En Yeni Film ve Dizi Önerileri - Ekim 2025

En yeni film ve dizi önerileri, Ekim 2025’te öne çıkan yapımlar, yeni çıkan diziler ve IMDb yüksek puanlı filmlerle izleme listenizi güncelleyin

Yeni çıkan diziler ve izlenmesi gereken en iyi filmler hangileri? IMDb puanı yüksek filmler, ters köşe senaryolarıyla şaşırtan diziler ve ödül sezonuna damga vuran yapımlarla dolu bir izleme listesiyle karşınızdayız!

Oksijen Dijital Platformlar Editörü Elçin Yahşi; her hafta Netflix, Disney+, Amazon Prime Video ve BluTV gibi popüler platformlarda öne çıkan yapımları, gerçek olaylardan uyarlanan filmleri ve hafta sonu bir solukta izleyebileceğiniz dizileri derliyor ve 'Ne İzleyelim?' bülteniyle her cumartesi sabah 09.00'da mail olarak okurlarımıza iletiyor. Eğer "Bugün ne izlesem?" diye düşünüyorsanız, Temmuz 2025’in en çok konuşulan dizileri ve en iyi yeni çıkan filmleri bu listede!

Elçin Yahşi'nin Ne İzleyelim? bülteni her cumartesi saat 09.00'da posta kutunuzda olsun istiyorsanız bu adresten ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

11- 17 Ekim 2025 

Gucci’nin yeni koleksiyonuna Spike Jonze filmi 

“Gucci’nin yeni dönemi bu kez podyumda değil, beyazperdede açıldı. Markanın kreatif yönetmeni Demna, markadaki ilk adımını Oscar ödüllü Spike Jonze ve Halina Reijn’in yönettiği The Tiger filmiyle ve sınırlı bir lookbook ile attı. Demi Moore’un Gucci’nin hikâyede sahibi Barbara Gucci’yi, Ed Harris’in Vanity Fair editörü Mr. Whitmann’ı, Edward Norton’ın uzaylılarla kafayı bozmuş ailenin üvey çocuğu Colin’i canlandırdığı; Kendall Jenner, Elliot Page gibi isimlerin rol aldığı filmde Gucci ailesinin mükemmel gözüken hayatının bir akşam yemeği ile kaosa dönüşü; muazzam bir sinematografi ile anlatılırken aslında La Famiglia koleksiyonu anlatılıyordu.” 

Derya Gürsel’in bu haftaki O2’de yeni koleksiyonu ve filmi anlattığı yazısı burada. 

James Bond ve Yalan Dünya

Prime Video’da artık Yalan Dünya dizisinin bütün bölümlerini izlemek mümkün. Bir ara gelip sonra ortadan kaybolan James Bond külliyatı da geri döndü. 

Korkunç bir cinayet, genç bir gazeteci ve gerçekler

Dizi, 15 Ekim’den itibaren Disney+’ta yer alacak olan Murdaugh: Death in the Family. Tamamen gerçek olaylara dayanan, üstelik hiç de eski zamanda cereyan etmeyen, tam tersine çok yakın bir gerçeğe dayanan ve çok dinlenen bir podcast’ten uyarlanan bir yapım. 

Aslında Güney Carolinalı hukukçu Murdaugh ailesi ile ilgili her şey Google’da kısacık bir aramayla bulunuyor hiçbir şey aramadan izlemeniz tavsiye edilir. 

Karısını ve oğlunu kafaları dağılacak şekilde öldürülmüş olarak bulan Alex Murdaugh’ın polisi aramasıyla başlayan sekiz bölümlük dizi, 86 yıl boyunca Güney Carolina’nın en üst düzey savcıları oldukları için ‘kanundan muaf’ olan bir ailenin yolsuzluk ve cinayet dolu hikâyesini, genç bir gazetecinin her şeyi açığa çıkarmasını anlatıyor. 

Diziden sonra göz atmak isteyebileceğiniz belgesel var Netflix’te: Murdaugh Murders, A Southern Scandal’ın fragmanı burada.

Haftanın diğer yenileri

Harun Kubat’ın bu haftaki derlemeleri de şöyle

Play Dirty (2025)
The Nice Guys'ın aksiyonunu özleyenler için yönetmen Shane Black, yeni aksiyonuyla döndü. Oscar adayı iki yıldızın, Mark Wahlberg (Boogie Nights, Ted, The Departed, The Fighter) ve LaKeith Stanfield’in (Judas and the Black Messiah, Atlanta), başrollerini paylaştığı film, büyük bir soygun planlaması gereken uzman bir hırsızın tehlikeli düşmanlarıyla çatışmasını konu ediniyor. Fragman burada. (Prime Video) 

The Lost Station Girls (2025)
1995-2001’de Güney Fransa’da bir genç kız kaybolur, üç genç kadın öldürülür; hepsi 'Kayıp İstasyon Kızları' olarak anılır. Polis teşkilatında çalışmaya başlayan genç araştırmacı Flore Robin soruşturmaya katılırken, ilk kurbanın annesi umudunu hep korur. Altı bölümden oluşan Fransa yapımı gerçek suç dizisi. 

