Başka bir hayat mümkündü! 

Tüm dünyada beklenmedik şekilde hit filme dönüşen Everything Everywhere All at Once (Her Şey Her Yerde Aynı Anda), içimize de kulak vermemizi söylüyor

Gündelik düzenimiz içinde irili ufaklı pek çok karar alıyoruz. Bu kararlar hem kendi hayat çizgimizde hem de sevdiklerimizinkinde bazen büyük, bazen küçük değişikliklere yol açıyor. Peki seçmediğimiz diğer yollar ya kendi kendine başka bir evrene yol açıyorsa? Biz de bu evrenler arasındaki kendilerimizle zaman zaman iletişim kurabiliyor olsak? Üstelik bunu en sıkıştığımız zamanların birinde fark etsek... 

Bir çamaşırhaneyi zorla ayakta tutmaya çalışan Evelyn’in (muhteşem Michelle Yeoh) vergi dairesiyle ciddi sorunları var. Bunama belirtileri gösteren aksi babasıyla da uğraşıyor. Kocası Waymond’u pek çok açıdan pasif buluyor, bazı pişmanlıklarından onu sorumlu tutuyor. Genç kızı Joy’un eş cinselliğine saygı duyduğunu sık sık dile getirse de birçok başka özelliğine karşı katı bir duruş sergiliyor. 

Benden içeri benler

Evelyn için muhasebe zamanı tam da vergi dairesindeki hesap uzmanının karşısına geldiği zaman başlıyor. İnsanın kendiyle yüzleşmesi zordur ama Evelyn yüzlerce evrende yüzlerce ‘kendi’yle aynı bedende, aynı anda tanışıyor! Yaşadığı tecrübeyi düşünebiliyor musunuz? 

Onu bu durumdan haberdar eden, kendisinin dövüş sanatları ustası ‘versiyonu’ Waymond. Yine Waymond sayesinde kendi evreninde bilim insanı olmuş olan Evelyn’i tanıyor. Evelyn’in geliştirdiği, paralel benliklerle iletişim kurulmasını sağlayan teknolojiyle tanışıyor. Ardından da düşmanını, bütün evrenlere girip çıkabilen ve her evrendeki Evelyn’leri tek tek temizleyen çok güçlü ve tehlikeli Jobu Tupaki’yle karşılaşıyor. Bu düşman aslında Evelyn’in de çok yakından tanıdığı biri! 

Aile içi ilişkiler

Her Şey Her Yerde Aynı Anda aile içi iletişim meselesine farklı bir yaklaşımla kafa yoruyor. Evelyn’in kendi hatalarıyla ve hoşgörüsüz ebeveynliğiyle tanışması üzerine evriltilmiş ve bir dolu parlak, şaşırtıcı fikri bilim kurgu/fantastik hikayenin içine gizliyor. 

Waymond’un bir sahnede Evelyn’e “Binlerce Evelyn’le tanıştım, hiçbir Evelyn senin gibi değildi! Tamamlanmamış bir sürü amacın, kovalamadığın bir sürü hayalin var. Sen aslında kendinin en kötü halini yaşıyorsun” dediği sahne filmin bütün izleyenlerini kendine bakmaya yönlendiriyor. Yaptığımız seçimlerin alternatiflerini görebilseydik, hatta o alternatiflerdeki kendilerimizi bir parça deneyimleyebilseydik her şey çok farklı olabilirdi... 

Evelyn’in yaşadığı tüm savrulmaları biz de tecrübe ediyoruz. Aslında Evelyn nefes nefese akan aksiyonun içinde, kızına karşı gösterdiği o küçümseyici ve otoriter tarafıyla karşılaşıyor sürekli. 

Yine böyle ‘kafası kırık’ işlerden Swiss Army Man ile çıkış yapan yönetmen ikilisi Dan Kwan ve Daniel Scheinert’ın artık “yeni filmleri merakla beklenenler” kulübüne girdiklerini rahatça söyleyebiliriz…

Hangi banka emekliye ne kadar promosyon veriyor? Bugün başlıyor: Hangi banka emekliye ne kadar promosyon verecek? Sigaraya bu kez indirim geldi 500 bin liranın aylık getirisi ne kadar? Oscar’ın en büyük hayal kırıklığı Önce çıplak çıktı sonra toga giydi