22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.02.2023 16:07 | Son Güncelleme: 19.02.2023 17:36

Wall Street Journal: Depremler Türkiye'nin zaten zor durumda olan ekonomisini sarstı

Wall Street Journal, deprem felaketinin bir süredir yüksek enflasyonla savaşan Türkiye ekonomisine daha da ağır geleceğini yazdı. Depremin zararının 84 milyar olduğu tahmin edilirken iş insanları, gidenlerin geri gelmeyeceğini söyleyerek bölgedeki iş gücü konusunda uyarıda bulundu
Wall Street Journal: Depremler Türkiye'nin zaten zor durumda olan ekonomisini sarstı

Geçtiğimiz hafta Türkiye ve Suriye'yi yerle bir eden depremler Türk ekonomisi üzerinde yeni baskılar yaratarak bu yıl seçime gidecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı zor durumda bıraktı. Depremler, Batılı markalar için giysiden mücevhere, tencere ve tavadan demire kadar her şeyi ihraç eden fabrikalara ev sahipliği yapan Kahramanmaraş ve Gaziantep şehirleri çevresindeki Türkiye'nin çekirdek sanayi bölgesinde bir yıkıma yol açtı. Aynı zamanda ülkenin meyve, sebze, tahıl ve tohum üreten tarımsal altyapısının bir kısmını da harap etti.

Şimdi bölge hasar görmüş ve yıkılmış sanayi tesisleriyle dolu. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun raporuna göre depremler, 2022 yılında Türkiye'nin tüm ekonomisinin yaklaşık yüzde 10'una denk gelen 84 milyar dolarlık bir kayba neden oldu. İş dünyası derneği bu tahmini, İstanbul'un bir bölümünü yerle bir eden 1999 depreminin yarattığı hasara dayanarak yaptı. 

Türkiye'de 39 binden fazla kişinin ölümüne neden olan depremler, birçok şehri boşalttı ve milyonlarca kişiyi evlerinden etti. Felaket, zaten hayat pahalılığı kriziyle sarsılan ülkede ekonomik çalkantıyı daha da derinleştirdi ve bu durum Erdoğan yönetimindeki 20 yıllık ekonomik büyümeyi bozma tehdidi yarattı. Ülkenin uzun süredir lideri olan Erdoğan, görev süresinin başlarında milyonlarca Türk vatandaşının orta sınıfa yükselmesine yardımcı oldu.

2 milyondan fazla insanı etkiledi

Türk devleti şimdi, enkaza dönüşen şehirlerin güvenli hale getirilmesi ve ülkenin büyük bir bölümüne elektrik, su ve ısıtmanın yeniden sağlanması gibi bir dizi zorlukla karşı karşıya. Depremler, iki milyondan fazla insanı ve ülkenin işgücünün bir kısmını evsiz bıraktı.

"Gidenlerin bir kısmı geri gelmeyecek"

Metal tencere üreten bir şirketin yöneticisi ve Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mikail Utlu yaşanan felaket için "Bu insanları kaybetmemek için iş ve barınma sorununu bir an önce çözmemiz gerekiyor. Gidenlerin bir kısmı geri gelmeyecek" uyarısında bulundu. Utlu, Kahramanmaraş'ta işlettiği, Türkiye içinde satılan ve Avrupa ve Orta Doğu dahil olmak üzere yaklaşık 50 ülkeye ihraç edilen tencere, tava ve diğer metal ürünleri üreten üç fabrikadan birinin önünde duruyordu. Metal pişirme kapları, parçalanmış beton ve bükülmüş metal yığınlarının üzerine saçılmıştı. 20'den fazla işçisi hayatını kaybetti. Sadece bir tesiste 6 milyon dolar zarar meydana geldiğini tahmin ediyor.

Türkiye, liranın değerinin yarısından fazlasını kaybetmesine neden olan ve Ekim ayında yüzde 85'e ulaşan rekor enflasyona neden olan bir döviz kriziyle sarsıldığı için toparlanmanın bedelini ödemesi zor olacak. Rusya ve petrol zengini Basra Körfezi ülkelerinden gelen para girişleri ve turizmdeki salgın sonrası sıçrama, Türk döviz varlıklarındaki düşüşün bir kısmını hafifletti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümeti, yüksek enflasyona rağmen faiz oranlarını düşürerek alışılmışın dışında bir strateji izledi; bu hamlenin büyümeyi, özellikle de daha zayıf bir ulusal para biriminden yararlanan ihracatı teşvik edeceğini söyledi. Bu faiz indirimleri 2021'in sonlarında liranın çöküşünü tetikledi. 

