Rusya Kuzey Kore'ye iyice yakınlaştı: Putin'in ziyareti Çin için büyük bir baş ağrısına dönüşebilir

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kuzey Kore ziyareti Batılı ülkeleri endişelendirirken, bu gelişme Çin için de rahatsız edici bir boyuta evrildi. The New York Times, Putin'in ziyaretinin en çok Kuzey Kore'ye yaradığını, Çin'in ise bu oyunda en büyük kaybeden olduğunu yazdı

David Pierson & Choe Sang-Hun / The New York Times

Çin bugüne kadar kendisini, dünyayı rakip kamplara bölmeye karşı çıkan barışçıl bir ulus olarak göstermeye çalıştı. Buna karşılık ABD'yi dünyayı yeni bir Soğuk Savaş'a sürükleyecek ittifaklar kurmakla suçladı. Ancak Rusya ve Kuzey Kore'nin savaş durumunda birbirlerine derhal askeri yardımda bulunmasını öngören karşılıklı savunma anlaşması imzalaması, tam da Çin'in ABD'yi suçladığı türden bir blok inşası. Çin'in en yakın stratejik ortağı ve tek büyük müttefiki olan Rusya ile Kuzey Kore, şu anda kuzeydoğu Asya'da Soğuk Savaş tarzı çatışma riskini arttıran ülkeler.

Anlaşma aynı zamanda Çin'in kaçınmaya çalıştığı Çin, Rusya ve Kuzey Kore arasındaki üçlü eksen görüntüsünü derinleştiriyor gibi görünerek Pekin için daha fazla baş ağrısı yaratıyor. Washington'daki Stimson Center'da Çin programı direktörü olan Yun Sun, "Pekin, Çin-Rusya-Kuzey Kore ekseni görüntüsünden çok dikkatli bir şekilde uzak durdu" dedi ve ekledi: "Seçeneklerini açık tutmak istiyor"

Japonya, Güney Kore ve ABD şimdi Rusya ve Kuzey Kore savunma anlaşmasının yarattığı tehdide karşılık olarak geçen yıl Camp David'de ilan edilen kendi güvenlik düzenlemelerini gündeme getirebilir, asker seviyelerini arttırarak veya Çin'in çevresi boyunca savunmayı güçlendirerek ileri bir adım atabilir.

Bu nedenlerle Çin'in en üst düzey lideri Xi Jinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kuzey Kore lideri Kim Jong Un arasında filizlenen yakınlaşmayı hoş karşılamayabilir. Çarşamba günü Kuzey Kore'nin Pyongyang kentinde bir araya gelen Putin ve Kim, savunma anlaşmasını ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak müjdelediler.

Analistler, anlaşmanın Çin'in her iki ülkeyle olan ortaklıklarının sınırlarını da ortaya koyduğunu söyledi. Xi, Putin ile 'sınırsız' bir ilişki ilan etti ve Kuzey Kore'ye 'sarsılmaz' destek sözü verdi. Ancak iki devletle ittifak kuran Xi, bu devletlerin öngörülemeyen liderlerinin eylemlerinin sonuçlarına katlanma riskiyle de karşı karşıya. Putin'in Ukrayna'yı işgali, Pekin'i Rusya'yı dizginlemek için yeterince çaba göstermemekle suçlayan Batı ile Çin'in ilişkilerine ciddi zarar verdi. Kim'in nükleer tehditleri ise iki gergin komşuyu, Japonya ve Güney Kore'yi, ABD ile üçlü bir savunma ortaklığında bir araya getirdi.

Rusya'nın Ukrayna'da kullanılmak üzere mühimmat karşılığında Kuzey Kore'ye Pyongyang'ın nükleer silah programını destekleyecek teknoloji sağlayabileceğine dair korkular şimdiden artmış durumda.

Xi daha fazla sürprizi kaldıramaz

Xi, Çin'in zor durumdaki ekonomisini toparlaması gereken bir dönemde daha fazla sürprizi kaldıramaz. Batı'ya karşı giderek artan düşmanca tavrına rağmen Xi, Çin'in mevcut ekonomik küresel düzendeki konumunu korumaya yatırım yapmaya devam ediyor.

