ABD'den kişiye özel beslenme rehberi: Vücudunuz için en iyi diyet nedir?

Amerikalıların sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesi için yürütülen araştırmadaki veriler ile ABD, vatandaşlarına kişiselleştirilmiş bir beslenme programı sunmayı amaçlıyor. Washington Post haberine göre, bireylere genetik ve dışsal faktörlerin hesaba katıldığı kişiye özel bir diyet gerekli

ABD federal hükümeti, ruhsal ve fiziksel sağlık için tüketilecek en iyi yiyeceklerle ilgili basmakalıp düşünceleri değiştirebileceği büyük ve iddialı bir diyet çalışmasına vatandaşlarının katılmasını istiyor.

Çoğunlukla beslenme uzmanları sağlıklı beslenmenin nelerden oluştuğuna hakim. ABD hükümetinin Dietary Guidelines for Americans adlı vatandaşlarına sunduğu beslenme rehberi, insanları meyve, sebze, fasulye, kuruyemiş, deniz ürünleri, az yağlı süt ürünleri, yağsız et ve tam tahıl yemeye teşvik ederken alkol, sodyum, rafine tahıllar ve ilave şeker gibi gıda maddelerini sınırlandırıyor.

İkizlerin bile metabolizma hızı farklı olabilir

Ancak her insan yiyecekleri metabolize etme şekilleri birbirinden farklı. Bilim insanları genetik, cinsiyet, bağırsak mikrobiyomları, uyku, spor alışkanlığı, stres seviyesi ve diğer faktörlerin vücudun gıdalara nasıl tepki vereceğini etkileyebileceğini inceledi. Zira, tek yumurta ikizleri bile bir muza, kurabiyeye, bir dilim ekmeğe veya bir kase yulaf ezmesine farklı metabolik tepkiler verebilir.

Tüm bunların üstesinden gelmek için National Institutes of Health (NIH) beş yılda 189 milyon dolar harcadı ve 10 bin kişiyi bünyesine kattı. Nutrition for Precision Health adlı çalışmanın amacı, farklı insanların çeşitli diyetleri nasıl metabolize ettiğini ve bunlara nasıl tepki verdiğini bulmak. Araştırmacılar toplanan verileri, insan sağlığını iyileştirmek için kişiselleştirilmiş diyet planları sunabilecekleri algoritmaların geliştirilmesi amacıyla kullanmayı planladıklarını söylüyor.

Herkes için tek tip bir diyet yok

Kötü beslenme alışkanlıkları dünya çapında ölümlerin ve kronik hastalıkların önde gelen nedenlerinden biri. Araştırmaya katılan Tufts Üniversitesi'nden beslenme bilimcisi Sai Krupa Das, sağlık otoritelerinin beslenme konusunda genelde herkese uyan tek boyutlu bir yaklaşım benimsediğini söyledi. Das "Neyin sağlıklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat özellikle nüfusun her bir kesimi için değil” diye belirtti.

Program, farklı ırk ve etnik kökenden insanları, obezitesi olan, engelli, kronik sağlık sorunları olan gibi özelliklere sahip kişileri çalışmaya katmayı amaçlıyor. Bu nedenle araştırmacılar, gıdanın nasıl metabolize edildiğini belirleyen faktörleri anlamak için çeşitliliğe ihtiyaç duyduklarını söylüyor. Araştırmaya katılan ABD Kara Harp Okulu'ndan matematik profesörü Diana Thomas, "Çeşitliliğin dostumuz olduğunu söylemekten hoşlanıyoruz. Mümkün olan herkesi aramıza alıyoruz" dedi.

Sağlık hizmetleri kişiye özgü uygulanabilecek

Bu çalışma, 2015 yılında Başkan Barack Obama'nın başkanlığında oluşturulan All of Us adlı daha büyük bir federal araştırma programına dahil edildi. Bu programın hedefi, ülke çapında bir milyon gönüllüden sağlık ve genetik verilerini toplayarak hassas tıbbı geliştirmek ve bunun sonucunda sağlık hizmetlerini bireylere kişiselleştirerek uyarlamak. Bazı uzmanlar, her bireye kendine özgü ihtiyaçlarına ve fizyolojisine göre özel bir diyet sunabilecek bir algoritma geliştirmenin, beslenmenin kilit noktası olduğunu söylüyor.

Uygulayan bazı şirketler olsa da sınırlı veriye sahipler

Zoe ve DayTwo gibi bir avuç şirketin kişiselleştirilmiş diyet planları satmak için algoritmalar oluşturduğu biliniyor. Ancak Deep Medicine başlıklı kitabında kişiselleştirilmiş beslenme hakkında yazan kardiyolog ve Scripps Research'ün başkan yardımcısı Eric Topol, bunların genellikle kan şekeri testleri ve mikrobiyom analizleri gibi sınırlı kişisel verilere dayandığını söyledi.

