Antalya'daki otellerde 150 binden fazla depremzede ağırlanıyor

6 Şubat depremlerinden yaklaşık 13.5 milyon kişi etkilendi, binlerce insan evsiz kaldı. Antalya'daki yüzlerce otel kapılarını depremzedelere açtı. Ancak yakında başlayacak olan turizm sezonuyla birlikte bu sürecin nasıl ilerleyeceği belirsiz

Mühübe Taşkın

11 ili etkisi altına alan depremde yüz binlerce depremzede evsiz kaldı. Kimi bina enkaza döndü kimi ise kullanılamayacak şekilde ağır hasar aldı. İlk etapta deprem bölgesine çadırlar gönderilmese de çözüm olmadı ve Antalya’daki oteller devreye sokuldu. Binlerce yatak kapasiteleri ile depremzedelere geçici ikamet sağlandı. Öyle ki Antalya Valiliği koordinesinde otel, kamu misafirhanesi, Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü yurtları ve tanıdıkları yanında kalan depremzede sayısı Antalya’da 150 bine yaklaştı. Depremzedelerin konaklama dışında gıda ve kıyafet ihtiyaçları da karşılanıyor.

Kapasite doldu

Antalya’ya ulaşan depremzedeler önce 10 bin kişilik Antalya Kapalı Spor Salonu’na giderek kayıtlarını yaptırıyor. Burada AFAD yetkililerinden belge alıyorlar ve ardından otel ya da yurtlara yerleştiriliyorlar. Ancak son birkaç gündür Antalya’da kapasite dolduğu için başka illere yönlendirilmeye başlandı. 

"Sizi Isparta'ya yönlendireceğiz"

İşte bunlardan biri de Mustafa Bayır… Hikayesini şöyle anlatıyor: Kalacak otel bulduk, bize kapılarını açtılar. Ancak nakit ve gıda sorunu yaşıyoruz. Kayıt yaptırınca AFAD’ın yardımcı olduğunu öğrendik ve kayıt yaptırmaya geldim. Kayıt alınınca AFAD yetkilileri ‘Antalya’da artık kapasite doldu. Sizi Isparta’ya yönlendireceğiz’ diyor. Bu bir eziyet. Hasta annem ve babam da bizimle. İki aile adına gıda yardımı alacaktım. Belgem de var ama bir aileye göre yardım veriyorlar. Salona 35 kilometre uzaktayım. Yarın yine gelmem gerekiyor. Böyle sorunlar yaşıyoruz” diyor.

“40 yılımı bıraktım geldim”

Antalya’da depremzedelerin en yoğun olarak yerleştiği alan  Antalya Kaleiçi… Buradaki butik otellerden birinde konaklayan Gülay Kara Hatay’dan gelmiş. Kara, "Her yer yıkılmış ve sadece enkaz gördük. Çekirdek ailem ile sarıldık birbirimize arabamızla geldik. Her şeyimizi orda bıraktık. 40 yıllık evliyim ben buraya gelirken 40 yılımı geride bıraktım. Hatıralarımı bıraktım. Güzelim şehrimi bıraktım. Çok güzel bir düzenimiz vardı. Zengin değildim ama güzel bir hayatımız vardı. Burada bize kucak açtılar” diye konuştu.

Sibel Yurttaer

"Başımızı sokacak bir yer bulduk"

Kahramanmaraş’tan 3 çocuğu, eşi ve torunuyla gelen 45 yaşındaki Sibel Yurttaer ve ailesi Antalya’ya gelmeden önce çadırda kalıyormuş. Yurttaer, "Baktık olacak gibi değil. Depremzedelere kapılar açıldı diye duyduk ve internette bir tesisin numarasını bulduk. Konuştuğumuz kişi buyurun gelin dedi. Geldiğimizde ise aynı kişi her yer dolduğunu, AFAD’a başvurmamız gerektiğini söyledi" ifadelerini kullandı. AFAD’la görüştüklerinde ise kendilerine Antalya’da yer kalmadığı, Burdur veya Isparta’ya gitmeleri gerektiği söyleniyor. Yurttaer dört gün deprem bölgesinde kalıp geceyi de yolda geçirdikleri için takatlerinin kalmadığını anlattı. Yurttaer, “Zaten dönelim desek bile yakıt paramız yok. Arabamızda kalan yakıtla bir başka otele kadar geldik. Başımızı sokacak sıcak bir yer bulduk ya başka bir şey istemiyorum” dedi. 

