Özgür Özel'den 'mutlak butlan' yorumu: Öyle bir karar çıksa da Kemal Bey'in tenezzül etmeyeceğini düşünüyorum

CHP lideri Özgür Özel, 15 Eylül'deki kurultay davası ve 'mutlak butlan' olasılığı için, "Öyle bir kararın alınmayacağını umuyorum. Alınırsa da Kemal Bey'in böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini düşünüyorum. Zaten altı gün sonra kurultay var" dedi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 15 Eylül'deki kurultay davasında 'mutlak butlan' kararı alınması ve önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevlendirilmesi ihtimaline ilişkin, "Öyle bir kararın alınmayacağını umuyorum. Alınırsa da Kemal Bey'in böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini düşünüyorum" yorumunu yaptı. 

Sözcü TV'de Uğur Dündar'ın sorularını yanıtlayan Özel "İstanbul delegeleri hariç, geri kalan delegelerimizin tamamına yakını, 1,5 günde 1000 imza topladılar ve olağanüstü kongre kararı aldık. 16'sında kayyım da gelse, 21'inde parti genel başkanını seçecek. İstanbul delegeleri olmaksızın kurultay talep edildi. 'Kayyum geldi, engel olacak' olmaz. Çünkü irade yenileniyor." diye konuştu. CHP'de parçalanma ve ayrışma olmadığını kaydeden Özel, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesince görevlendirilen Gürsel Tekin'e "kayyım olduğu için randevu vermediğini" ve onu "muhatap almayacağını" dile getirdi.

Özel, Kılıçdaroğlu'na yaptığı çağrının ardından kendisine bir dönüş olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bir çağrı yapıyorum değil de Ruşen Bey'in (Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır) sorusuna verdiğim bir cevap. Ben önceki genel başkanlara ne açıklayacağını, toplum nezdinde çağrı yapmak, benim siyasi terbiyeme, parti terbiyeme uymaz. Bunu beklerim ama kamuoyuna çıkıp da böyle bir açıklama yapın demedim. Nereye gitsek partililerin, insanların 'Pazartesi ne olacak' diye korkuları var. Açıkçası pazartesiden korkum yok, alınacak kararla ilgili endişem yok. Bu mesele CHP'yi karıştırmak, tartıştırmak, başka gündemler konuşulmasın diye ortaya atılan bir mesele olduğunu söyledim. İstanbul'da özel seçilmiş bazı aparatlar var. Öyle bir hakime denk gelmedikten sonra... İstanbul il seçiminde çok kötü niyetli bir karar verdi. Kararını vermiş bütün Türkiye yanlış diyor. Bütün hukuk adamları, doçentler, profesörler, tecrübeli cezacılar 'olacak iş değil' diyor. Bunun itiraz mercii YSK da değil. Bunun itiraz mercii istinaf. Biz de onun verdiği karara itiraz etmek durumundayız ki reddedilince istinaf edelim. Gidiyoruz ve verdiği karara itiraz dilekçesi veriyoruz. Aynı gün veya ertesi sabah bize diyor ki '26 Eylül'de duruşmamız var ya o günü bekleyin, kararı o zaman vereceğim' diyor. Kendi kararının arkasında durma kararını niye o gün veriyorsun? Sen ya kararı kaldır, hatalıysan kaldır. O zaman bekleyelim o günü.

Yok kararın doğruysa itirazımı reddet ki gideyim istinafa, doğru mu yanlış mı üst mahkeme karar versin. Bizim üst mahkemeye gitme hakkımızı başsavcılıktan aldığı talimatla ki böyle bir talimat veremez, kötülüğü planladığı için parti üzerindeki bütün operasyonu tek elden yönettiği için yetkisini aştığı için ve meslekteki etik kuralları ayaklar altına aldıkları için bu oluyor. Reddetmiyor, 24 gün bekleyin diyor. O 24 günde ne kötülükler olacaksa olacak. Tabii beklemedikleri bazı hamlelerimiz oldu. Biz de gittik Yüksek Seçim Kurulundan kongre takvimlerimizi işlettik. Eninde sonunda ne yaparlarsa yapsınlar İstanbul seçilmiş bir il başkanına teslim edilecek ama atadıkları kayyum eliyle kötülük yapmaya ve başka bir mahkemeden de başka bir kötülük beklemeye niyetlenmiş adamlar. İstanbul'daki gibi bir seçilmişe denk gelmezsek, özel atanmışa denk gelmezsek zaten ne butlan kararı olur, ne kayyum kararı, ne tedbir kararı olur. Benim bir endişem yok. Kötüsü gelirse de dünden hazırım."