Topol, beslenme tavsiyelerini uyarlamak için kişinin genomu, önceden var olan tıbbi rahatsızlıkları, uyku, egzersiz ve stres düzeyleri gibi daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kardiyalog, bir programda ona fındık ve çilek gibi oksalat oranı yüksek yiyecekler önerildiğini söyledi. Kendisinin yüksek oksalatlı gıdaların alevlendirebileceği böbrek taşı geçmişi var; bu da diyet planının hesaba katmadığı bir durum olduğundan Topol, "Benim için kesinlikle en kötü yiyecek olan fındık yememi tavsiye ettiler" dedi.

Umut verici bir çalışma

Topol ve meslektaşları, farklı gıdaların kan şekerini nasıl etkileyeceğini ve kan şekeri artışından kaçınmanın sağlık sorunlarını önleyip önleyemeyeceğini öngörmek için Scripps'te bir beslenme çalışmasına liderlik ediyor. Doktor Topol, National Institutes of Health çalışmasının çok büyük, iyi finanse edilmiş ve kapsamlı bir araştırma olduğunu ve muhtemelen umut verici sonuçlar vereceğini söyledi. "Komple bir insan türü için değil, kişisel olarak kendileri için en uygun beslenmenin ne olduğunu öğrenmek isteyen insanlar için yararlı olacağını düşünüyorum" diye ekledi.

Gönüllüler, karşılığında ücret alacak 

Nutrition for Precision Health adlı çalışmaya kayıt çevrimiçi olarak açık. Araştırmacılar, katılan kişilerin çığır açan araştırmalara katkıda bulunmaktan memnuniyet duyacaklarını ve kendilerine bağırsak mikrobiyomları, günlük kan şekeri dalgalanmaları, insülin, bağırsak ve tokluk hormonları ve metabolizma durumuyla ilgili diğer faktörlerin ücretsiz analizlerinin verileceğini söylüyor. NIH program direktörü ve çalışmanın koordinatörü Holly Nicastro, "İnsanlar sağlıkları hakkında pek çok harika bilgi edinecek" dedi.  Bir diğer yandan, gönüllülere ödeme yapılacağı da biliniyor. İlk aşamadaki katılımcılar 300 dolara kadar kazanabilirler. İkinci aşamaya geçenler 2 bin dolar daha kazanabilecek ve haftalarca bir klinikte yaşamayı gerektiren üçüncü etap için ise gönüllü olanlar 6 bin 200 dolara kadar ücret alabilecek.

Katılımcılar sürekli takip edilecek

Ancak araştırmaya katılmak o kadar da kolay değil. İlk modülde, araştırmacıların tıbbi geçmişlerini ve kullandıkları ilaçları bilmesi için katılımcılardan elektronik sağlık kayıtlarına erişim sağlamaları istenecek. Kavrama kuvveti ve vücut kompozisyonu kontrolleri için kliniğe en az iki kez gitmeleri gerekecek. Dışkı örneği verecekler ve yaklaşık 10 gün boyunca günlük yaşamlarını sürdürürken bir aktivite takip cihazı ve glikoz monitörü takacaklar. Bu süre zarfında yemeklerini belgelemeleri veya yemeklerinin fotoğraflarını çekmeleri istenecek. Bazıları ise gözlüklere takılan küçük bir kamera sensörü olan otomatik algılama monitörü takacak. Kamera sensörü çiğnemeyi algıladığında  yiyecek alımını izlemek için fotoğraf çekecek. Nicastro, katılımcıların gizlilik amacıyla cihazı çıkarabileceklerini söyledi. "Bir doktor ziyaretine gidiyorsanız veya iş için hassas malzemeleri inceliyorsanız, her zaman çıkarma seçeneğiniz vardır" dedi.

Araştırmanın ikinci aşamasında, gönüllülerden oluşan bir alt grup, iki hafta boyunca üç farklı test diyetini aynı anda tüketecek. Katılımcıların tüm yemekleri program tarafından sağlanacaktır. Nicastro, diyetlerin değişen miktarlarda yağ, karbonhidrat, protein, şeker, lif ve işlenmiş gıdalar içerdiğini ancak diyetin isminin verilmeyeceğini söyledi. Nicastro bunu şu şekilde açıklıyor: Katılımcıların bir diyetin kendileri için iyi olacağına veya başka bir diyetin kötü olacağına dair beklentiye girmelerini istemiyoruz.

Üçüncü ve en yoğun aşamada ise altı hafta boyunca bir klinikte yaşayacak 500 kişi yer alacak. Bu süre zarfında araştırmacılar tarafından tüm öğünler sağlanacak, katılımcıların yediği her lokmayı takip edilecek ve katılımcıların kilosu, uykusu, fiziksel aktiviteleri, glikoz seviyeleri ve tüketip yaktıkları kesin kalori miktarı yakından izlenecek.

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız