WSJ faiz indirimini uzmanlara sordu: İnşaat patlamasıyla rekor enflasyona neden olacak
Türkiye Merkez Bankası dün yaptığı açıklamada politika faizini yüzde 9'dan yüzde 8,5'e düşürdü. Wall Street Journal'ın konuştuğu uzmanlar, bu kararın deprem sonrası yaşanacak inşaat patlaması ve düşen faizlerle birleşince rekor miktarda enflasyona neden olacağını düşünüyor
Türkiye Merkez Bankası, on binlerce kişinin ölümüne ve milyarlarca dolarlık hasara yol açan depremlerin ardından ülkenin zor durumdaki ekonomisini desteklemek amacıyla faiz oranlarını düşürdü. Merkez Bankası Perşembe günü politika faizini yüzde 9'dan yüzde 8,5'e indirerek 2020 baharından bu yana en düşük seviyeye çekti. Bu hamle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine, yetkililerin yükselen enflasyona rağmen büyümeyi desteklemek amacıyla faiz oranlarını art arda dört kez düşürdüğü 2022 yılında hızlanan bir dizi faiz indirimini devam ettirdi.
Önceki faiz indirimleri liraya yüzde 50'den fazla değer kaybettiren ve yabancı yatırımcıların ve yerli halkın ulusal para biriminden uzaklaşmasıyla enflasyonu rekor seviyelere çıkaran bir krize yol açtı. Türkiye'nin merkez bankası para birimini desteklemek amacıyla on milyarlarca dolarlık yabancı kaynağı eritti.
Bu ayın başlarında meydana gelen depremler Türkiye'nin ekonomik geleceğini daha da karmaşık hale getirdi. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) raporuna göre, depremler tahmini olarak 84 milyar dolarlık bir kayba neden oldu ve bu da 2022 yılında Türkiye'nin tüm ekonomisinin yaklaşık yüzde 10'una denk geldi. Ocak ayında yıllık bazda yaklaşık yüzde 58 artan enflasyon yüksek seyretmeye devam ederken, ekonomistler düşük faiz oranlarının ve konutların yeniden inşa edilmesiyle yaşanacak inşaat patlamasının enflasyonu daha da artırmasını bekliyor.
"Enflasyon endişe verici"
İsveç bankası Handelsbanken'de kıdemli ekonomist olan Erik Meyersson Türkiye’de alınan kararlara ilişkin "Politika söz konusu olduğunda Türkiye hakkında bildiklerimize göre, mesele gerçekten enflasyonla ilgili ve enflasyon da endişe verici. Faizleri düşürmenin ihtiyatlı bir para politikası olacağının açık olmadığı bir durum var" sözlerine kullandı.
Türkiye hükümetinin ise bu durumlarla başa çıkmak için kullanabileceği mali gücü oldukça sınırlı. Ekonomistler, Merkez Bankası'nın Ocak ayı itibariyle döviz yükümlülüklerinin varlıklarından 58 milyar dolar daha fazla olduğunu, yani net negatif rezervlere sahip olduğunu tahmin ediyor.
Türkiye'nin borçlanma maliyetleri arttı
Rusya ve petrol zengini Basra Körfezi ülkelerinden gelen para girişleri ve turizmdeki salgın sonrası sıçrama, geçen yılın sonunda Türk döviz varlıklarındaki düşüşün bir kısmını hafifletti. Ancak yeniden inşa ve acil durum tedariki için gereken ithalatın Türkiye'nin mali pozisyonu üzerinde yeni bir baskı yaratması muhtemel. Şubat 2028 vadeli Türk doları tahvilinin getirisi 6 Şubat'taki yüzde 8,835 seviyesinden yüzde 9,367'ye yükselerek ülkenin borçlanma maliyetlerinin arttığının bir işareti oldu.
"Çok daha dengesiz ve krize yatkın bir ekonomi"
Liranın değeri, depremlerden bu yana dolar karşısında değişim göstermedi. Ekonomistler liraya ciddi şekilde aşırı değer biçildiğini ve merkez bankası müdahalesi ve sermaye kontrolleri olmadan önemli ölçüde düşeceğini tahmin ediyor. Avrupa'nın ana finans şirketlerinden biri Société Générale'de stratejist olan Phoenix Kalen, "Türkiye çok daha dengesiz, kırılgan ve döviz krizine girmeye yatkın bir ekonomi elde ediyor" dedi.
Faiz indirimlerine ara bekleniyordu
Depremlerden önce yatırımcılar, Türkiye Merkez Bankası'nın bu yıl içinde yapılması beklenen genel seçimler öncesine kadar faiz indirimlerine ara vermesini bekliyordu. Erdoğan uzun zamandır çoğu ekonomistin görüş birliğinin aksine, daha düşük faiz oranlarının eninde sonunda daha düşük enflasyona yol açacağını savunuyordu. Türk yetkililer, ihracatı desteklemek ve ülkenin üretim tabanını güçlendirmek için daha zayıf bir para birimi istediklerini söylediler.
Enflasyon baskısının artması bekleniyor
Depremler, Batılı markalar için giysiden tencere, tava ve demire kadar her şeyi ihraç eden çekirdek bir sanayi bölgesini vurdu. Kalen, tarımsal altyapının da tahrip olduğunu ve bunun da gıda fiyatlarının yükselmesine yol açacağını söyledi. Depremlerin ardından, Türk hükümetinin afet yardımı ve etkilenen ailelere tazminat ödenmesi için para akıtması nedeniyle enflasyon baskılarının artması da bekleniyor. Yaşanan depremler on binlerce binayı yerle bir etti, milyonlarca insanı evlerinden etti ve mevcut konut sıkıntısını da derinleştirdi.