddarlığını özgürce, açıkça, hiçbir kısıtlama olmadan sergilemeye karar verdi.” Rusya Devlet Başkanı buyurgan ve sonsuz dayanıklı görünen küresel itibarından memnun, ancak son dönemde yurtiçindeki karşı sesleri acımasızca bastırması hem huzursuz seçmenlerin gönlünü almak için bir alternatifinin olmadığını hem de halk protestosundan ne kadar korktuğunu açığa vuruyor. 

Yargı Kremlin’e bağlı

2020 yılının sonlarında meclisten geçirilen bir dizi yasayla Putin’in iktidarının Josef Stalin’in 29 yıllık hükümranlığından daha uzun sürmesi güvence altına alındı; dahası, bu iktidarı bitirme niyetindekilere yönelik kısıtlamalar daha da katı hale getirildi. Sıkı önlemler protestoculara yönelik polis şiddetinin yoğunlaştırılmasından Kremlin’e bağlı bir yargı sistemi oluşturulmasına kadar uzanıyor. Seçimlerde kimin aday olabileceği ve internet sitelerinin hangi içerikleri bulundurabileceği konularında katı kurallar geldi. Rusya artık öyle bir ülkeye dönüştü ki protest bir şakayı retweet etmek 15 gün cezaevinde kalmanıza sebep olabiliyor ya da sağır-dilsiz biri rejim karşıtı slogan attığı iddiasıyla 70 dolar değerinde para cezasına çarptırılabiliyor.  Navalni’nin mahkûmiyet kararını protesto etmek için toplanan verilmeden önce yaptığı Putin’e yönelik 16 dakikalık ateşli eleştiri konuşmasını dinlemek için gelen destekçilerinin yüzlercesi kovalandı, dövüldü ve tutuklandı. Kâr amacı gütmeyen hukuki bir organizasyon olan OVD-Info tutuklamaları izledi ve Navalni’nin dönüşünden sonraki dört hafta içinde polisin 125’ten fazla şehirde 11 binden fazla kişiyi tutukladığını bildirdi. Organizasyon polis müdahalesini “eşi görülmemiş  ölçekte bir zulüm” olarak tanımladı. Basın yelekli muhabirler cop darbeleriyle yerlerde süründü. Çevik kuvvet kıtaları şaşkına dönmüş izleyicileri tutup polis araçlarına sürüklerken, geçtiğimiz yıl Covid-19 düzenlemelerine yardımcı olmak üzere kurulan yüz tanıma özellikli kameralar evlerine kaçan katılımcıları avlamak için kullanıldı.

KGB sistemi gibi düşünüyor

Ocak ayında baskılar öyle arttı ki hapishanelerde boş hücre kalmadı. On kişilik bile olmayan hücrelere düzinelerce insan tıka basa yerleştirildi; yine de birçoğu açıkta kalınca geceyi Moskova dışındaki bir cezaevinin dışına park eden bir dizi polis aracında geçirmek zorunda kaldılar. Sadece başkentte tutuklananların sayısı, toplumsal olaylara katılım suçuyla son 15 yılında tutuklananların üç katına ulaştı. Kremlin’den üst düzey bir yetkili “Putin’in toplumun geneline dair fikirlerinin KGB’de görev yaparken şekillendiğini unutmamak gerek” diye ekliyor. “Başkan o sistemin bir ürünü ve içten içe her zaman sistemin düşündüğü gibi düşünüyor.”
Boris Berezovski, İngiltere'deki evinde ölü bulundu
Boris Berezovski, İngiltere'deki evinde ölü bulundu
2014 yılında Kırım’ın ilhakından sonra Batı’nın uyguladığı yaptırımlar Rus ekonomisini güçten düşürdü ve ülkedeki büyük işletmelerin birçoğunun büyüyüp genişlemesini zorlaştırdı. Son yedi yılın beşinde reel gelirlerde düşüş yaşandı ve yoksulluk beşte bir oranında arttı. Ülkenin kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılası 2013 yılına göre yüzde 30 azalmış durumda. Aynı dönemde Putin polise ve güvenlik güçlerine yapılan harcamaları artırarak rejimini korumaya odaklandı. Geçen yıl açıklanan bütçe harcamalarının onda birinden fazlası iç güvenliğe tahsis edildi. Kâğıt üzerinde Rus parlamentosunda hâlâ bir muhalefet var; söz konusu muhalefet teoride seçimlerde Putin’in Birleşik Rusya partisiyle yarışan küçük partilerden oluşan bir grup. Ancak bu “sistem içi muhalefet” Kremlin tarafından destekleniyor ve yönlendiriliyor. Putin’e yönelik esas tehdit “sistem dışı muhalefetten” geliyor. Bu kesim Navalni’nin Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nı (FBK), diğer aktivistleri, seçime katılan diğer adayları ve muhalif kanadı içeriyor. Rusya Eylül ayında parlamento seçimleri için sandığa gidecek ve FBK epeydir bu seçimleri bir fırsat olarak görüyor. Putin’in iktidar partisi hiç olmadığı kadar kırılgan görünüyor: Devlete ait anket şirketi VCIOM’a göre, Şubat ayı itibariyle Putin’in partisinin popülerliği yüzde 29.4 ile tüm zamanların en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Muhalif adayların seçimlere katılımının engellenmesi halinde, eylül seçimlerinin kalkışmalar için yeni bir kıvılcım olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Putin’in emniyet teşkilatı bekliyor olacak. Bu kış yaşanan olaylarda mat kasklar takmış, yaka numarasız polis memurları, protestocuları etkisiz hale getirmek için kullanılan şok tabancaları ve tutukluların işkenceye maruz kaldığı iddiaları vardı. Kolesnikov, “Muhaliflere yönelik şiddetin ve saldırganlığın daha da arttığını görüyoruz,” diyor. “Ve işe de yarıyor, maalesef işe yarıyor.”