"Genel merkeze atanabilecek bir kayyım kongre sürecine engel olamaz"

CHP lideri, Kılıçdaroğlu ile bir görüşmesi olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine ise şunları söyledi: 

"Sayın Kılıçdaroğlu ile 10 gün önce görüştüm. 4-9 Eylül kuruluş haftamız geçen sene tüzüğe koyduk. Çok da güzel bir programımız vardı. Partinin gelecekte Türkiye'ye nasıl yöneteceğine karar verdiğimiz programımıza ilişkin 4 ana sütunda 16 ana başlıkta yapılan çalışmalarımız var. Bu haftaya davet için aradım kendisini. Güzel de bir sohbet oldu. Bana Sayın Genel Başkan'a bu konuda 'Şöyle söyleyin' demek düşmez. Bana bir iması yok ama Kemal Bey ile genel diyaloğumuzdan böyle bir gerginlik, bir husumet, bir tartışma görmedim.

CHP, Türkiye'de sandığın teminatı. Parti içinde de sandık koyan tek partiyiz biz. Bir partinin sandık olmadan yönetilmesine zaten Cumhuriyet Halk Partililer asla onay vermezler, olumlu bakmazlar, böyle bir şeyin parçası olmazlar. Ben mevzunun orasına bakıyorum. Delegelerimizin tamamına yakını 1,5 günde koştular, bin imzayı teslim ettiler ve olağanüstü kongre kararı aldılar. 16'sında kayyım da gelse olumsuz bir karar da olsa 21'inde Olağanüstü Kurultay var, parti genel başkanını seçecek zaten. Nasıl İstanbul'a atanan kayyım, biz her ne kadar itiraz etsek, tanımasak da atanan kayyım süreci İstanbul ilçe kongrelerine engel olmadıysa genel merkeze de atanabilecek bir kayyım Genel Merkez Kongre sürecine engel olamaz. Kanunla güvence altına alınmış bu iş. O yüzden ne olur? 6 gün sonra seçim olur" ifadesini kullandı.

"Üsküdar'daki kıyı işgalinin ve rantının bekçiliğini yapmış adamı tuttular bakan yaptılar"

Partinin İstanbul il binasına yönelik polis ablukası ve sonrasında yaşananlar nedeniyle İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı sert ifadelerle hedef alan Özel, şunları kaydetti:

"CHP'de bir parçalanma yok, bir bütünleşme var. Delege kenetlendi. 30 kişilik bir liste malum İstanbul İl Başkanlığı'na girmesine kayyım tarafından verilmiş. Bugün içlerinden bir tanesi meczup, yalancı, iftiracı, ailelerimize küfreden, evlatlarımızı tehdit eden, space odalarında her türlü rezilliği yapan meczuplar o listede. Gidiyorlar oradan resim çektiriyorlar. Binaya, polis şeyiyle alt kata giriyorlar, Özgür Çelik'in katına girmiyorlar. Alt kata girip birkaç dakika çektirip kaçıyorlar falan polis marifetiyle. İçlerinden biri gitmiş bakın lafa bak ya. 'İninize girdik' demiş. Dövdüler, onu orada. Rezil rüsva oldu. Bir liste var 30 kişilik, yarısından fazlası partiden ihraç edilmiş.

