Cumhur İttifakı'nda 50+1 ayrımı: BBP ve DSP Erdoğan'la aynı fikirde değil
Siyasetin gündeminde bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldırılmalı sözleriyle getirdiği 50+1 oy şartı bulunuyor. Cumhur İttifakı ortaklarından BBP ve DSP'nin liderleri Destici ve Aksakal bu konuda Erdoğan'la aynı fikirde değil
Türkiye siyaseti gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde Almanya ziyaretinden dönerken söylediği 50+1 yorumu bulunuyor. Cumhur İttifakı'nın ortaklarından BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve DSP Lideri Önder Aksakal, Erdoğan'ın "Değişmesi isabetli olur. Mevcutta mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor" görüşüne katılmıyor.
Bugün partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında 50+1'i Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin temel taşı olarak nitelendiren BBP Genel Başkanı Destici "Bu taş yerinden oynarsa başkanlık sistemi çöker" dedi. DSP Genel Başkanı Aksakal ise TBMM'de gerçekleştirdiği konuşmasında "Bu bizi yüzde 20 ile seçilen bir cumhurbaşkanının yüzde 80 çoğunluğun hilafında bir yönetim dayatmasına götürür" ifadelerini kullandı. Destici ve Aksakal'ın 50+1 hakkındaki yorumlarının tamamı şöyle:
Destici: Bu husus tartışmaya kapalı olmalıdır
- Açıkça ifade edelim ki 'yüzde 50+1' Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yani başkanlık sisteminin temel taşıdır. Bu taş yerinden oynarsa başkanlık sistemi çöker. Binaenaleyh bu husus tartışmaya kapalı olmalıdır. Yapılacak olan ya da tartışılacak olan nedir? Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu ivedilikle demokratikleştirilmelidir. Siyasetin finansmanı şeffaf hale getirilmelidir. Anayasa'ya aykırı bir şekilde yapılan Hazine ve seçim yardımı mutlaka kaldırılmalıdır.
Aksakal: Kaosa neden olur
- Bir süredir cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50+1 oy alan adayın seçilmesi sistemine ilişkin tartışmaların yaşanıyor. Seçimlere daha 4,5 yıl varken, böyle bir gündemi gereksiz buluyorum Yeni anayasal sistem, halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının kuracağı kabine eliyle, devletin yönetimini esas almış ve devlet işleyişi buna göre planlanmışken, eğer bu görev en çok oy alan adayla deruhte edilirse, bu bizi yüzde 20 ile seçilen bir cumhurbaşkanının yüzde 80 çoğunluğun hilafında bir yönetim dayatmasına götürür. Bunun sonu kaos olur. Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirilmesi gereken hususları bugünün meselesi haline getirmenin kimseye bir yararı yoktur.
- Bizim bugün tartışacağımız, kafa yoracağımız konu cumhurbaşkanının yüzde kaç oyla seçileceği konusu değil, 31 Mart seçimlerinden elde edeceğimiz başarının altyapı çalışmaları olmalı. Cumhur İttifakı bileşenleri, bağlı olduğumuz değerler çerçevesinde ilkelerimizden ve bütünlüğümüzden ödün vermeden yerel seçimlere odaklanarak çalışmalarımıza devam etmeli.
Erdoğan ve Bahçeli ne demişti?
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
- 50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla 'en fazla oyu alan aday seçilir' denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.
MHP Genel Başkanı Bahçeli:
- 50+1 hususunda bizim geçmişten bugüne söylediğimiz sözler bellidir ve esasen hiç değişme göstermemiştir. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı görüşteyiz. Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1'dir. Halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM'den güvenoyu almadığı için yönetimde istikrar ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal olacak şeklidir. Milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz. Cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanı seçiyoruz.