New York Times yazdı: Macron hükümeti ayakta kaldı ancak Fransa'nın gazabına uğradı

Fransa'da Macron hükümetine karşı sunulan gensorular reddedildi. Tartışmalı emeklilik reformu ise kabul edildi. Ancak hükümet hala halkın öfkesiyle karşı karşıya. New York Times, Macron'a duyulan öfkeyi ve emeklilik reformuna neden ihtiyaç duyulduğunu yazdı

Roger Cohen / The New York Times

Fransa Ulusal Meclisi Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetine karşı verilen güvensizlik önergesini reddederek emeklilik yaşını 62'den 64'e çıkaran ve yoğun tartışmalara yol açan yasa tasarısının kanunlaşmasını sağladı. 

İki önergeden ilki 278 oy alarak kabul edilmesi için gereken 287 oyun dokuz altında kaldı. Sonucun yakın olması, emeklilik düzenlemesine, Macron'un görünürdeki ilgisizliğine ve tasarının geçen hafta tam bir oylama yapılmadan Parlamento'dan geçirilmesine duyulan yaygın öfkeyi yansıttı. Fransa Parlamentosu'nun üst kanadı olan Senato, emeklilik yasa tasarısını bu ay kabul etmişti. Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi tarafından verilen ikinci bir güvensizlik önergesi de Pazartesi günü sadece 94 milletvekilinin lehte oy kullanmasıyla kabul edilmedi. 

Fransa'yı ikiye böldü

Macron'un 2017'deki ilk döneminin başından bu yana istediği değişiklik, iki ay süren gösterilere, aralıklı grevlere ve zaman zaman şiddete neden oldu. Anketlerin sürekli olarak halkın üçte ikisinin reforma karşı olduğunu göstermesi Fransa'yı ikiye böldü. 

Pazartesi günü yapılan oylamalara rağmen, krize yol açan huzursuz hava yakın zamanda kaybolacak gibi görülmüyor. Fransa'nın önünde derin bir belirsizlik dönemi var ve büyük ölçüde sessiz kalan Macron'un otoritesini nasıl yeniden tesis edebileceği belirsiz. İşçi sendikaları Perşembe günü için bir günlük grev ve gösteri çağrısında bulunurken, Ulusal Birlik partisinin lideri Marine Le Pen de "Ülkeyi bu koşullarda yönetmenin zor olduğuna inanıyorum" dedi. Ancak şimdilik merkez tutundu ve hükümetin düşmesi önlendi.

Başbakan Élisabeth Borne oylamadan önce öfkeli bir konuşma yaparak "Parlamentonun rolünü inkar eden ve sokağın kurumlarımızdan daha meşru olduğunu savunan milletvekillerini" kınadı. Emeklilik reformuna karşı muhalefetin başını çeken hem aşırı sağ hem de aşırı sola açıkça seslenen Borne, onları parlamento karşıtı ve anti-demokratik davranışların paroksizmi ile suçladı. Fransız demokrasisini kimin baltalıyor olabileceği şu anda şiddetle tartışılıyor. 

Macron geçen hafta, daha önce de söylediği gibi, reformu parlamentonun alt kanadı olan Ulusal Meclis'te oylamaya sunmak yerine, anayasanın ilgili maddesine atfen 49.3 olarak bilinen ve bazı yasa tasarılarının oylama yapılmaksızın kabul edilmesini sağlayan bir tedbiri tercih etti. Ancak bu, hükümeti Pazartesi günü verilenler gibi gensoru önergelerine maruz bıraktı.

11. kez 49.3'e başvurması tatışılıyor

Fransız hükümetinin bir yıldan kısa bir süre içinde 11. kez 49.3. maddesine başvurması, Macron karşıtları arasında, Charles de Gaulle'ün istediği tüm yetkilere sahip cumhurbaşkanlığı makamını oluşturmak üzere hazırlanan Beşinci Cumhuriyet Anayasası'na göre yasal olsa da, ülkenin demokratik sürecinin geçiştirildiği hissinin artmasına neden oldu. 

İlk güvensizlik önergesini veren gruptan bağımsız bir milletvekili olan Charles de Courson, oylamadan önce Borne'a "Birleşmeyi başaramadınız; ikna etmeyi başaramadınız" dedi. Geçen hafta tasarının parlamentoda oylanmadan geçirilmesinin "Anayasa'nın ruhuna" aykırı olduğunu da sözlerine ekledi.

Aslında Macron'un manevrası tamamen anayasaya uygundu. Ancak bazı milletvekilleri yeni yasaya, yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyen Fransa Anayasa Konseyi nezdinde itiraz etme sözü verdi. Konseyin nihai olarak nasıl karar vereceği ya da varsa yasanın hangi kısımlarını iptal edeceği belli değil. Hükümet şu ana kadar yasanın özünün geçerli olacağına dair güvenini ifade etti.

Bazı Cumhuriyetçiler partiden ayrıldı

Sonuçta, geçen yıl emeklilik yaşının 65'e yükseltilmesini teklif eden merkez sağ Cumhuriyetçilerden yasayı ve Borne hükümetini kurtarmaya yetecek kadar oy geldi. Parti 61 sandalye ile Ulusal Meclis'te dengeyi elinde tutuyordu. Ancak milletvekillerinden 19'u, beklenenden de fazla, parti liderlerinin talimatlarını reddederek gensoru önergesi lehinde oy kullandı. Hafta sonu seçmenleriyle konuşan bazı Cumhuriyetçiler partiden ayrılmaya başladı. Milletvekillerinden Maxime Minot, yönettiği insanların güvenini koruyacak şekilde oy kullanması gerektiğini söyledi. Başka bir milletvekili Aurélien Pradié, hükümet tarafından gösterilen saygısızlıktan söz etti.

