Ahmet Davutoğlu: Millet İttifakı'nın önemine ilk günkü gibi inanıyorum
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu seçim sonuçlarını değerlendirdi, "Bugün yeni bir başlangıç günü. Daha büyük bir kararlılıkla çınar yaprağının adalet, demokrasi, refah, eşitlik mücadelemize devam edeceğiz" diyen Davutoğlu "Millet İttifakı'nın önemine ilk günkü gibi inanıyorum" şeklinde konuştu
Millet İttifakı'nda yer alan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, seçim sonuçları hakkında açıklama yaptı.
Seçime katılım oranının yüksek olmasının geleceğin en büyük teminatı olduğunu söyleyen Ahmet Davutoğlu, oy kullanan seçmenler ve seçimde görev yapanlara teşekkür etti.
Davutoğlu, "Milletimizin tecelli eden iradesi başımızın tacıdır. Seçim sonuçlarına göre yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı tebrik ediyorum. Son derece eşitsiz şartlarda demokrasi mücadelesi veren Sayın Kılıçdaroğlu'na ve beraber mücadele ettiğimiz Millet İttifakı liderlerine ve büyükşehir belediye başkanlarına teşekkürü borç bilirim" diye konuştu.
Davutoğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:
Tehdit algısı gündemi işgal etmeyi başardı
"Bugün ülkemizin karşı karşıya olduğu son derece yaygın yoksullaşmaya yol açan ekonomik kriz, 11 şehrimizi ve insan dokusunu tahrip etmiş sorunlar, ekonomi-politik sistemin her yanına nüfuz etmiş yolsuzluklar, adalet sistemine güvensizlik ve benzeri derin bunalım unsurları bütün can yakıcılığıyla gündemimizde. Bu sorunların müsebbibi olan iktidar elindeki devlet imkanları ve tekeline aldığı propaganda araçlarıyla kampanya süresince bu sorunların değil, milli ve dini sembollerin kullanıldığı, terör ve din özgürlüğü bağlamında bir tehdit algısının gündemi işgal etmesini başardı.
Kabul etmek durumundayız ki, en azından bu aşamada sembol istismarına dayalı siyaset, alternatif politika önlemlerine dayalı akılcı siyasete, kutuplaştırma dili nezaket diline, montaja dayalı yalan propaganda umuda dayalı kampanyayı galebe çaldı. Gelecek Partisi olarak, bu sorunların çözümü yolundaki çabalarımızı, yapıcı muhalefet anlayışı zemininde sürdürecek, otoriter yolsuzluk düzeninin devamı yönündeki her uygulamaya karşı kararlılıkla direneceğiz."
Karşımızda iki Erdoğan var
"Dün gece Sayın Erdoğan'ın Kısıklı ve Beştepe'deki konuşmalarını dinledim. Erdoğan, artık son dönemine başlarken seçim hedefine ulaşmanın özgüveni içinde yeni bir sayfa açarak hep birlikte ülke sorunlarını çözüme yönelme olgunluğunu mu gösterecek yoksa alışageldiği siyasi nezaketten yoksun hakaret ve kutuplaştırma yöntemiyle var olan sorunları ve yolsuzlukları hamasetle örtecek bir dil mi kullanacaktı?
Beni şaşırtmadı Erdoğan. Karşımızda iki Erdoğan var. Prompter'a sadık kaldığında metin yazarlarının ifadeleriyle seçimin kaybedeni olmayacak diyerek kucaklayıcı mesajlar verirken, prompterdan koparak konuştuğunda bilinçaltını ortaya dökerek yine hakaret diline döndü. Bizlerin de içinde olduğu bütün bir muhalefeti LGBT'ci, terörle işbirlikçi, dış güçlerin aparatı ilan etti. Milli iradeyle seçilmiş milletvekillerine kiralık vekiller diye hitap etti, rakibi Kılıçdaroğlu'nu kitlelere yuhalattı. Bu kutuplaştırıcı dil toplumsal barış ve ülke için en büyük tehdittir."
Bu dili derhal terk edin
"Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum: Demokratik ülkelerde rastlanmayan yöntemlerle de olsa seçimi kazandınız ve kaybetmekten çok korktuğunuz iktidarınızı korudunuz. Muhalefet de milli iradeye saygısını açık bir biçimde ortaya koydu. Artık biraz olgunluk gösterin ve bu dışlayıcı, aşağılayıcı dili derhal terk edin. Millet bu dilden yorgun düştü daha fazla yormayın. Madem seçimi kazandınız, şimdi ülkenin sorunlarına odaklanın"
Cumhur ittifakı'na oy verenlere yeterince ulaşamadık
"Cumhur İttifakı'na oy vermiş değerli vatandaşlarım, verdiğiniz oya saygım sonsuzdur. Ancak büyük bir çoğunluğunuzun ülkedeki bütün bu sorunların müsebbibi olan iktidara bu desteği iç huzuruyla vermediğinizi de biliyorum. İktidardaki güç yozlaşmasının ve yakıcı sorunların siz de farkındaydınız. Ancak iktidarın oluşturduğu din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili kazanımların korunması ve terörle mücadele kaygısına dayalı korku iklimi var olan sorunları ertelemenize ikinci plana koymanıza yol açtı. Ne yazık ki devletin resmi kanalı TRT de dahil olmak üzere tüm iletişim kanallarının bize kapalı olması nedeniyle tüm samimi çabalarımıza rağmen biz de size yeterince ulaşamadık"
Bu iftiralara inananlarla yüzleşmeye hazırım
"Ancak siz de şunu görün lütfen: AK Parti bu seçimi olumlu icraatları ile değil ürettiği korku ve dürtü politikasıyla kazandı. Artık seçim geçti, arzu ettiğiniz gibi bu korkuları engelleyeceğini düşündüğünüz iktidar İslam ahlakına, devlet kültürümüze ve Anadolu irfanına açıkça aykırı yolsuzluk düzeninin daha da derinleşmesi pahasına da olsa sürecek.
