The Guardian yazdı: Çocuklarınızın fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmak yasa dışı olmalı mı?
Ebeveynlerin çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada paylaşması tartışılan bir konu. İki oğlu olan The Guardian köşe yazarı Emma Beddington kendi ebeveynlik tecrübelerinden örnekler vererek, Fransa'da önerilen yeni çocuk mahremiyeti yasasının doğruluğunu tartıştı
Masamın yanında bir kutu dolusu eski fotoğrafım var. Fotoğraflardan birkaçı tatlı, ama çoğunlukla sadece bir annenin sevebileceği bir yüzüm var: Kederli bir bebek; bere takan, mızmız bir çocuk; korkunç gözlükler takan, utangaç bir ergen. İyi ki fotoğrafların hepsi analog. Peki 14 yaşındaki o utangaç genç, bütün sınıfının yedi yaşındaki halinin kırmızı iç çamaşırı giyerken amuda kalkmış bir fotoğrafına erişmesini ister miydi?
Merak ediyorum çünkü Fransa'da önerilen yeni bir yasa, çocukların sosyal medyadaki mahremiyetinin korunmasını bir ebeveyn görevi haline getirecek. Ebeveynler internette nelerin paylaşılabileceği konusunda anlaşmazlığa düşerse, bir hakim diğerinin rızası olmadan paylaşım yapmalarını engelleyebilecek ve hatta çocuğun onurunun ciddi şekilde etkilendiği aşırı durumlarda, internetteki görüntülerle ilgili olarak çocuğun adına hareket etmesi için üçüncü bir taraf atayabilecek.
Beğeni amaçlı aşağılayıcı gönderilerin önüne geçebilir
Tasarı, internette yayınlanan fotoğrafların kontrolünü kaybetme yolları konusunda farkındalık yaratmayı planlıyor. Bunlar, çocuklara artık ilkokulda öğretilen temel şeyler ancak birçok ebeveynin hala öğrenmesi gerekiyor. Yeni yasa, TikTok'ta beğeni ve kahkaha için küçük çocukları korkutma ya da üzme trendi gibi aşağılayıcı bazı içeriklerin de önüne geçebilir. Bu tasarı beni rahatsız ediyor. Bir felsefe sınavındaymış gibi 12 şık paragrafta açıklayabileceğim şekilde yanlış olduğunu düşündüğüm için değil, muhtemelen doğru olduğunu düşündüğüm için ve yıllar boyunca yanılıp yanılmadığımla yüzleşmeme neden olduğu için.
"Bazı şeyleri kendime saklamam gerekti"
Oğullarım artık yetişkin ve onları hiçbir zaman Nutella'ya bulamadım ya da korkutmak için kostümler giymedim. Çocuklarım için zaten sabahın 6'sında beni uykusuz görmek yeterince korkutucuydu. Ama eskiden bir blogum vardı ve onlara sık sık yer verirdim. Blog'un içeriği çocuklarımın söyledikleri ya da yaptıkları şeyler ve tek tük fotoğraflardı, açıkça aşağılayıcı şeyler değildi ama 2023'ten geriye dönüp baktığımda, bazı şeyleri kendime saklamam gerektiğini görüyorum.
"Şimdi yılda 3 ya da daha az fotoğraf paylaşıyorum"
Çünkü onlarla ilgili çevrimiçi davranışlarım değişti. Oğullarımın fotoğrafını en son iki yıl önce paylaştım: Cadılar Bayramı'nda üçümüzün poz verdiği berbat bir kare. 2013'te Instagram hesabımı açtığımda 20 fotoğraf paylaşmıştım. 2014'te bu sayı 32'ye ulaştı, sonra dramatik bir şekilde düştü. 2017'den beri yılda üç ya da daha az fotoğraf paylaşıyorum.
Bu durumun pek çok nedeni var. Genel olarak daha az paylaşım yapıyorum ve çocuklarım da büyüdü. Ergenlik çağındaki çocukların fotoğraflarını kendi sosyal medya hesaplarında paylaşmak, dört yaşındaki çocuğunuzun okuldaki ilk gününün fotoğrafını paylaşmaktan çok farklı hissettiriyor. Ancak dijital gelenekler de gelişti, birçok arkadaşım artık çocuklarını internete hiç koymuyor ya da sadece sevimli grafiklerle gizlenmiş yüzlerle koyuyor. Çocuklara bedenleri üzerinde özerkliğe sahip olduklarını öğretiyoruz ve imajları üzerinde hak sahibi olmak bunun mantıklı ve doğru bir uzantısı.
"İnternet bana rahat nefes aldırdı"
Doğru ya da yanlış, oğullarım küçükken internet bana daha iyi huylu göründü ve annelik hayatımdaki bir boşluğu doldurdu. Annemi kaybetmiştim, doğum öncesi derslerini kaçırmıştım ve aldığım tek ebeveynlik tavsiyesi Paris sokaklarında Chanel takım elbiseli emeklilerin bana bağırmasıydı. İnternette çocuklarının fotoğraflarıyla birlikte kırık gecelerini, can sıkıntılarını ve nevrozlarını paylaşan ebeveynleri keşfettiğimde, bu bana rahat bir nefes aldırdı.
"O dijital köye ihtiyacım vardı"
Oğullarımı para için internete koymadım ama koyma nedenim kesinlikle kendim içindi. Bağlantıya ve desteğe aç bir dönemimdeydim; o dijital köye ihtiyacım vardı. İnternetin hala insanlar için bir boşluğu doldurduğundan eminim, en parlak ve en iddialı anne-influencer içeriğinin arkasında bile bunun bir dokunuşu olduğundan şüpheleniyorum. Ancak çocuklarınızın hikayesinin ne kadarını paylaşmanızın uygun olduğu çetrefilli bir soru ve paylaşımım ne kadar zararsız görünse de doğru yaptığımdan emin değilim.
İnternete ne koydukları konusunda bilinçliler
En iyi intikam, çocuklarımın beni en kötü halimle internette yayınlamaları olurdu; Dekoltemden cips toplarken, gıdım çıkmışken, uyuklar halde salyalarım akmışken ya da enflasyon hakkında akıl almaz derecede aptalca şeyler söylerken. Ama benimkiler böyle bir şey yapmaz: internete ne koydukları konusunda çok bilinçliler.