İçişleri Bakanlığı'nı aradık, Valiliği aradık. Partiyi itibarsızlaştırmak için bu kadar iğrenç oyunlara başvuruluyor olması sizi büyütmez, büyük rezalet. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya... Bakın çok kötü şeyler söylemek istemiyorum. Gerçekten kendime yakıştıramıyorum. Sonradan böyle yani diyorum ki 'bu adamların seviyesine indin, çıkarken de vurgun yedin' diyorum. İstanbul Valisi'yken Üsküdar'daki kıyı işgalinin ve rantının bekçiliğini yapmış adamı tuttular İçişleri Bakanı yaptılar. Kendinden öncekinin birçok yanlışı vardı. Hep onları eleştirdik. Bu geldi 'çetelerle mücadele edeceğim' dedi. Soylu'nun ekibini tasfiye edecek diye, kendisi de bir sürü yanlışın içinde. Önceki de çok pislik bir yapıydı. Gelen gideni aratır diyeceğim, kimse Süleyman Soylu'yu aratamaz. Bin beter oldu diyeceğim.

"Domuzluğuna adres değişikliğini yapmıyor"

Biz, binayı kayyıma verirsek yazıklar olsun. Devletin polisini karşımıza diktiler. Bir karıştan gözümüze gaz sıkıldı, plastik mermi atıldı. 4 tane milletvekilimiz hastanelik oldu. Haneme tecavüz ettiler, meşru müdafaa yaparken bile kimsenin canını yakmadık. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yer değişikliği başvurusunu yaptık, sisteme işlendi. İçişleri Bakanlığı'na yaptık, bekliyor. Fiilen, halk arasındaki deyimle domuzluğuna adres değişikliğini yapmıyor, yaptırmıyor. Valiye de suç işletiyor."

"Erdoğan tökezlesin ilk tekmeyi atanlar bu olur"

Bakan Yerlikaya'nın genel başkan çalışma ofisi olarak belirlenen eski il binasında yaşanan olaylara sessiz kaldığını savunan CHP lideri şöyle devam etti: 

"Yetkisi olmayan iş yapıyor. Çok ağır bir şey söyleyeceğim de yutkunuyorum. Meclis Başkanı'na anlatıyorum. Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmuş. Tarafsız olsa cumhurbaşkanını arayacağım. Bu kötülüğü yapan, icra eden o partinin genel başkanı zaten. Bu yaptıkları alnında kara leke. Partime yapılan haysiyet cellatlığını affetmem. Bu parti Atatürk'ün emaneti. Ali Yerlikaya denilen adam cıva gibi adamdır. Tayyip Erdoğan tökezlesin ilk tekmeyi atanlar bu olur. Bunlar yere düşene tekme atar. Bunlar asla ve asla bir davanın adamı olamazlar. Bunlar geldiği sandığı inkar eden adamlar. Ali Yerlikaya sen kimsin CHP'ye haysiyet cellatlığı yapıyorsun. Anneme söven namussuzu, kızımı hedef gösteren şerefsizi CHP binasına sokup fotoğraf çektirecek ve buna zemin hazırlayacak haysiyetsizlikle karşı karşıyayız. Ben kimseye kinlenmem ama bu yaptıkları gerçekten kinlendiriyor. Bu görevler el değiştirecek, o makamlarda CHP'li İçişleri Bakanı oturacak, o zaman göreceksiniz devlet adamlığı nasıl yapılır. Adam değiller, insan değiller. 2011'den beri aynı meclis salonundayız. Dokuz sene grup başkanvekilliği yaptım. O makamlar gelecek, geçecek. Günü gelecek utandıracağız seni. Günü gelecek bu yaptığını savunamayacaksın. Bir partinin Genel Başkanına, il başkanına söven sayan meczupları o partiden biz çıkınca gizli gizli fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştırıyorlar. Yarın o binadayız, hadi o haysiyetsiz gelsin girsin o binaya. İninize girdik diyen gelsin yarın. MYK toplantısı yapacağım. Bu da İçişleri Bakanıyım diye orada oturuyor."

"Partiden atılması meselesi provokatif bir soru"

Özel, Kılıçdaroğlu'nun mahkeme tarafından görevlendirilmesi ve bu görevi kabul etmesi durumunda ihraç edilip edilmeyeceği sorusuna ise şu yanıtı verdi: 

"Ben şimdi olmamış bir şeyi... Şimdi Gürsel Tekin atanmadan önce de böyle bir şeyi söylemedim. Gürsel Tekin geldi, atandı, görevi kabul etti. Ondan sonra oturduk, MYK'yı topladık, bir karar verdik. Şimdi mutlak butlan kararı yokken, Kemal Bey böyle bir şey yapmamışken bir şey söyleyemem. Şimdi partiye bir kayyım atanırsa -bence hukuksuz bir karar olur da- biz İstanbul İl Başkanlığının üzerinde bir yapıyız ve görevdeyiz. Görevden alabiliriz ama partiye kayyım atamaya kalktıklarında zaten kayyum ya da mutlak butlan kararından sonra gelen kişi bizim partideki görevlerimizi devralmaya gelen kişi. Yani onu partiden atmak için genel başkan olman lazım. O başka bir şey. Kemal Bey'in partiden atılması meselesi provokatif bir soru. Biz Kemal Bey'i partiden atmak değil baş tacı yapmak isteriz. Hiç öyle bir niyetimiz yok. Böyle bir karar alınırsa kabul etmeyeceğini düşünüyorum. Öyle umuyorum. Öyle bir kararın alınmayacağını umuyorum ilk başta. Alınırsa da Kemal Bey'in böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini düşünüyorum. Zaten altı gün sonra yapılacak kurultay var. Kemal Bey, altı gün sonraki kurultayda genel başkanın seçilmesini takip edecektir. Ondan sonra da partide omuz omuza devam edecektir."

"MHP il binasına beş bin polis girse ne yapar?"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları sorulan Özel, Bahçeli'nin "Partilere dışarıdan müdahale doğru değildir" sözlerine müteşekkir olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

"'Kayyım mümkün değildir' diye bir yaklaşımı da vardı. Doğrusu bu olağan olanı bu. Hiçbir siyasi parti, yargı veya iktidar eliyle dizayn edilmeye çalışılmamalı. Sayın Bahçeli'ye şunu demek isterim. Kızmayalım da kızdırana da bakmak lazım. Kendisini benim yerime koysun ve bir Asliye Hukuk Mahkemesi çıktı MHP'nin Genel Merkezi'ne kayyum atandı. Ne diyecek? 'Yargı kararına saygılı olun' mu diyecek? Sayın Bahçeli daha düne kadar 'AYM kapatılmalı' diyordu. Böyle bir mahkemenin kapatılmasını savunuyordu Sayın Bahçeli bir kararı hoşuna gitmedi diye. DEM kapatılsın istiyordu, kapatmıyor diye Anayasa Mahkemesi kapatılsın diyor. Şimdi Sayın Bahçeli bana, 'sakin ol' diyor.

Biz 'herkes yoldan dönse MHP ile demokrasi yolunu yürürüz' dedik. Sanki onlara başka bir şey teklif etmişiz gibi, ona, 'AKP'yi bırak da bizimle beraber ol' demişim gibi. Onda bile bize çok ağır sözler söylüyordu. Ben Sayın Bahçeli'ye grup başkanvekiliyken daha sert eleştirilerde bulunuyordum. Ama Genel Başkanın Genel Başkana tansiyonu noktasında mümkün olduğu kadar saygılı davranmaya çalışıyorum. Ama iş öyle bir noktaya geldi ki... Bu halde ben ne yapayım? Sayın Bahçeli olsa ne yapar? MHP İstanbul İl Başkanlığına beş bin polis girse ne yapar Sayın Bahçeli?