Ortada bir vehim şeklinde üretilen muhalefet kazanırsa 'Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılacak', 'Ayasofya tekrar müze yapılacak', 'başörtüsü yasaklanacak', 'savunma sanayi durdurulacak', 'LGBT'ye özgürlükler tanınacak' vb. yalanlara dayalı vehimler artık geçersiz olduğuna göre iktidardan verdiğiniz oyun hesabını sormaktan çekinmeyin. Bunu bizim için değil çocuklarınız ve torunlarınız için yapın. Bizim ne yapacağımızı merak ediyorsanız onu da söyleyeyim. Hakkımda uydurulan iftiralara inanmış kardeşlerim de dahil herkesle yüzleşmeye ve halleşmeye hazırım"
"Gençliğimden beri savunduğum değerlerle buradayım, burada olmaya devam edeceğim. Eski Başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı, Ahmet Hoca, Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu olarak değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Mehmet oğlu Ahmet olarak huzurunuzdayım. Arkamda ne iktidar, ne medya, ne sermaye gücü var. Dış odakların da iç odakların da hedefinde oldum, hala hedefindeyim. Bırakın gemiyi, sandalım dahi yok ki yakayım. Neye mi güveniyorum? Mutlak adaletine inandığım Rabbime ve nihai kertede hiçbir zaman şaşmayacağına inandığım milletimin vicdanına.
12 Eylül’ün sert rüzgarlarında, 28 Şubat’ın kuru ayazında, 15 Temmuz’un yakıcı gecesinde neredeysem hala oradayım. Başını omuzuma koyup ağlayan Arakanlı kardeşimle, bütün varlığıyla sadece bana değil bir umuda sarılan Doğu Türkistanlı yaşlı büyüğümle, Gazze’de bombalar altında Şifa Hastanesi'nde şehit kızının başında teselli arayan Filistinli kardeşimle kucaklaştığımda hangi hal ile hallenmişsem yine aynı hal üzereyim. 28 Şubat şartlarında dahi hiç ara vermediğim ilim kürsüsünde, İslam dünyasına yeni bir nesil yetiştirme amacıyla Malezya’da 85 milletten gençlere verdiğim derslerde, Mavi Marmara katliamı sonrası BM Güvenlik Konseyi’nde, terörle mücadelede Van Havaalanı'nda şehitlerimizi uğurlarken, Arakan’da bir selam ile ayağa kalkan mazlumlara hitap ederken kelamım hangi nefesten çıkmışsa yine aynı nefese sahibim"
Ümitsizliğe ve tahriklere kapılmayın
"Millet İttifakı'na destek vermiş olan değerli vatandaşlarıma da sesleniyorum: Asla ümitsizliğe de olası tahriklere de kapılmayınız. Seçim neticeleri bir iktidar değişimine yol açmamışsa da toplumun yarısı statükoya karşı değişim talebini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Sayın Erdoğan’ın dün geceki üslubu sizi yanıltmasın. Cumhur İttifakı'na destek verenlerin iktidarın uygulamalarını ve otoriter yolsuzluk düzenine dayalı statükoyu benimsediği düşüncesine kapılmayınız. Onların bu tercihi, oluşturulan korku ikliminin eseridir. Onlarla köprüleri atmayalım, yeni köprüler kuralım. Kutuplaşma tuzağını önce biz bozalım"
Millet ittifakı'nın önemine inanıyorum
"Altılı Masa ve sonucunda oluşan Millet İttifakı'nın siyasi tarihimiz içindeki önemine ilk günkü gibi inanıyorum. Biz sadece altı lider olarak bir araya gelmedik. Birbirini tanıma şansı olmayan kitleleri de ortak bir demokratik toplum hedefinde buluşturduk. Yine söylüyorum: Bu çaba 200 yıllık modernleşme, 150 yıllık Meclis, 100 yıllık Cumhuriyet, 75 yıllık demokrasi tarihimizin bütün ana damarlarını bir araya getiren bir toplumsal barış projesidir. Bu toplumsal barış projesine destek veren bütün liderlere ve zorlu seçim mücadelesinde omuz omuza mücadele veren bütün parti teşkilatlarımıza teşekkür ediyorum. Bu süreçte yeni dostluk köprüleri kuruldu, yeni bir iklim oluştu. Ülkemizin bu dostluk köprülerine ve bu toplumsal barış iklimine ihtiyacı var"