Alman medya devinin Amerikan rüyası

Almanya’nın en büyük medya grubu Axel Springer, ABD’nin en başarılı bağımsız medya girişimlerinden Politico’yu satın alma sürecini tamamladı. Politico’nun 1 milyar dolara yakın bir bedelle el değiştirdiği belirtiliyor. Her ikisi de borsaya kote olmayan şirketlerden satış bedeli konusunda bir açıklama yapılmadı

Avrupa’nın en yüksek tirajlı tabloid gazetesi Bild ve itibarlı Die Welt’i bünyesinde bulunduran Axel Springer’i 2002 yılından bu yana karizmatik CEO Mathias Döpfner yönetiyor. Dijital medya dünyasının henüz başında olduğumuza inanan Döpfner, 2015 yılından bu yana Axel Springer’i Almanya dışında büyütme arzusuyla biliniyor. Döpfner, 2015’te azınlık hisse almak için Financial Times’la (FT) görüşmelere başlayarak bu stratejinin ilk adımını atmıştı. FT’nin o dönemdeki sahibi Pearson Grubu’nun gazetenin tamamını satma arzusunda olduğunu görünce, görüşmeler bu yöne doğru ilerlemişti. Ancak sürece son anda dahil olan Japon medya devi Nikkei, 11 saat süren açık artırma sonucu 844 milyon sterlinlik (güncel kurlarla 1 milyar 150 milyon dolar) teklifiyle FT’nin sahibi olmuştu. Satışa, The Economist’in yüzde 50 hissesi ile FT’nin Thames nehri kıyısındaki binası dahil edilmemişti. Londra’da yenilgiye uğrayan Döpfner, gözünü dünyanın en büyük medya piyasası olan ABD’ye çevirmiş ve çok hızlı büyüme süreci içinde olan Business Insider’i yaklaşık 500 milyon dolara satın almıştı. Bu bedel dönemin şartlarına göre çok yüksek bulunsa da, bugün bakıldığında Döpfner’in doğru karar verdiği anlaşılıyor. Netflix benzeri bir yöntemle farklı kategorilerde içerik yaratan Business Insider’a bugün 2 milyar dolar değer biçiliyor. Business Insider’ı eski bir borsacı olan ve mevzuata uygun olmayan işlemler nedeniyle ciddi bir para cezası karşılığında hapse girmekten kurtulan Henry Blodget kurmuştu. Blodget halen şirketin CEO’su.

Axel Springer CEO’su Döpfner’in şirkette yüzde 2.8 hissesi var.
Döpfner, Axel Springer için belki de en büyük adımı 2019’da atmıştı. Kurt CEO,  5.6 milyar dolar değer üzerinden şirketin yüzde 45 hissesinin Amerikan private equity şirketi KKR’ye satılması sürecini yönetmişti. Satış sonucu Axel Springer borsa kotundan çıkmıştı. Gazeteciliğe klasik müzik eleştirmenliği ile başlayan Döpfner ile klasik müzik hayranı KKR yöneticisi Phillip Freise, Axel Springer’e ortak olacak KKR sermayeli şirkete Verdi’nin ünlü operasının adı olan La Traviata’yı vermişlerdi. Yeni ortaklığın ardından Döpfner’in Axel’de yüzde 2.8 ortaklığı olduğu, ancak oy hakkının yüzde 20 civarında bulunduğu anlaşılmıştı. Politico’nun satın alınması, 58 yaşındaki Mathias Döpfner’in Amerikan rüyasının en büyük adımlarından biri oldu. Yıllık 200 milyon dolar civarında satış geliri olan Politico’nun, yaklaşık 1 milyar dolara, yani yıllık satışlarının 5 katı gibi yüksek bir çarpanla el değiştirmesi, şirketin 2017’den bu yana sürdürdüğü başarılı stratejiye bağlanıyor. 2017’ye kadar her yıl zarar eden Politico, bu tarihten itibaren lobi şirketlerine yönelik ayrı bir portal hazırlamaya başladı. Veri seti, mevzuat ve kongredeki teknik tartışmaları tüm detaylarıyla “Pro” adındaki özel abonelik sistemiyle lobi sektörünün hizmetine sunan Politico, 200 milyon dolarlık yıllık abone gelirlerinin yaklaşık yarısını bu kanaldan sağlıyor. En geniş kapsamlı aboneliklerin yıllık ücreti 10 bin dolara kadar çıkabiliyor. Bu özelliği nedeniyle Politico’ya “Politikanın Bloomberg’i” adı veriliyor.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız