Bakan Tekin: Talep olduğu sürece imam hatip okulu açmaya devam edeceğiz
Milli Eğitim Bakanı Tekin, Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi açılışında konuştu. Tekin, "Öyle sunuyorlar ki 'Türkiye'nin her tarafında imam hatip okulları var'. Hayır, toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık. Talep olduğu sürece de açmaya da devam edeceğiz" dedi
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Kısa vadede attığımız adımlar, uzun vadede çocuklarımızın gerçekten iyi yetişmesi için, gençlerimizin dünyadaki örnekleriyle rekabet edebilmesi için atılan adımlardan biri" dedi. Bir dizi programa katılmak için Sakarya'ya gelen Tekin, Uzunçarşı esnafını ziyaret ettikten sonra Adapazarı Ticaret Müzesi'ni gezdi. Daha sonra, açılışı yapılacak Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi'ne geçen Tekin, ellerinde Türk bayrakları bulunan öğrenciler tarafından karşılandı. Bakan Tekin, açılış öncesi çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilerin projelerini inceledi. Teknofest yarışlarında dereceye giren öğrencilerin araçlarına imza atan Tekin, öğrencilerden oluşan mehteran takımını selamladı. Açılış programında Sakarya Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri, müzik dinletisi sundu. Hafızlık proje okulu öğrencisi Raşit Çetin tarafından Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı.
"Fiziki altyapı, 20 yıl öncesiyle kıyas kabul edilemeyecek noktada"
Tekin, yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak belirli periyotlar halinde istatistikler çıkardıklarını, son dönemde de özellikle kendi karnelerini ortaya çıkarmak için 2002 öncesi ve sonrası Türkiye'deki eğitim istatistiklerini ortaya koymaya çaba sarf ettiklerini söyledi. Özellikle son 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem ekonomik bütçe payı anlamında hem de zaman ve enerji anlamında ayırdığı en büyük payın hiç şüphesiz eğitim olduğunu belirten Tekin, şöyle devam etti: "Önemli miktarda kaynak aktarıldı. Yatırım bütçemiz, genel bütçeden Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan pay, her geçen gün arttı. Şu anda Sakarya dahil birçok ilde eğitim öğretimin fiziki altyapısı, 20 yıl öncesiyle kıyas kabul edilemeyecek noktaya geldi. Şu anda Türkiye'deki fiziki altyapı itibarıyla göstergelerimiz, uluslararası göstergelere denk. Ortalamaların daha altında olduğumuz fiziki altyapı olarak hiçbir değerimiz yok. Derslik başına düşen öğrenci sayısı, okul sayımız, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla 2002 öncesiyle kıyas kabul edilemeyecek noktaya geldik. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, emeği geçen herkese şahsım ve milli eğitim camiası adına teşekkür ediyorum." Eğitimde yaşanan teknolojik gelişmeleri de ıskalamadıklarını, okulların tamamında internet erişim hizmeti sunduklarını vurgulayan Tekin, neredeyse dersliklerin tamamında etkileşimli tahtalarla eğitim öğretim sürecini zenginleştirdiklerini, etkileşimli tahtalar üzerinden, EBA'dan öğretmen ve öğrencilerin yoğun şekilde faydalandığını aktardı.
"Kısa vadede alınması gereken bir dizi tedbir aldık"
Tekin, eğitimde hem fiziki hem teknolojik altyapı konusunda iyi bir noktaya gelindiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün bunlar tamamlandıktan sonra yapılması gereken şey; eğitimin içeriğine biraz daha odaklanmaktı. Bu anlamda geçtiğimiz yıl haziran aylarında göreve başladıktan itibaren kendimize bir orta ve uzun vadeli, bir de kısa vadede yapılacaklarla ilgili yol haritası çizdik. Kısa vadede yapılacaklarla ilgili geçen yaz öğrenci arkadaşlarımız çok mutlu olmasa da öğretmenlerimizi ve velilerimizi mutlu edecek bir dizi adım attık. Kamuoyunda çok konuşulan hususlar vardı. Sınıf tekrarının tekrar gündeme gelmesi, devamsızlığın sınıf tekrarı için bir sebep sayılması, açık liselere geçişlerin engellenmesi, okullarımızda, dersliklerimizde cep telefonuyla derse katılmanın önüne geçilmesi, ortaokullarda Türkçede, liselerde ise Türk Dili ve Edebiyatından çocuklarımızın sınıf geçmesi için 70'in üstünde not alması, okuma kültürümüzün geliştirilmesi için, yani ana dil becerilerinin geliştirilmesi için sınavlarımızın, yazılı sınavlarımızın test olmasından vazgeçmesi. Türkçe ve Türk Dil Edebiyatı derslerinin sınavlarının 4 temel beceri üzerinden yani konuşma, yazma, okuma ve dinleme üzerinden yapılmaya başlanması...
Bunlar bir kısım öğrenci arkadaşlarımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın çok hoşuna gitmeyebilir. Ama şuna inanıyorum; kısa vadede attığımız adımlar, uzun vadede çocuklarımızın gerçekten iyi yetişmesi için, gençlerimizin dünyadaki örnekleriyle rekabet edebilmesi için atılan adımlardan biri. Türkçemiz, dilimiz. Bir çocuk dilimize vakıf değilse kendisini ana dilinde düzgün ifade edemiyorsa şöyle trajikomik bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Yani kendi ana dilini gündelik olarak 150-200 kelimeyle konuşan bir öğrenciden 500 kelimeyle yabancı dil konuşmasını bekleyeceğiz. Sizce tutarlı bir önerme mi bu? Dolayısıyla biz dedik ki matematikten tutun yabancı dile kadar her alanda çocuklarımızın başarılı olması için ana dil becerilerinin sağlıklı şekilde gelişmesi lazım diye geçtiğimiz yıl kısa vadede alınması gereken bir dizi tedbir aldık."
