İspanya’da aşırı sağa olan desteğin artışı, ülkede gençler arasında eski diktatör Francisco Franco’nun mirasını yeniden gündeme getirirken, sol hükümet de faşist geçmişin sembollerini yok etmeye çalışıyor.
Reuters'ın aktardığına göre sosyal medyada, Franco’nun günümüz sorunlarına dair görüşlerini yansıtan yapay zekâ videoları yayılıyor. Aynı platformlarda tarihsel revizyon içerikler ve ülkenin faşist dönemi marşının techno remix’lerinin çaldığı gece kulüpleri dikkat çekiyor.
Yüzde 20'yi aşkın İspanyalı Franco dönemi için "iyi veya çok iyi" diyor
Devlet destekli anket kuruluşu CIS’in geçen ay yayımladığı araştırmaya göre, İspanyolların yüzde 21,3’ü Franco dönemini “iyi” veya “çok iyi” olarak değerlendiriyor. Bu oran, 2000’de benzer bir soruya verilen yüzde 11,2’lik yanıtın neredeyse iki katı.
Bir başka CIS anketinde ise 18-24 yaş arası İspanyolların yüzde 17,3’ü demokratik bir yönetim yerine otoriter bir yönetimi tercih ettiklerini söylüyor. Bu, 2009’a kıyasla 10 puanlık bir artış anlamına geliyor.
2018’de göreve gelen Başbakan Pedro Sánchez liderliğindeki Sosyalist hükümet, Francoizm mağdurlarının kalıntılarını mezarlarından çıkarıp, baskı mekanlarını “demokratik hafıza” alanı ilan etti, kamu alanlarından Franco dönemi sembollerini kaldırdı ve demokrasinin faydalarını anlatan kampanyalar yürüttü. Muhafazakâr Halk Partisi (PP) ve aşırı sağ Vox, bu uygulamaları tek taraflı ve kutuplaştırıcı olmakla eleştirerek yargıya taşıdı.
Aşırı sağın oyu, sosyal medya etkisiyle iki katına çıktı
Ayrılıkçı hareketlere verilen tavizler ve artan göç karşıtı öfkenin etkisiyle, aşırı sağ Vox’un oy oranı 2023’ten bu yana neredeyse iki katına çıktı. Temmuz ayı itibarıyla Vox’a oy verme niyeti yüzde 18,9’a yükseldi; gençler arasında destek ise 2019’daki tek haneli oranlardan çift hanelere çıktı, özellikle erkekler arasında.
Vox milletvekili Manuel Mariscal, sosyal medyanın etkisiyle “Birçok genç, iç savaş sonrası yılların karanlık bir dönem değil, yeniden yapılanma, ilerleme ve ulusal birliği sağlama dönemi olduğunu keşfediyor” dedi.
Barselona Özerk Üniversitesi tarihçisi Steven Forti ise sosyal medyanın otoriterlik, anti-kurumsal ve revizyonist anlatıları beslediğini vurguladı: “Bugünün gençleri diktatörlük dönemini yaşamamış, çoğu ebeveynleri de yaşamadı.”
Anlatılar birbiriyle çarpışıyor
Diktatörü savunanlar, Franco döneminde yaşamın gençleri bugünkü konut ve yaşam maliyeti krizlerinden daha uygun olduğunu söylüyor. Ayrıca barajlar, hastaneler ve konut projeleri gibi kamu yatırımlarını ve Komünizm’in yayılmasını önleme veya ülkenin birliğini koruma gibi başarıları öne çıkarıyor.
Tarihçiler ise Franco rejiminin on binlerce muhalifi idam ettiğini, geniş bir cezaevi ve zorunlu çalışma kampı ağı işletildiğini, tutukluların işkence gördüğünü belirtiyor. Siyasi partiler, sendikalar ve ayrılıkçı hareketler yasaklanmış; kadınların temel idari işlemler için eş veya babalarından izin alması zorunlu olmuştu. Sansür ve gizli polis, İspanyol milliyetçiliği ve ultra-Katolik değerleri dayatan bir yönetim kurmuştu. Milyonlarca kişi baskı ve kıtlık nedeniyle ülkeyi terk etmişti.
İspanya için sırada ne var?
Madrid hükümeti, Franco sempatizanları tarafından kurulan Franco Vakfı’nı kapatma sözü verdi, ancak sürecin uzun süreceği ve sonunda mahkeme tarafından çözüleceği öngörülüyor. Vakfın başkanı Juan Chicharro, “Vakfı kapatsalar bile fikirleri asla yok edemezler. Zamanla akmaya devam edecekler. Bu, hiçbir yere götürmeyecek bir totaliter önlem” dedi.
Francoizm mağdurlarını savunan Emilio Silva ise, “Franco asla gerçekten gitmedi. İspanya’da yüzlerce iz var. Franco hâlâ benim vergilerimle finanse edilen bir mezarda yatıyor” diye konuştu.
Kaynak: Gazete Oksijen