Mehmet Fırat

“Cehennem gibiydi”

Adıyaman Gölbaşı ilçesinde Kuyumcu esnafı olan 37 yaşındaki Mehmet Fırat, kendi aracıyla ailesini Antalya’ya getirdiğini anlatarak yaşadığı süreci “Cehennem gibiydi” sözüyle özetledi. Yaşanan yıkımdan herkesi sorumlu tutan Fırat, “Herkes benim gözümde suçlu. Belediyesi, devleti herkes suçlu. Parti fark etmeksizin bu durumdan herkes sorumlu… Para hırsı bu hale getirdi" dedi. Yolda yaşadıklarından ise umutlandığını dile getiren Fırat, “Bizim insanımız o kadar vicdanlı ki Antalya’ya gelene kadarki süreçte geçtiğimiz yollarda tüm ihtiyaçlarımızı karşıladılar. Şu anda da 5 yıldızlı bir otelde bizi ağırlıyorlar. Adıyaman’a döneceğiz ama nasıl olacak bilmiyorum" ifadelerini kullandı. 

"Orası sözün bittiği yer”

5 yıldızlı bir otelin lojmanında kalan 71 yaşındaki Mehmet Hasırcı ve eşi Hatay Kırıkhan’dan gelmiş. Hasırcı, kızını, damadını torunlarını depremde kaybetmiş. Kayıplarını defnettikten sonra Antalya’ya geldiğini anlatan Hasırcı, “Biz kendi canımızı kurtardık, damadım vardı onun enkazdan çıkarılmasını 5 buçuk gün bekledik. 5 gün sonra çıkardılar, teslim ettiler, götürdük mezarlığa defnettik. Sabah da mezarlığa ziyaretlerine gittim çocuklarımla vedalaştım, yola çıktım. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Orası sözün bittiği yer. Bir kızım, bir damadım, iki de torunum vardı; hepsi gitti, o ocak söndü” diyerek acısını tarif etti. “Artık Hatay Kırkhan’da bir şeyimiz kalmadı. Bahçemiz vardı, toprağımız vardı, ev vardı hiçbiri kalmadı” diyen afetzede Hasırcı, “Geldik buraya bize burada kimin yemek verdiğini yardım ettiğini bilmiyoruz. İlk günler sordum ‘Bize burada bu yardımı kim sağlıyor otel sahibi mi veriyor? Devlet mi veriyor?’ diye. Çalışanlar ‘Biz size hizmet veriyoruz. Gerisini bilmiyoruz’ diye yanıt veriyorlar” dedi.

Kiralar çok fazla

Mehmet Hasırcı, Antalya’ya yerleşebilmek için araştırma yapan, Antalya’da birkaç emlakçıyı gezdiğini ve 2+1 evlere 10 bin 12 bin TL gibi rakamlar istendiğini bu rakamları emekli olduğu için ödeyebilecek gücü olmadığını belirterek, “Ben Antalya’da emekli adamım. Ne olacak bilmiyoruz. Hanım Hatay’dan ayrılmak istemiyor. Çadır kuralım gerekirse geri gidelim diyor. Tamam Antalya güzel, bize iyi davranıyorlar, kafamızı sokacak yer verdiler ama 2 ay sonra buranın sezonu başlayacak. O zaman halimiz ne olacak?” diye konuştu.

Birikimimizi ve dişlerimizi aldık çıktık

Malatya’dan gelen Murat Alıcı 78 yaşında “7’inci kattaydık. Kendimizi aşağı zor attık. Hanımın çantası var. Biraz da birikimimiz vardı onu aldı. Bir de takma dişlerimiz vardı onları aldı. Birinci depremde çıktık. İkinci depremde evimiz yıkıldı. İki gün arabada kaldık. Hava bayağı soğuktu, ayaklarımız dondu. Sağ olsunlar, bir çağrı yapıldı buraya geldik. Burada her ihtiyacımız karşılanıyor ama bu işler ne zaman normale dönecek, bilmiyoruz”

"3 gün boyunca karın üstündeydik"

Depremzede Leyla Gür, depremde evini, işyerlerini kaybetmiş ancak ailesinden bir kayıp olmadığı için “Çok şükür ailem yanımda” diyor. Gür, depremden hemen sonraki süreci “Depremden kaçtıktan sonra bir ateş yaktık, bekledik. Ancak 3 gün boyunca maşallah Malatya’nın karı hiç durmadı. Meğerse Malatyam kefenini giymiş. 3 gün boyunca karın üstündeydik. Ayaklarımız buz gibi, önümüzde ateş yanıyor ama arkamız buz gibi. Arabalarımızı açtık ısınalım diyerek, yakıt bitti. Alalım dedik alacak yer yok. Cepte para var ama hiçbir işe yaramıyor. Paranın bile geçmediği bir zaman oldu” sözleriyle anlattı.

“Antalya’da yaşam pahalı ne yapacağız bilmiyoruz”

Depremde evini, işlettikleri lokantalarını kaybettiklerini anlatan afetzede Leyla Gür, “5 aileyiz, darmadağan olduk. Eşimin sigortası yok. İşi yok. Burada bir hayat kuralım diye araştırma yaptık evlere 10 bin 12 bin lira diyorlar. Mümkün değil buralarda yaşayamam. Orda evimiz kira değildi. Kayınpederim bize ev almıştı. Ben kirada hiç oturmadım. Nasıl kirada oturacağımı bilmiyorum. Geriye dönmek istesek de iki çocuğum var. Depremden dolayı psikolojileri bozuldu. Bilmiyorum ne yapacağız. Nasıl bir yol çizeceğiz. Buranın şartları mümkün değil. Çalışsak çocukları ne yapacağız” dedi. Otelde çocuklarıyla ailesiyle sohbet ederek, günlük ihtiyaçlarını karşılayarak vakit geçirdiklerini ifade eden Gür, otelin ve çalışanlarının kendilerine ‘aile gibi’ davrandıklarını belirterek “Burası bize aile gibi davranıyor. 10 gündür buradayız” diye konuştu.

ATSO Başkanı Ali Bahar: Bu bir uzun maraton koşusu

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Bahar ise afetzedelere destek olmak istediklerini söyledi. Bahar, "Bu bir kısa mesafe koşusu değil, bir maraton koşusu. Bölgeye ilgimiz ve desteğimiz devam edeceği gibi illerimizdeki misafirlerimizle ilgili çalışmalar da devam edecek. Özel sektör ve sivil toplum kuruluşları olarak kalıcı bir koordinasyon sisteminin oluşturulması, bir gelecek planlaması yapılması gerektiğine inanıyoruz. Alanya’dan Kaş’a kadar otellerde kayıtlı 55 bin kişi misafir ediliyor ve kayıtsız daha fazla kişi olduğunu düşünüyoruz. Sezonda yaklaşıyor. Afet bölgelerinden gelen bilgilere göre hareket etmek gerekiyor" dedi. 

“15 Mart’a kadar ağırlayacağız”

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, depremzedelere büyük küçük tüm otellerin kapısını açtığını belirtti. 65 binin üzerinde depremzedeyi yerleştirdiklerini ve 15 Mart’a kadar depremzedeleri misafir edeceklerini söyleyen Kavaloğlu, “Çözümler noktasında Vali beyle ve diğer başkanlarımızla toplantılar yapıyoruz. Küçük otellerimiz çok yürekli insanlar ve büyük bir özveri ile otellerini açtılar. Dolayısıyla 3 öğün yemek verme sisteminde de zorlanan otellerimiz var. Onlara da yardımcı oluyoruz. Hep birlikte gönüllülük esası ile çalışıyorlar. Açık oteller diğerlerine yardımcı oluyor. Her şey birazcık da yeni şekilleniyor. Biz 15 Mart’a kadar misafirlerimizi ağırlayacağız. Depremzedelerimiz bizim misafirlerimiz günde 3 öğün yemek barınma çamaşır ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu konuda hep birlikte el birliği ile bu yaraları sarmaya çalışıyoruz. Açık olan oteller lojmanlarını açtı. Kendi otelime de misafir aldım. Kemer’deki, Belek’teki otellerimi açtım. Kimi otelci lojmanlarını, kimi açık otellerini açtı. Herkes ne bulduysa yardımcı oluyor” dedi.

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Yetişkin filmi izleyip sıcak çatışmaya giriyorlar