Orta ve uzun vadede dünya standartlarında hem felsefesi hem de uygulanması itibarıyla dünyadaki örnekleriyle uyumlu bir müfredat yapma kararı aldıklarını anlatan Tekin, müfredatta Cumhuriyet döneminin en büyük devrimlerinden birini yaptıklarını, müfredatı uluslararası arenada çocukların yarışabileceği yöntem ve içeriğe sahip bir hale getirdiklerini ve iyi insan yetiştirmeye odaklı bir Türkiye'nin maarif modelini bu yıl eğitim öğretim süreciyle başlattıklarını anlattı. Tekin, bu yıl üç konuyu ağırlıklı olarak masaya yatırdıklarını ve yıl içerisindeki etkinliklerin bunun üzerine odaklanacağı bilgisini paylaşarak, "Bunlardan biri Türkiye'mizin maarif modelinin uygulanmasıyla ilgili süreçte yapılması gerekenleri yapacağız. İkincisi 10 Ağustos 2024 tarihinde ilk defa mesleki ve teknik eğitimde bir politika belgesi yayınladık. Birçok kişi duymamış olabilir ama burası Sakarya, sanayinin ve ekonominin hızla geliştiği bir ilimiz. Dolayısıyla burada mesleki ve teknik eğitim konusunda atacağımız adımların ciddi karşılığı olacağını tahmin ediyorum. Bu yıl gündemimizdeki üçüncü anatomi de dünyanın her tarafında eğitim sektör olarak belli paydaşların desteğiyle yürüyor. Mesleki teknik eğitimle ilgili sektör, iş dünyası, meslek örgütleri, bizim paydaşımız. Hayırseverlerimiz de bizim için önemli paydaşlar." ifadelerini kullandı.
Akla gelebilecek toplumsal rollerin öğretmene yüklendiğine değinen Tekin, "Ondan sonra da öğretmene diyoruz ki 'Sen yapamadın bu işi'. Öğretmenimiz öğretmenliğini yapsın. Biz de ebeveynliğimizi yapalım. Çocuklarımızla nitelikli vakit geçirelim. Çocuklarımızın eğitim öğretim süreçlerine yapıcı desteklerimizle öğretmenimizin işini kolaylaştıralım ki eğitim öğretim sürecimiz, sistemimiz başarılı olsun. Bu yıl üçüncü ana konumuz da velilerimizin eğitim öğretim süreçlerinde bir anne, bir baba olarak, bir ebeveyn olarak biraz daha fazla katkı sunmalarını, öğretmenlerimize bu anlamda işlerini öğretmek değil, işlerinde yardımcı olmayı seçmeleri bu yılki önemli başlıklarımızdan biri" diye konuştu. Tekin, Bakanlık bünyesinde bir portal, bir platform oluşturduklarını, bu platformun içerisinde bazı mini diziler, uluslararası araştırmalar, uluslararası raporlar, velilerin eğitim öğretim süreçlerindeki rolüne ilişkin açıklayıcı metinlere yer verileceğini anlatarak, çocukların eğitiminden sadece öğretmenlerin değil, ailelerin de mesul olduğunu, yüzde 50'nin üstünde başarı isteniyorsa herkesin sorumluluklarına sahip çıkması gerektiğini kaydetti.
"Toplumsal talebi karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık"
İmam hatip okullarının, özellikle 28 Şubat'la neredeyse kapanma noktasına geldiğini, katsayı uygulamasıyla imam hatip okulları ve meslek liselerinin toplumsal itibarının ciddi şekilde sarsıldığını dile getiren Tekin, şöyle devam etti: "Bu anlamda hizmetlerimiz döneminde çok ciddi adımlar atıldı. Şu anda imam hatip okullarımız Türkiye'nin her tarafında, bunun da altını çizerek söylüyorum, toplumsal talebe istinaden kurulmuş, açılmış durumda. Şu rakamın altını özellikle çiziyorum. Burada 28 Şubat zulmünün engelleri gündeme geldiğinde oran olarak ne kadarsa şu anda da aynı orandadır. Yani Türkiye uygun bir noktada. Öyle sunuyorlar ki 'Türkiye'nin her tarafında imam hatip okulları var.' Hayır toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık. Talep olduğu sürece de açmaya da devam edeceğiz. Özellikle 2014 yılında proje okulu tanımlamasından sonra çok farklı projeler uygulayan imam hatip okullarımız var. Fen bilimleri, sosyal bilimler, fen ve teknoloji programı uygulayan, hafızlık projesi, İspanyolca programı uygulayan imam hatiplerimiz var. Dini musiki alanında, güzel sanatlar alanında, spor alanında proje uygulayan imam hatip okulumuz var. İmam hatip okullarımızın programlarını da öğrencilerimizin istek ve beklentileri doğrultusunda revize ediyoruz." Sakarya Vali Vekili Ersin Emiroğlu da burada görev yapacak eğitimcilerin verecekleri bilgilerle çocukların hayretlerini ve hayranlıklarını artıracaklarını belirterek, "Hayret ve hayranlıkları artan çocuklar, hikmetin ne olduğunu yaşayacaklar. O hikmeti yaşadıkları sürece de Allah'ın kendilerine ne kadar büyük hayır sunduğunu düşünecekler ve ibret alacaklar." dedi.