Sanılanın aksine Z kuşağının yaşam şartları ve imkanları diğer kuşaklara göre daha zor
Bizim dönemimizde daha zordu... Duymaya çok alışkın olduğumuz bu cümlenin aslında her neslin kendi kuşağını bir sonrakine göre daha zor olarak tanımlamasını anlatıyor. Bloomberg yazarı Allison Schrager Z kuşağının diğerlerine göre daha şanssız olduğunu yazdı
Covid-19, teknoloji ve ekonomi yeni üniversite mezunlarını endişeli bir grup haline getirdi ancak şimdi daha az değil daha fazla risk almaları gereken zamandalar. Her nesil diğerlerinden daha zor olduğunu düşünür ancak şu anda üniversiteden mezun olan ve işgücü piyasasına giren Z kuşağı aslında bu konuda haklı olabilir.
Bloomberg yazarı Allison Schrager köşe yazısında Lübnan'da Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde ders verdiği sırada öğrencilerinden birinin, ebeveynleri hakkında şikayette bulunması üzerine aralarında geçen dialoğu tweet atan bir profesörün paylaşımından bahsediyor. Atılan tweet'te öğrenci anne babası hakkında "Dünyanın ne kadar karmaşık ve stresli hale geldiği konusunda hiçbir fikirleri yok" diyor. Bunun üzerine profesör öğrencinin şikayet ettiğini görünce ailesinin Lübnan İç Savaşı'nı yaşadığını söylüyor ve öğrenci cevap olarak "Evet ama bizim internetimiz var" ifadesini kullanıyor.
Salgın ve durgun ekonomi uzun vadede etkiledi
Kulağa saçma gelebilir ama şiddetli bir iç savaş kadar olmasa bile Z kuşağının işi gerçekten de önceki kuşaklardan daha zor. Üniversite ve lise hayatları Covid-19 salgınıyla sarsıldı ve şimdi tam da kariyerlerine devam etmeye çalışırken durgunluğun muhtemel olduğu belirsiz bir ekonomiye giriyorlar. Bu deneyimlerin her ikisinin de kalıcı etkileri olabilir. Bir durgunluk döneminde mezun olmak yıllar boyunca daha düşük kazanç anlamına gelebilir. Covid-19 ağırlıklı bir üniversite dönemi onları önemli bir sosyalleşmeden, zamanlarını nasıl yöneteceklerini ve yetişkinlerle nasıl etkileşimde bulunacaklarını öğrenme şansından mahrum bıraktı.
Hatalara yer olmadığı algısından kurtulmalılar
İçinde bulunulan bu ekonomide başarılı olmak hala mümkün ancak bunun için gençlerin doğuştan itibaren kendilerine öğretilen dünyanın affetmez olduğu ve hatalara yer vermediği fikrinden vazgeçmeleri gerekecek. Neden böyle hissettikleri anlaşılabilir. Ekonomi insanlara çok iyi ödeme yapan ve iyi bir profesyonel ağ sağlayan birkaç başarılı şirket tarafından yönlendirilen kademeli bir sistemle çok daha riskli hissettiriyor. Yani o trene erken binmez, doğru okula gitmez, doğru şirkette işe girmezseniz duygun bir kariyere mahkum olursunuz.
Ebeveynler, anneanne ve dedeler gençliklerinde sorumsuzca davranma lüksüne sahipti. Doğru okula giremeseniz ya da üniversiteye hiç gidemeseniz bile yine de iyi bir iş bulabilirdiniz. Her nesil bir öncekinden daha endişeli ve baskı altında görünüyor. Bir araştırmaya göre 24 ila 39 yaş arasındaki katılımcıların (Y kuşağı) yarısının kısmen ruh sağlığı nedenleriyle işlerinden ayrıldığı görüldü. 18 ila 24 yaş arasındaki kişilerde bu oran yüzde 75'e çıkarken, genel nüfusun yüzde 20'sinde bu durum geçerli. Diğer anketler de başarısızlık korkusu ve yüksek anksiyete oranlarını başlıca etkenler arasında.