Yanlış yapıyoruz da Yozgat'ta, Konya'da o meydanlar niye doluyor? CHP Genel Başkanı güzel güzel siyaset yaparken bir anda kendi kendimize mi zıvanadan çıktık, kendi kendimize mi sinirlendik? Gördüğümüz zulmü Türkiye Cumhuriyeti'nde kim görmüş? Darbe dönemleri dışında bir partiye daha ağır bir şey var mı? Bana alan tarif ediyorlar bunu kabul etmem mümkün değil. 'Git Ankara merkezli siyaset yap' diyor Erdoğan. Ben Bayburt merkezli yapacağım. Çanakkale merkezli yapacağım. Ben bu darbeyi bütün dünyaya bir başıma anlatıyorum. Bundan sonraki Cumhurbaşkanına darbe girişimi var. Erdoğan, 'Beni Avrupa'ya şikayet etme' diyor. Başörtüsü meselesinde Avrupa'ya gitmek sizin nazarınızda şikayetti. Doğruydu. Mardin'e kayyım atandığında benim sözlerim nedeniyle bana neler söylüyorlardı. Bugün 'Ahmet Türk' göreve iade edilmeli diyor Sayın Bahçeli. Şimdi doğru yerde buluştuk. Yaşına hürmetim var ama sanki geçmişte bunları hiç söylememiş gibi yapmasınlar."

"Kayyım atamaya cesaret edemezler"

Özel, 15 Eylül'de görülecek davada mutlak butlan kararı çıkması ihtimali için, "6 gün sonra Kurultayımız var. 6 gün genel merkezimizde otururuz sonra gider kurultayımızı yaparız. Genel merkezimize gelmek isteyen olursa genel merkezimizi savunuruz. Kemal Bey zaten öyle bir şeyi kabul etmez diye ümit ediyoruz. Etse de polisle birlikte partiye mi girecek eski genel başkanım. Biz partide oluruz, partimizi savunuruz, kayyım atamaya cesaret edemezler" dedi. 

Özgür Özel, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti'ye geçişiyle ilgili soruya,  "Aziz İhsan Aktaş'a en çok ihale veren belediye. Bir anket firmasına gitmişler, demişler ki, 'Aziz İhsan Aktaş sana bu kadar para ödemiş. Bu parayı sana niye ödedi'. Öğrenmişler ki Aydın Büyükşehir Belediyesi kendisi için anket yaptırmış, Aziz İhsan Aktaş'a git onu öde denmiş. Bu paranın ödediği öğrenilmiş, hanımefendiye gidilmiş, 'Bu rüşvettir, içeri gireceksin. Ya içeri atılacaksın, ya AK Parti'ye katılacaksın' denmiş. Bu da gitti AK Parti'ye katıldı. Topuklu efeden topuklayan efe çıktı" yanıtını verdi. 

'Kent uzlaşısı' soruşturması kapsamında altı aya yakın süredir tutuklu bulunan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan hakkında İBB soruşturması kapsamında tutuklama talep edildiğinin belirtilmesi üzerine Özel, "Sayın Bahçeli bugünkü sabah röportajında, 'Kayyımlar iade edilmeli' dedi. Mardin, Esenyurt ve Şişli terörden tutukluydu. Bahçeli böyle deyince şimdi terörden serbest kalacak ya altı aydır sorumlu tutulmadığı yolsuzluk dosyasından bugün ifade alıp tutuklama talep ediyorlar. Buradan tutuklayacaklar ki çıkmasın. Şimdi bu mu? DEM'liler de biz de 'bu iş süreci tıkıyor' diyoruz. Hem siz bir çözüm süreci götürmeye çalışıyorsunuz, hem sen gitmişsin orada İmralı uzlaşısı yapmışsın. Burada kent uzlaşısından belediye başkanı tutuyorsun. Onu bırakmak lazım mı? Bırakırken başka bir dosyadan tutuklama gibi bir şeytanlık yapıyor ve madem Emrah Şahan başka bir dosyadan tutuklanacak durumdaydı, altı aydır bu soruyu niye sormadınız da Devlet Bey, 'salın' deyince öbür dosyalar ortaya çıkıyor. Bu kadar yargının araçsallaştığı bir noktadalar. Yani MHP istiyor diye kent uzlaşısından salacaklar, yolsuzluktan alıyor. Bu acayip bir şey" diye konuştu.

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde 2026 fiyatları hesaplandı Maaşlardan yüzde 3 kesinti yapacak düzenleme 2026'da Dünyanın en iyi 100 yemeği açıklandı Bu bölgelerden konut satın almayın, kiralamayın ABD vergileri siparişleri vurdu: Asya’da üretim sendeledi Bu fotoğraf bize çok şey anlatıyor