The Chair Company (2025)
İş yerinde yaşadığı utanç verici bir olayın ardından kendisini geniş çaplı bir komployu araştırırken bulan William Ronald Trosper'ın mizah dolu hikâyesi. Sekiz bölümden oluşan dizinin yaratıcısı ve başrolü komedyen Tim Robinson (Saturday Night Live, Friendship). Pazartesiden itibaren her hafta yeni bölümleriyle izleyicisiyle buluşacak. 

No One Saw Us Leave (2025)
Gerçek bir öyküden uyarlanan, beş bölümlük Meksika yapımı drama, boşanma sırasında çocukları kocası tarafından elinden alınan bir anneyi merkezine taşıyor. Maruz kaldığı sosyal baskı ve acı ayrılık, kadının hayatını tümüyle değiştirir. 15 Ekim'den itibaren izlenebilir.

The Time That Remains (2025)
Bir dizi ölümün çevrelediği yaşlı bir kadın, yaşlanmayan gizemli sevgilisiyle yaşarken, bir müfettiş onların karanlık sırlarını ortaya çıkarmak üzeredir. Filipinler yapımı romantik fantastik dram filmi, 16 Ekim'de yayında. 

TRT 2’nin bu haftaki filmleri

Menina (2017)
8 yaşındaki Portekizli göçmen bir kızın, sırlar sakladığını düşündüğü alkolik babası ve onu yetişkin gibi gören sevgisiz annesiyle Fransa’daki yeni zorlu yaşamı üzerine bir drama. Fragman burada. (Bu akşam 21.30)

The Violin Teacher (2015)
São Paulo Devlet Senfoni Orkestrası'na kabul edilmeyen yetenekli bir kemancı, bir devlet okulunda gençlere müzik dersi vermeye başlar. Öğrencileriyle kurduğu bağ ve müziğin gücü sayesinde hayatının asıl değerini anlar. Brezilya'dan ilham veren bir drama. 

Brain on Fire (2016)
The New York Post yazarı Susannah Cahalan'ın kendi hastalığından yola çıkarak yazdığı kitabından uyarlanan film, belirsiz hastalığı yüzünden kafasının içinde sesler duymaya ve nöbetler geçirmeye başlayan bir kadın gazetecinin yaşadıklarına odaklanıyor. Başrolünde Chloë Grace Moretz (Kick-Ass, The Miseducation of Cameron Post) yer alıyor. 

My Happy Family (2017)
Ataerkil bir toplumda aynı çatı altında yaşayan üç kuşak Gürcü ailesinden 52 yaşındaki Manana, yalnız yaşayabilmek için aile evinden ayrılmak ister. Bu isteği, herkesi şaşırtır ama Manana, yalnızlığa doğru bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa çıkmakta kararlıdır.

MUBI’den haftanın seçmeleri

It’s Burning (2023)
Almanya'da oğulları Ahmad ile yaşayan Amal ve Omar'ın mutlu hayatlarındaki her şey, parkta Franz diye bir adamın, Amal'a başörtüsü taktığı için saldırması yüzünden değişir. Açılan dava sürecinde yaşanan bir olay, tüm dengeleri bozacaktır. Erol Afşin'in yönetmenliğini üstlendiği, Almanya yapımı drama. 10 Ekim Cuma yayında.

Yazarımız Muammer Brav’ın, Yanıyor adıyla Suç ve Ceza Film Festivali’nde gösterilen filmin yönetmeni Erol Afşin ile söyleşisi de burada.

Chained for Life (2018)
Geçtiğimiz sene A Different Man filmiyle büyük ses getiren yönetmen Aaron Schimberg, yine başrolünde Adam Pearson'a yer verdiği ABD yapımı bu filminde, bir korku filmi çekiminde yer alan oyuncu Mabel ile yüzü ciddi şekilde deforme olan rol arkadaşı Rosenthal'ın yaşadıklarına odaklanıyor.

Günaydın Anne (2024)
Ücra bir çiftlikte, annelerinin (Zuhal Gencer) sevgisini kazanma arzusuyla bir rekabete sürüklenen iki kız kardeşten (Sinem Köseoğlu ve Öyküsu Özyürek) birinin bataklığa saplanmasıyla yaşanan felaketi ele alan Oben Yılmaz'ın kısa filmi. 