Ekonomistlere göre, yatırımcılar ve sıradan insanlar lirayı satarken, Türk Merkez Bankası geçen yıl para birimini desteklemek için 100 milyar dolardan fazla para harcadı ve bu da ülkenin bazı ekonomistlere göre zaten net negatif olan dış varlıklarını zorladı.

Depremler, Mayıs ayında beklenen seçimlerde Erdoğan'ın karşı karşıya olduğu siyasi baskıları da arttırdı. Türkiye'de 1999 depreminin ardından iktidara gelen Cumhurbaşkanı, bu yılki felakete hükümetin verdiği ilk tepkinin yavaş ve düzensiz olması nedeniyle kamuoyunun tepkisiyle de karşı karşıya. Erdoğan şimdi de deprem nedeniyle evinden olan herkes için bir yıl içinde yeniden konut inşa etme sözü verdi. Hükümet bu hafta yaptığı açıklamada, Türk halkının, devlet kurumlarının ve işletmelerinin AFAD ve Türk Kızılayı için ayrılan bir fona yaklaşık 6 milyar dolara eşdeğer 115 milyar Türk lirası bağışladığını söyledi. Buna Türkiye Merkez Bankası'nın 30 milyar lirası da dahil. Dünya Bankası geçen hafta 1.78 milyar dolarlık bir yardım daha açıkladı. Ekonomistler, depremin Türkiye'nin mali durumunu daha da zorlayacağını ve hükümeti liranın daha da düşmesine izin vermeye ya da ödemeler dengesi krizi riskiyle karşı karşıya bırakacağını söylüyor.

"Sürdürülebilir olmayan bir şeyi sürdürmeye çalışıyorlar"

Pensilvanya'da Wharton School Üniversitesi'nde profesör olan ve şu anda bir Türk muhalefet partisinde yetkili olan Bilge Yılmaz, "Daha önce seçimi kazanmak için sisteme para pompalıyorlardı. Şimdi bu paranın bir kısmı depreme yönlendirilecek. Karşılaştıkları zorluk, deprem olmadan sürdürülebilir olmayan bir şeyi sürdürmeye çalışıyor olmaları" yorumunu yaptı. Bazı Türk iş sahipleri de hükümetin ülkeyi bir yıl içinde yeniden inşa etme planına şüpheyle yaklaşıyor.

Kahramanmaraş yakınlarındaki Pazarcık kasabasında ihracat için karton ambalaj üreten küçük bir şirketin müdürü olan 50 yaşındaki İsmail Dizdek, "Bu sadece bir il değil. Çok büyük bir bölge ve ülkenin kaynaklarının ne kadar olduğu da ortada" yorumunu yaptı.

Kahramanmaraş toparlanamayabilir

Deprem, Erdoğan'ın ekonomik vizyonunun merkezinde yer alan bir bölgesini vurdu; Türkiye'nin güneyindeki dağlarda küçük bir şehir olan Kahramanmaraş'ın çevresi, hazır giyimden boyaya kadar her şeyi üreten fabrikalarıyla bir sanayi merkeziydi ve bölgenin dört bir yanından insanlar çalışmak için buraya çekiyordu. Şimdi ise şehir merkezinin büyük bir kısmı moloz yığınına dönmüş durumda ve şehrin dışındaki sanayi sitelerinin çoğu da harabeye döndü.

"Arabamda uyuyorum"

Dizdek, bir iç duvarın çöktüğü ve ofis binasının duvarlarının çatladığı fabrikasının dışındaki bahçede derme çatma bir çadırda oturuyordu. Elektrik yoktu ve kağıdı kartona dönüştüren devasa makinelerin hala çalışıp çalışmadığını kontrol etmesi imkansızdı. Dizdek yaşadığı durumla ilgili "Burada geceler çok soğuk. Arabamda uyuyorum" dedi.

"İşletmelerimizin hepsi çöktü"

Ülke çapında şubeleri ve şehirde 2 binden fazla çalışanı bulunan ulusal dondurma zinciri Mado'nun Kahramanmaraş'taki fabrikası çok ağır hasar aldı. Tesis amonyak sızdırıyor ve etrafa rahatsız edici zehirli bir koku yayıyor. Şirketin sahiplerinden Atilla Kanbur, Mado'nun yaşadığı durumu "Şehirdeki işletmelerimizin hepsi çöktü. Bu tesis şu anda kullanılamaz durumda. Düşünün, bunlar hala ayakta olan fabrikalar ve çok ağır hasar görmüş durumdalar" şeklinde anlattı.