Fransa'da Merkez çöküyor, Macron altında kalıyor
Pazar günü yapılan genel seçimlerin ilk turunda aşırı sağın karşısında yeniden hezimete uğrayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un merkezci partisinin geleceği tehlikede. Peki Macron bu noktaya nasıl geldi?
Roger Cohen / The New York Times
Fransa'da bir dönem sona erdi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yedi yıllık ulusal siyaset hakimiyeti, Pazar günü yapılan parlamento seçimlerinin ilk turunda partisinin ezici bir yenilgiye uğramasıyla son buldu. Macron, erken seçim çağrısı yaparak parlamentoyu feshetmekle kalmadı, "Macronizm" olarak bilinen merkezci hareketi de fiilen dağıttı.
Aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN), oyların üçte birini kazanarak Pazar günü yapılacak ikinci turda mutlak çoğunluğu elde edeceğini garanti etmedi, ancak muhtemelen buna yaklaşacak. Buna rağmen seçim çağrısı yaparak her şeyi riske atan Macron, partisinin şu anda sahip olduğu sandalyelerin belki de üçte birinden fazlasına sahip olamayarak kendini ve destekçilerini zor durumda bıraktı.
Macron 2017'den beri süren siyasi yapıya son verdi
Macron'un eski başbakanlarından Édouard Philippe, "Ulusal Meclis'in feshedilmesi kararı, aslında 2017'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ortaya çıkan siyasi yapılanmaya son vermiştir" dedi.
2017 yılında, o zamanlar 39 yaşında olan Macron, Fransa'da 2017'de yapılan son cumhurbaşkanı seçiminde Macron büyük başarı sağlayarak geleneksel sağ ve sol partilere tarihi hezimet yaşattı. Sonrasında merkez sol Sosyalist Parti'nin (PS) etkisi siyasi arenada ciddi şekilde azaldı. Ancak zamanla Macron güvenilir bir ılımlı siyasi parti kurmayı başaramayınca, sonuç tek bir adam ve sağ ve solun aşırı uçlarına karşı duran daralan bir müttefik çemberi oldu.
Macron'un zaman zaman işine yarayan bu duruşun ilk tur seçimlerde çöktüğü görüldü.
Macron'un manevra alanı kalmadı
Paris'teki Sciences Po Üniversitesi'nde kıdemli bir araştırma görevlisi olan Luc Rouban, Macron'un merkezci hareketi için "İşleri bitti" dedi ve ekledi: "Onlar için herhangi bir manevra alanı görmüyorum"
Fransa, İtalya ya da Belçika'nın aksine, uzun süreler boyunca atanmış bir hükümet olmadan belirsizlik içinde yaşama kültürüne sahip değil. Ancak bu olasılık şimdi beliriyor.
Rahatsız edici ortaklık
Ulusal Birlik mutlak çoğunluğu kazanırsa, Macron neredeyse kesin olarak Le Pen'in himayesindeki 28 yaşındaki Jordan Bardella ile başbakan olarak yaşamak zorunda kalacak ve karşıt görüşlere sahip olan Macron ve Bardella, kendilerini rahatsız edici bir ortaklık içinde bulacaklar.
Ulusal Birlik'te böyle bir çoğunluk sağlanamazsa da Macron için ortalık gül bahçesi olmayacak ve Macron, Meclis'te kendisine içten içe karşı olan çok büyük bir aşırı sağ grup ve büyük bir sol ve aşırı sol ittifakla karşı karşıya kalacak. Macron'un nasıl bir hükümet koalisyonu kuracağı da belirsiz. Tek olasılık, Fransız Anayasası'nın bir yıl sonra Meclis'in yeniden feshine izin vereceği zamana kadar teknokratlar tarafından yönetilecek bir tür geçici hükümet olabilir.
Franceinfo tarafından yapılan sonuç analizine göre, Ulusal Birlik ve müttefikleri 480'den fazla bölgede ikinci tur oylamaya katılmaya hak kazandı ve bunların 297'sinde birinci oldu ya da doğrudan seçildi. Buna karşın Macron'un merkezci koalisyonu, 2022'den bu yana sahip olduğu 250 sandalyenin çoğunu kaybetmek üzere. 319 bölgede ikinci tura katılmaya hak kazanan Macron, bunların sadece 69'unda birinci oldu ya da doğrudan seçildi. Bir partinin Meclis'te mutlak çoğunluğa sahip olabilmesi için 289 sandalyeye ihtiyacı var.
Yarıştan çekilen adaylar
Macron'un Rönesans partisi, adaylarını ilk turda üçüncü sırada bitirdikleri bazı seçim bölgesi yarışlarından çekilmeye çağırdı. Amaç oyların bölünmesini önlemek ve böylece aşırı sağın mutlak çoğunluğu kazanmasını engellemek.
Görev süresi sınırlı olan ve 2027'de görevi bırakması gereken Macron, cumhurbaşkanı olarak kalacak ve Bardella'nın başbakan olması halinde, kendisini göçmenleri ikinci sınıf gören aşırı sağa karşı ayakta kalan bir kale olarak gösterecek.
Yetkileri daha kısıtlı olacak
Ancak Macron'un iç politikadaki yetkisi sınırlı olacak ve uluslararası sahnedeki sesi azalacak. Bu noktada özellikle de Ulusal Birlik'in Avrupa Birliği konusunda, gücü Brüksel'den ulusa döndürmek için elinden geleni yapacağı da kesin. Macron, bugüne dek "Avrupa gücü" olarak adlandırdığı AB'nin ateşli bir savunucusu oldu.
Önceliklerin değiştiği sinyali
Hem Le Pen'in hem de Bardella'nın Pazar günkü zafer konuşmalarını, başbakanlık konutu Hôtel de Matignon ve Élysée Sarayı da dahil olmak üzere Fransa'daki her belediye binası ve hükümet binasında asılı olan mavi ve altın renkli Avrupa Birliği bayrağı yerine Fransız bayrağı fonunda yapmayı tercih etmeleri dikkat çekiciydi. Uluslararası önceliklerin değişmekte olduğu mesajı açıktı.
Macron'un hesap hatası
Peki, Macron neden seçim çağrısı yaptı?
Macron'un özellikle de ılımlı sosyalistler ile Mélenchon'un France Unbowed'u (Boyun Eğmeyen Fransa) arasında bölüneceğini ve kendi partisinin ikinci tura kalma şansını arttıracağını düşündüğü noktada yanlış hesap yaptığı açık. Bu bölünme hiçbir zaman gerçekleşmedi. Aksine, bu sol partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi koalisyonu Macron'un %20.04'üne karşılık oyların %27.99'unu alarak Macron'u sarstı.
İkinci bir yanlış hesap ise Macron'un yedi yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine yönelik düşmanlık giderek artarken hala birleştirici bir figür olabileceğine inanmasıydı. Aşırı uçlara karşı Macron, Cumhuriyeti ve onun değerlerini temsil etmek istedi. Çok az sayıda seçmen buna ikna oldu.
© 2024 The New York Times Company