Three Kilometres to the End of the World (2024)
Prömiyerini Cannes'da yapan, dram ile gerilimi birleştiren Romanya yapımı kuir film; muhafazakâr bir köydeki çatışmalar arasında, eşcinsel bir gencin kendini keşfetme yolculuğunu konu ediniyor.

Billy Elliot (2000)
1980’lerin grevlerle çalkalanan İngiltere’sinde, toplumun önyargılarına rağmen bale tutkusunun peşinden giden erkek çocuğu Billy’nin hikâyesi. BAFTA ödüllü Jamie Bell'in (All of Us Strangers, Rocketman) 13 yaşındayken başrolünde olduğu, Oscar adayı Stephen Daldry'nin (The Hours, The Reader) unutulmaz bir başka filmi.

4- 10 Ekim 2025 

Disney+’a Hulu geliyor

8 Ekim'den itibaren Disney+ Türkiye’nin ana sayfasında Hulu sekmesi yer alacak ve Disney+'taki genel eğlence içeriklerinin tümü, Hulu sekmesi altında toplanacak.
 
Bugüne kadar Disney+ Türkiye’de beş ana sekme vardı: Disney, Pixar, Marvel, Star Wars ve National Geographic. 

Hulu, 8 Ekim’den itibaren altıncı sekme olarak bunların arasına katılıyor.

Tüm içerikler aynı kalıyor, bir değişiklik yok, hepsi Hulu sekmesi altında ulaşılabilir olmaya devam edecek. Ayrıca All’s Fair, The Lowdown, Bize Bi’şey Olmaz, Sekizinci Aile gibi yeni yapımlar da Hulu sekmesinin altında bulunacak.

BBC ve Netflix, iki yeni Peaky Blinders sezonunu duyurdu

Altışar bölümden oluşacak olan iki yeni sezonu da halen House of Guinness dizisi Netflix’de çok izlenenler arasında olan Steven Knight yazacak. 

Yeni nesil Shelbylerin hikâyesi de Birmingham’da geçecek. Küllerinden doğan bir şehir ve bu yolculuğun direksiyonunda Shelbyler… 

Meraklısına, House of Guinness soundtrack’i

Dizinin müzik kullanımını çok beğenen Defne Akman bülten için yazdı: 

“House of Guinness sadece bir dönem dizisi değil. Müzikleriyle de İrlanda'nın ruhunu yansıtmayı başarıyor. Müzik seçkisi, Derek Warfield & The Young Wolfe Tones gibi geleneksel İrlanda folk sanatçılarından, muhalif kimliğiyle bilinen hip-hopçı üçlü Kneecap, rock grubu The Stunning, müzisyen Adrian Crowley, post-punk grubu Yard ve indie-punk Fontaines D.C. gibi isimlere kadar uzanıyor. Dizinin yaratıcısı Steven Knight, NME’ye verdiği röportajda bilindik isimlerden kaçınarak İrlanda’nın yeni nesil müzisyenlerini özellikle tercih ettiğini, hikâyeye onların ham enerjisi ve isyan ruhunu yansıtmak istediğini belirtti. Orjinal müzikler ise Ilan Eshkeri’ye ait.

Daha ilk bölümden gergin, huzursuz ve her an patlamaya hazır enerjisiyle Starburster’ı duymamızla birlikte bunun herhangi bir dönem dizisi olmadığını anlıyoruz. İşte o Starburster, Dublin’de 2014 yılında kurulan post punk grubu Fontaines D.C’nin dördüncü stüdyo albümü Romance’in en sevilen şarkısı.

Grup, İrlandaca şarkılar da söylüyor; ikinci bölümde çalan In ár gCroíthe go deo gibi. Grian Chatten, Conor Curley, Conor Deegan III, Tom Coll ve Carlos O’Connell’dan oluşan Fontaines D.C., 2022'de yayımlanan Skinty Fia albümleriyle İrlanda ve Birleşik Krallık listelerinde bir numaraya yükselip 2023'te Uluslararası Grup dalında Brit Award’la ödüllendirildi.  Bu yaz, başta Glastonbury olmak üzere tüm festivallerde fırtına gibi esti. İstanbul’da haziran ayında verdikleri konserde de “Filistin’e özgürlük” sloganlarıyla beraber çok coşkulu bir performans sergiledi. Fontaines D.C, 16 Ekim’de düzenlenecek olan Mercury Prize’a aday.

House of Guinness’de, Dublin’deki ilk Fenian ayaklanması Kneecap’in Get Your Brits Out şarkısıyla birlikte eşleniyor. Mo Chara, Móglaí Bap ve DJ Próvaí ‘den oluşan Belfastlı hip-hop grubu Kneecap, İrlandaca (Gaeilge) ve İngilizce müzikleri ve politik tavrıyla tanınıyor. 1998 Good Friday Anlaşması sonrasında büyüyen “ateşkes bebekleri” kuşağının üyeleri olan müzisyenler Filistin meselesine verdikleri güçlü destekle öne çıktılar. Bu yaz Coachella gibi herkesin ekmeğinde olduğu bir festivalde Filistin’deki soykırımı gündem haline getirmeyi başardılar. Seslerini duyurmada öylesine etkili oldular ki İngiltere Başbakanı Glastonbury Festivali’nde sahne almalarını istemedi. Grubun üyelerinden biri terör suçlamalarıyla karşı karşıya olduğu için BBC Glastonbury konserini canlı olarak yayınlamadı. 

