Franco’nun 50. ölüm yıl dönümünde hafıza kavgası: İspanya’da hükümetle muhalefet yeniden karşı karşıya
İspanya’da iç savaş ve Franco diktatörlüğüne dair 'demokratik hafıza' yasaları, Başbakan Pedro Sánchez ile Madrid Bölge Başkanı Isabel Díaz Ayuso arasında sert bir siyasi çatışmaya dönüştü. Franco’nun mirası etrafında büyüyen tartışma, ülkedeki kutuplaşmayı daha da görünür kılıyor
Francisco Franco’nun 1975’teki ölümünün üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen, iç savaş ve diktatörlük dönemi İspanya siyasetinin en tartışmalı başlıklarından biri olmaya devam ediyor. Başbakan Pedro Sánchez’in hükümeti, Franco dönemindeki insan hakları ihlallerini görünür kılmayı hedefleyen bir dizi politika yürütürken; muhafazakâr Halk Partisi (PP) ve özellikle Madrid Bölge Başkanı Isabel Díaz Ayuso bu adımlara karşı çıkıyor.
Tartışmanın merkezi: Madrid’deki tarihi hükümet binası
Gerginliğin son halkası, Madrid’in simgelerinden Real Casa de Correos. Bugün Madrid bölgesel yönetiminin merkezi olan bina, 1939–1979 arasında İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik birimi olarak kullanıldı ve bu dönemde siyasi tutukluların burada sorgulandığı biliniyor.
Hükümet, diktatörlük döneminde burada yaşananların anlatıldığı bir bilgilendirme levhası yerleştirilmesini istiyor. Ayuso ise bu zorunluluğa itiraz ediyor ve yapıyı “geçmişin tek bir dönemine indirgemekle” suçluyor.
Ayuso, The Telegraph’a yaptığı açıklamada, “İspanyollar geleceğe bakmak istiyor. Sánchez, Franco konusunu siyasi bir araç olarak kullanıyor” ifadelerini kullandı. Ayuso, hükümetin kararını yargıya taşıdı.
Sánchez hükümetinin 'hafıza politikası'
Hükümet son yıllarda Franco geçmişiyle yüzleşme hedefiyle geniş kapsamlı adımlar attı:
- Franco’nun mezarı devlet anıtından taşındı.
- Toplu mezarlarda gömülü iç savaş ve diktatörlük mağdurlarının çıkarılması için kamu fonu ayrıldı.
- Franco dönemine ait sembollerin kaldırılması için yeni bir çerçeve oluşturuldu.
- Valle de los Caídos anıtında bir ziyaretçi merkezi kurulması planlandı.
- Franco Vakfı’nın kapatılması için yasal hazırlık başlatıldı.
Hükümet, bu politikaların aşırı sağ Vox partisinin yükseldiği bir dönemde “demokratik değerleri koruma” amacı taşıdığını savunuyor.
Muhalefet: Geçmişi kaşımak kutuplaşmayı artırıyor
Halk Partisi ve Vox ise hükümetin hamlelerini “kutuplaştırıcı” buluyor. PP’nin ulusal lideri Alberto Núñez Feijóo, iktidara geldiğinde Demokratik Hafıza Yasası’nı yürürlükten kaldıracağını açıkladı.
Sánchez hükümeti ise aşırı sağın Franco dönemini olumlayan söylemine dikkat çekiyor. Vox’un genç seçmenler arasında güçlenmesi (25 yaş altının yaklaşık üçte birinin partiye destek vermesi) iktidarın hafıza politikasının gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor.
Mağdurlar: Devlet yüzleşmeli ama süreç daha şeffaf olmalı
Toplu mezar kazıları, mağdur yakınları için önemli bir adım olarak görülse de, sivil toplum örgütleri pratikteki eksikliklere işaret ediyor.
2020–2024 arasında yaklaşık 9 bin kişinin kalıntısı çıkarıldı, ancak yalnızca 70’inin kimliği kesinleştirilebildi.
ARMH adlı hafıza derneğinin kurucusu Emilio Silva, “Devlet kazı yapıyor ama kimliklendirme süreci çok yavaş ilerliyor. Ulusal DNA bankası hâlâ kurulmadı” değerlendirmesinde bulundu.
Toplumsal algı: Geçmişle bağ kesilmiş değil
RTVE’nin araştırmasına göre İspanyolların yaklaşık %21’i Franco dönemini “iyi” veya “çok iyi” olarak değerlendiriyor.
Yaşlı kuşaklarda bu oran daha yüksekken, kadınlar geçmişe dair daha olumsuz görüş bildiriyor.
50 yıl sonra bile kapanmayan dosya
Franco dönemine dair tartışmalar, İspanya’nın demokratik hafıza politikalarını güçlendirmeye çalışan hükümet ile bunun ülkeyi daha da böldüğünü savunan muhalefeti karşı karşıya getiriyor.
Franco sonrası dönemde “sessizlik anlaşması” olarak bilinen toplumsal uzlaşının yerini bugün yeni bir tartışma almış durumda:
Geçmişle yüzleşmek mi, yoksa geçmişi geride bırakmak mı?