Başarısızlık başarıyı getirebilir
Ancak başarılı olmak istiyorsanız hiçbir şeyde başarısız olamayacağınız fikri zarar verici bir efsanedir. Dünya hala ikinci, üçüncü ve hatta beşinci şanslar sunuyor ve aslında ne kadar çok risk alırsanız o kadar çok şey öğrenirsiniz. Bu durumda başarılı olma olasılığınız o kadar artar.
Gençken risk almak beyin gelişimi için önemli
Ekonominin daha zor bir hal geldiğini gösteren açık nedenler var ancak artan endişe bir kısır döngü haline geliyor. Genç neslin önceki nesillere göre daha az asi olmasına şaşmamalı hata payları yok gibi görüyor ve düşünüyorlar. Uyuşturucu ya da alkol deneme, cinsel ilişkiye girme ya da reşit olmayan yaşta araba kullanma olasılıkları daha düşük. Ayrıca ebeveynleriyle çok daha fazla zaman geçiriyorlar. Ancak isyan ve deneme yanılma eksikliği, kaygılarını ve aksiliklerin felaket olduğuna dair inançlarını körüklüyor olabilir. Vassar College psikoloji profesörü Abigail Baird, gençken risk almanın beyin gelişiminin önemli bir parçası olduğunu açıkladı. Sınırları test etmek ve aksilikler yaşamak beyninizi büyüdüğünüzde risklerle ve kötü sonuçlarla başa çıkmak için eğitir. Bu deneyimi kaçırırsanız yaşlandıkça risk almak daha zor olacaktır.
Yeterince söylemiyoruz ama ilk işiniz kaderiniz değildir. Yaklaşan durgunluk hayalinizdeki işi bulmanızı zorlaştırsa bile ekonomik yavaşlamalar yeni girişimcilik ve yeniden yapılanma zamanı da olabilir. Eksik istihdam edilen, düşük ücret alan insanlar ve diploma bile gerektirmeyen işleri kabul etmek zorunda kalan yeni üniversite mezunları hakkında sık sık korkutucu istatistikler ortaya atılıyor. Ancak bu anekdotlar, mezunların genel olarak daha iyi kariyer yörüngelerine sahip olma eğiliminde olduğu gerçeğini göz ardı edemez. Sonunda daha iyi bir işe giriyorlar ya da sahip oldukları işte çok daha hızlı ilerliyorlar. Kariyerler ömür boyu süren deneyimlerin ürünüdür ve bir şeyler öğrendiğiniz sürece her iş değerlidir. Öğrenmeyi bıraktığınızda, zihinsel olarak işi bırakmak yerine, yolunuza devam etmek en doğru seçenek olacaktır.
Salgın gençleri zorlu koşullara hazırlamış olabilir
En iyi kariyerlere gidilen yolda genellikle işten çıkarmalar, kovulmalar ve uymayan farklı işler denemek gibi birçok aksilik vardır. Başka bir deyişle, insanlar hatalar yapar ve kendilerini yanlış yerde bulurlar sonra da yollarına devam ederler. Popüler algının aksine gençler önceki nesillere göre daha fazla iş değiştirmiyor. İş değiştirmek, ücretlerin geleneksel olarak artmasını ve genellikle kariyerinizin ilerlemesini sağlar. Teknoloji bir yük olsa da, aynı zamanda yeni olanaklar da sunuyor. Bir sonraki işinizi bulmanıza yardımcı olabilecek bir ağ oluşturmak için yeni insanlarla bağlantı kurmak veya eski iş arkadaşlarınızla iletişimde kalmak çok daha kolay.
Şoklara karşı donanımlı hale geldiler
Allison Schrager, Z kuşağının artan riskten kaçınma eğilimini kırmanın bir yolunu bulacağı konusunda iyimser olduğunu söylüyor. Mevcut ekonomi, her şeyi doğru yapsanız bile hiçbir garantinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. O altın bilet olması gereken şirketlerin çoğu işçi çıkarıyor ya da işe alımları donduruyor. Covid-19 kesintileri genç mezunlara büyük bir gerileme ve çok sayıda hayal kırıklığı yaşattı ancak aynı zamanda teknolojiye uyum sağlamalarını ve bunu hızlı bir şekilde yapmalarını gerektirdi. Hasar oluştuğu kesin ama belki de bu deneyim Z kuşağını iş piyasasında karşılaşacakları şoklara karşı daha donanımlı hale getirecek.