Dizide yalnızca Fontaines D.C, Kneecap gibi starlar yok, aynı zamanda Shark School, Lankum, The Scratch, Sprints ve Gilla Band gibi yükselen müzisyenlerin şarkılarına da yer veriliyor.” 

The Pitt, 15 Emmy aldıktan sonra izlenme oranını üç katına çıkardı

Bizde de yeniden HBOMax’in en çok izlenenler listesine giren dizinin başarısı nereden kaynaklanıyor? Umur Çağın Taş yazdı.

Ocak ayında izleyeceğimiz ve bir 4 Temmuz gününde geçen ikinci sezonun ilk teaser’ı da yayınlandı.

One Battle After Another ile ilgili merak edilen her şey

Hem eleştirmenlere, hem izleyicileri göre yılın en iyi filmi One Battle After Another bu hafta vizyona girdi. Burak Göral’ın filmle ilgili yazısını bu hafta O2’de okuyabilirsiniz. Yönetmene sormak istedikleriniz varsa, Amerikan Yönetmenler Birliği’nde düzenlenen bir söyleşide Steven Spielberg, yönetmen Paul Thomas Anderson’a herşeyi sormuş. Çok güzel podcast (İngilizce) burada.  

High Potential yeni sezonuyla dönüyor

Drew Goddard'ın (Daredevil, Bad Times at the El Royale, The Martian) yazdığı ve Kaitlin Olson'ın (It's Always Sunny in Philadelphia, Hacks) başrolünde olduğu polisiye drama High Potential, ikinci sezonuyla 7 Ekim'de Disney+'ta olacak. 

Yüksek zekâlı, bekar ve üç çocuğuyla birlikte hayatla mücadele eden Morgan, ilk sezonda şansa bağlı bir cinayeti çözerek polis ekibine adım atmıştı. Ancak yeni sezonda karşısına çıkan vakalar çok daha karmaşık bir hal alacak. David Peck’in ördüğü kurnaz plan, sadece Morgan’ın meslektaşlarını değil, bu sefer onun sevdiklerini de beklenmedik bir tehlikenin içine sürüklüyor. 

Fransa’dan tarihi bir aksiyon Néro The Assassin

1504 senesinde, Fransa'dayız. Acımasız bir suikastçı, uzun zamandır görmediği ve hatta neredeyse pek tanımadığı kızını tehlikeli düşmanlardan ve şeytani güçlerden korumak için onunla birlikte kaçmaya başlar. 

Aksiyon, macera ve dramayı birleştiren, başrolünü Pio Marmaï'nin (Yannick) üstlendiği sekiz bölümlük dizi, 8 Ekim'den itibaren Netflix kütüphanesinde yerini alacak. 

Son yılların en etkileyici aşk filmlerinden We Live in Time

Yeni boşanmış Tobias ile yetenekli şef Almut'un yolları tesadüfi bir şekilde kesişir. Çiftin bu duygusal tanışması, onları birlikte kuracakları bir hayata iter. Fakat bu hayatın yolları çakıl taşlarıyla, acıyla, belirsizliklerle, kanserle mücadeleyle doludur. Zaman içinde atlanan kurgusuyla öne çıkan film; zaman, sevgi ve kayıp çizgisinde hayatı sorgulatan duygusal bir aşk hikâyesi ortaya çıkarıyor. 

Birleşik Krallık yapımı romantik dramın başrollerini Oscar adayı iki sevilen oyuncu paylaşıyor: Andrew Garfield (Amazing Spider-Man, Under the Silver Lake, After The Hunt) ve Florence Pugh (Midsommar, Thunderbolts*, Little Women, Don't Worry Darling). 

Filmin yönetmenliğini ise BAFTA ödüllü John Crowley (Brooklyn,  Boy A, Black Mirror: Beyond the Sea) üstleniyor. Son senelerin en etkili aşk filmlerinden olan We Live in Time, TOD'da. 

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde 2026 fiyatları hesaplandı Maaşlardan yüzde 3 kesinti yapacak düzenleme 2026'da Dünyanın en iyi 100 yemeği açıklandı Bu bölgelerden konut satın almayın, kiralamayın ABD vergileri siparişleri vurdu: Asya’da üretim sendeledi Bu fotoğraf bize çok şey anlatıyor