Güney Kore'nin başkenti Seul'deki Yonsei Üniversitesi'nde Çin üzerine çalışmalar yürüten profesör John Delury, "Putin ve Kim arasındaki yeni anlaşma Pekin için iyi bir haber değil" dedi ve sözlerine şöyle açıklık getirdi:

"Xi Jinping'in dik başlı Kore hanedanıyla hiçbir zaman kolay bir ilişkisi olmadı ve şimdi Putin'in Kim'in saldırgan eğilimlerini teşvik etmesinden endişelenmek için artık daha fazla nedeni var"

Ukrayna'daki savaş ve Kore Yarımadası'ndaki çatışma riski arasında Delury, "Putin ve Kim, Çin'in düzenli bir ortamdan fayda sağladığı bir zamanda istikrarsızlık yaratıyor" dedi.

Çin gelişmeleri şimdilik uzaktan izliyor

Çin, yeni anlaşmayla arasına mesafe koymaya çalışırken, Perşembe günü Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yorum yapmayı reddederek bunun bir Rusya ve Kuzey Kore meselesi olduğunu söyledi.

Pekin'deki Renmin Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Shi Yinhong, Rusya-Kuzey Kore anlaşmasının ABD, Japonya ve Güney Kore arasındaki ittifakla birleştiğinde bölgedeki çatışma, rekabet veya ihtilaf riskini önemli ölçüde arttırdığını söyledi.

Çin hala Rusya ve Kuzey Kore üzerinde önemli bir nüfuza sahip. ABD'ye göre Çin'in destekleriyle Kremlin yönetimi Ukrayna'daki savaşını sürdürüyor ve Kuzey Kore, gıda ve enerji de dahil olmak üzere neredeyse tüm ticareti için Çin'e bel bağlamış durumda.

Moskova ve Pyongyang üzerindeki bu güç, diğer ülkelerin Çin'den Kuzey Kore'nin nükleer silahlanmasını ya da Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını dizginlemek için nüfuzunu kullanmasını istedikleri zamanlarda Pekin'in önemini arttırdı.

Kim için talih, Xi için baş ağrısı

Ancak Asya Toplumu Politika Enstitüsü'nde diplomasi ve güvenlik analisti olan Danny Russel, Putin'in Kim'e yanaşmasının Pekin için Kuzey Kore üzerinde nüfuz sahibi olmak için yeni bir rakip yarattığını ve Kim için bir talih kuşu, Xi Jinping için bir baş ağrısı yarattığını söyledi.

Russel, "Pyongyang için önemli olan, Putin ile ortaklığın - sınırsız olmasa da - Pekin'e karşı değerli bir kaldıraç oluşturması" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Büyük güçleri birbirlerine karşı kullanmak Kore tarihinde klasik bir oyundur ve Kuzey Kore'nin son yıllarda Çin'e olan büyük bağımlılığı, Kim Jong Un'un çok fazla tercih ettiği bir durum değil"

Kuzey Kore kazançlı, Çin en büyük kaybeden

Russel, "Puan tablosuna bakınca Rusya ile yakınlaşma sonrası Kuzey Kore'nin açık ara en çok kazanan, Çin'in ise potansiyel olarak en büyük kaybeden olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Kuzey Kore'de Kim rejimini iktidarda tutmak Pekin için Çin sınırı ile Güney Kore'de konuşlu ABD öncülüğündeki güçler arasında bir tampon oluşturmanın önceliğinden kaynaklanıyor.

Çin ve Kuzey Kore r birbirlerine 'et ve tırnak' kadar yakın olduklarını söyleseler de iki komşu arasındaki ilişkiler uzun zamandır karşılıklı güvensizlik ve ortak çıkarların bir karışımıyla gergin.

Kim, 2011 yılında iktidara gelmesinden bu yana füze denemelerinin sayısını hızla arttırarak ve Kuzey Kore'nin nükleer silah programını genişleterek Çin'i rahatsız etti. Xi başlangıçta Kim ile görüşmeyi reddetti. Ancak dönemin Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore diktatörüyle görüşme planlarını açıkladığında Xi rotasını değiştirdi ve sonunda 2018'de Trump'la zirveden önce ve sonra Kim'le görüşmeler yaptı.

Georgetown Üniversitesi'nde hükümet ve uluslararası ilişkiler profesörü ve Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde Kore kürsüsü başkanı olan Victor D. Cha'ya göre Xi, Kim ile tekrar görüşmek zorunda hissedebilir. Cha, bunun nedenini şöyle açıklıyor: "Xi, Putin'in komşusu üzerindeki tüm bu etkisini göstermesine izin veremez"

© 2024 The New York Times Company

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı İpek Kıraç, babasının evlendiğini e-devlet'ten öğrendi 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı