New York Times yazdı: Çin'in yükselen emisyonları iklim politikalarını alt üst ediyor
Yeni yapılan bir araştırmaya göre son otuz yılda Çin, ekonomisi 40 kattan fazla büyürken binden fazla kömürlü termik santral inşa etti. Ülke bu hamleleriyle dünyanın açık ara en büyük yıllık sera gazı salımcısı haline geldi
Brad Plumer ve Mira Rojanasakul / The New York Times
Uzun yıllar boyunca ABD ve Avrupa gibi varlıklı yerler küresel ısınmada en büyük tarihsel sorumluluğa sahip oldular ve bunu durdurmak için öncülük etmekle görevlendirildiler. Çin'in şaşırtıcı yükselişi bu dinamiği altüst ediyor. Son otuz yılda Çin, ekonomisi 40 kattan fazla büyürken binden fazla kömürlü termik santral inşa etti. Ülke, dünyanın açık ara en büyük yıllık sera gazı salımcısı haline geldi. Amerika Birleşik Devletleri, kısmen kömür, petrol ve doğal gazı daha uzun süredir yaktığı için, 19. yüzyıldan bu yana atmosfere gezegeni ısıtan toplam kirlilikten daha fazlasını pompalamaya devam ediyor. Ancak Çin hızla arayı kapatıyor. Bir iklim araştırma sitesi olan Carbon Brief tarafından salı günü yayınlanan bir analize göre Çin geçen yıl ilk kez Avrupa'yı geçerek ikinci en büyük tarihsel emisyon yayıcısı oldu.
İnsanlar fosil yakıtları yaktığında veya ormanları kestiğinde, ortaya çıkan karbondioksit tipik olarak atmosferde yüzlerce yıl kalır ve bu süre boyunca gezegeni ısıtır. Bu nedenle geçmiş emisyonlar genellikle küresel ısınmanın sorumluluğunun bir ölçütü olarak kullanılır. Çin ise emisyonlarının bu on yıl içinde zirve yapacağına ve ardından düşmeye başlayacağına söz verdi. Ülke, diğer tüm ülkelerin toplamından daha fazla rüzgar türbini ve güneş paneli kuruyor ve elektrikli araç satışlarında dünya lideri. Ancak Carbon Brief analizine göre Çin'in düşük karbonlu enerjiye geçişiyle bile, ülkenin tarihsel emisyonlarının gelecek yıllarda ABD'ninkilere yaklaşacağı tahmin ediliyor.
Para meselesi
Çin'in iklim değişikliği konusundaki tarihsel sorumluluğu, küresel iklim politikalarında önemli bir tartışma konusu haline geldi. Bu hafta, yaklaşık 200 ülkeden diplomatlar ve liderler, savunmasız ulusların temiz enerjiye geçmek ve kuraklık, sıcak hava dalgaları, seller ve ısınan gezegenin diğer tehlikeleriyle başa çıkmak için ihtiyaç duyacakları trilyonlarca doların nasıl toplanacağını tartışmak üzere Azerbaycan'ın Bakü kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesin'de bir araya geldi. En büyük sorulardan biri de bu paranın nereden geleceği. Geleneksel olarak bu soruya verilen cevap, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Kanada, Avustralya ve Batı Avrupa'nın çoğu gibi zengin ve sanayileşmiş ülkelerin ödeme yapması gerektiği yönünde oldu.
BM'nin 1992 yılında hazırladığı bir çerçeve kapsamında, bu gelişmiş ülkelerden mali yardım sağlamaları istendi. Çin, Hindistan ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin yanı sıra Afrika'daki tüm ülkeler bu çerçeveye göre gelişmekte olan ülkeler olarak sınıflandırılıyor ve bu ülkelerin yardımda bulunmaları gerekmiyor. Ancak bugün pek çok zengin ülke bu ayrımın artık bir anlam ifade etmediğini söylüyor. Hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Avrupa Birliği liderleri, Bakü'deki nihai anlaşmanın bir parçası olarak Çin'i yoksul ülkelere daha fazla iklim finansmanı sağlamaya çağırdı. Başkan Joe Biden'ın uluslararası iklim danışmanı John Podesta geçen hafta yaptığı açıklamada, “Genişletilmiş bir bağışçı tabanı uzun zamandır talep ediliyordu. Artık, dünyanın ekonomik yapısı açısından 1992 yılında değiliz" dedi.