"62 yaşında emeklilik sürdürülemez"

Ilımlı muhafazakarların bu tür kararları, sonucu Macron için rahatsız edici derecede yakın hale getirdi. Ama o kararlıydı: Ona göre Fransız halkına saygısızlık, artan borçlar pahasına, savunulması mümkün olmayan bir sistemin sürdürülmesinde yatıyordu. Yaşam süreleri uzadıkça 62 yaşında emekliliğin sürdürülemeyeceğini savundu. En azından uzun vadede, aktif çalışanların bordro vergileri yoluyla destekledikleri emeklilere oranı düşmeye devam ettikçe matematik basitçe tutmuyordu. Macron geçen yıl "Eğer emeklilerimizin sorununu çözemezsek, geri kalanlara yatırım yapamayız" dedi. 

Protestolar ikinci dönemine damga vuracak

2027'de yeniden aday olamayacak olsa da görev süresinin bitmesi için dört yıldan fazla bir zamanı olan Macron, Fransa'nın geleceği için gerekli olan savunma, yeşil enerji, okul ve teknoloji alanlarındaki büyük yatırımların temelini attığına inanıyor. Ancak karşısında, yönetimine her zamankinden daha düşman bir ülke var. Protestoların Macron'un ikinci dönemine damga vuracağı kesin gibi görünüyor, tıpkı Sarı Yelekliler protesto hareketinin ilk dönemine damga vurduğu gibi. Her iki hareketin ardında da cumhurbaşkanının elitizm algısına duyulan kızgınlık yatıyor ve bu da protestolara neden olan belirli önlemlere duyulan öfkeyi arttırıyor.

"Hükümet benzin istasyonunda kibritle oynuyor"

Macron'un tasarıyı Parlamento'da oylamaya sunmama kararı, tepeden inme bir yönetim izlenimini güçlendirdi. Geçtiğimiz haftalarda işçi sendikası liderleriyle görüşmeyi reddetti ve onları öfkelendirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron'a karşı iki kez aday olan ve kaybeden Le Pen, oylamadan önce BFMTV kanalına verdiği demeçte "Hükümet aylardır benzin istasyonunda kibritle oynuyor" ve oylamadan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada hükümetin ucuz atlattığını söyledi. 

İnsanların daha uzun yaşadığı ve çoğu Avrupa ülkesinin emeklilik yaşını 65 ya da üzerine çıkardığı bir dönemde emekliliğe dair yapılacak değişikliğin mantığı, ülkenin çok sevilen iş-yaşam dengesine sıkı sıkıya bağlı pek çok Fransız için ikna edici değildi. Enflasyonun yükseldiği ve Ukrayna'daki savaştan kaynaklanan çok sayıda ekonomik baskının yaşandığı bir dönemde bu önlemin aciliyetini göremediler. Orta vadede mali durumu kötü görünse de emeklilik sistemi iflasın eşiğinde değil. 

"Emeklilik reformu cesaret gerektirir"

Fransa'da pek çok kişi daha uzun bir çalışma hayatının dayatılmasını, Fransız modelinin merkezinde yer alan sosyal dayanışmaya bir saldırı ve zenginlerin Fransa'yı ABD ile özdeşleştirdikleri dizginsiz kapitalizme yaklaştırmak için yaptıkları bir manevra olarak algılıyor. Ancak durumu farklı yorumlayanlar da oldu. Macron'un Rönesans partisinin lideri Aurore Bergé, Ulusal Meclis'te yaptığı konuşmada Macron'un emeklilik reformunun cesaret gerektirdiğini çünkü Fransızlardan daha uzun süre çalışmalarını istemenin vaatlerde bulunmaktan daha zor olduğunu söyledi. 

Macron'un Covid-19 salgını sırasında Fransız halkına yardım etmek için neredeyse sınırsız harcama yapmasının bir sonucu olarak, 2017 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 98,1'i olan Fransız devlet borcu, 2022'nin üçüncü çeyreğinde yüzde 113,4'e yükseldi. Cumhurbaşkanı, bu koşullar altında, 62 yaşında emekliliğin başka bir çağdan kalma sürdürülemez bir kalıntı olduğuna daha fazla ikna oldu.

Macron'un önümüzdeki birkaç gün içinde uzlaşmayı teşvik etmek amacıyla ulusa seslenmesi muhtemel. Macron ikna edici bir konuşmacı ancak tekrar aday olamayacağı için, özellikle de milliyetçi parti lideri Le Pen'in kendi zamanını beklediği halefiyet manevraları açıkça başladı. Le Pen Pazartesi günü yaptığı açıklamada "Macron ülkenin demokratik işleyişiyle çok az ilgileniyor" dedi. Ancak tam da bu yüzden, pek çok Fransız onu demokratik istikrar ve hukukun üstünlüğü için bir tehlike olarak gördüğü için Macron onu iki kez mağlup etti. 

İki seçim zaferi Macron'u gözden çıkarmanın aptalca bir iş olduğunu gösterdi. Hem 2024 Paris Olimpiyatları hem de 2019'daki yıkıcı yangından sonra Notre Dame Katedrali'nin gelecek yıl yeniden açılması, Macron'un zarar gören itibarını yeniden canlandırması için fırsatlar sağlayabilir.

© 2023 The New York Times Company

Hangi banka emekliye ne kadar promosyon veriyor? Bugün başlıyor: Hangi banka emekliye ne kadar promosyon verecek? Sigaraya bu kez indirim geldi 500 bin liranın aylık getirisi ne kadar? Oscar’ın en büyük hayal kırıklığı Önce çıplak çıktı sonra toga giydi