24.5 milyar dolar yardım iddiası
Çin ise 2016'dan bu yana diğer gelişmekte olan ülkelere halihazırda yaklaşık 24.5 milyar dolar iklim finansmanı sağladığını savundu. Ancak Avrupalı yetkililer Çin'in aynı şeffaflık gerekliliklerine tabi olmadığını söyledi ve ülkeyi BM anlaşmaları kapsamında sağladıkları yardımı resmileştirmeye çağırdı. Çin şu ana kadar bu konuda isteksiz davrandı. Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang geçen hafta yaptığı bir konuşmada, zengin ülkelerin mali yardım sağlama konusunda öncülük etmesinin küresel iklim anlaşmalarının “temel taşı” olduğunu söyledi.
Aynı zamanda diğer dünya liderleri de Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa gibi zengin emisyon sahiplerini daha önce verdikleri iklim yardımı sözlerinin gerisinde kalmakla eleştirdiler ve eylemsizlik için Çin'i bahane göstermemeleri çağrısında bulundular. Antigua ve Barbuda Başbakanı Gaston Browne “Küçük adalar iklim değişikliğinden en çok sorumlu olanların eylemleri nedeniyle acı çekerken aynı vaatleri duymaya devam edemeyiz” dedi.
Emisyonlara bakmanın başka bir yolu
Toplam emisyonlar, adalet konularında dikkate alınması gereken tek ölçüt değil. Bir diğeri de kişi başına düşen emisyonlar. Çin'de 1.4 milyar insan yaşadığı için, kişi başına düşen tarihsel emisyonları hala Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Japonya ve Kanada'dan daha düşük. Hindistan bugün dünyanın en büyük fosil yakıt tüketicilerinden biri olsa da, kişi başına düşen tarihsel emisyonları nispeten düşük. Hindistan dünyanın en kalabalık ülkesi olmasına rağmen hala nispeten fakir ve on milyonlarca insan hala elektriğe güvenilir bir şekilde erişemiyor. Hindistan, geliştikçe daha fazla fosil yakıt yakması için kendisine zaman tanınması gerektiğini söylüyor.
Aynı zamanda, Suudi Arabistan ve Katar gibi bazı zengin petrol ve gaz üreticisi ülkeler, kişi başına orantısız derecede büyük emisyonlara sahip. Amerikalı ve Avrupalı liderler bu ülkelerin de iklim finansmanına daha fazla katkıda bulunmaya davet edilmesini önerdiler. Bu anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği, Bakü'deki yaklaşık 200 ülkeden müzakerecilerin iklim yardımı için yılda 1.3 trilyon dolara kadar yeni bir hedef üzerinde anlaşıp anlaşamayacaklarını belirleme yolunda uzun bir yol kat edecek. Uzmanlar cuma günü sona ermesi planlanan zirvede bir anlaşmaya varmanın kolay olmayacağını söylüyor.
Metodoloji
1850'den 2023'e kadar karbondioksit eşdeğeri emisyonlara ilişkin veriler Jones ve diğerlerinden (2024); 2024'e ilişkin veriler Carbon Brief'ten; 2025'ten 2100'e kadar öngörülen veriler Uluslararası Enerji Ajansı'nın ülkelerin iklim eylemlerini izleyen “belirtilen politikalar senaryosuna” dayanmaktadır. Avrupa Birliği toplamları mevcut 27 üye ülke için hesaplanmıştır.
© 2024 The New York Times Company