Biraz cesaret ve ‘ıssız-sessiz-temiz’ denizlere merhaba

Mavi yolculuk rotalarında inanılmaz bir kalabalık ve deniz kültürüyle bağdaşmayan nice kabalık yaşanıyor. Peki denizler o kadar sığ ve küçük mü? Bu dertten kurtulmak imkansız mı? Tabii ki değil. Denizlerimizde bir dert varsa, uzak durmak için de binbir çözüm var. Yeter ki, karar verin, niyet edin, biraz medeniyetten uzaklaşmaya cesaret edin. İşte size mavi yolculuk körfezlerimizdeki ıssız, sessiz ve temiz koylar için küçük bir liste. Devamını her denizci kendi keşfetmeli…

Her yıl denize açılanlar ve bu yıl açılacaklar hayli dertli ve şikayetçi. Neden mi? Deniz kıyısındaki tesislerin, hizmetin, yemeklerin fiyatlarından; küçük koylardaki kalabalıktan, deniz kültürüyle bağdaşmayan kabalıklardan; gürültüden, denize saçılan sabun köpüğü-bulaşık artığından…

Peki denizler bu kadar küçük mü? Bu kalabalık ve kabalıkla birlikte yaşamak mecburi mi?

Hayır. Tabii ki hâlâ bakir, hâlâ ıssız, sessiz, temiz denizlerimiz var. Hem de çok.

Hisarönü Hurmalı Bük

Belki biraz açık denizin soluğanı ile tekneniz sallanır, belki sabah 10 dakika mesafede bir marketten domates satın alma imkanı bulamazsınız. Ama şu garantidir: Sabah denizin kıyıdaki çakıllara dokunmasıyla çıkan fısıltılar ve kuş sesleriyle uyanacaksınız. Gözlerinizi bile ovuşturmaya gerek kalmaksızın tertemiz bir denize atlayacak ve uykuya denizin içinde son vereceksiniz.
Bunun için tek gereken şey de biraz cesaret.

Göcek’ten, Hisarönü’nden dışarıya çıkalım

Evet, özellikle deniz yaşamında fazla deneyimi olmayanlar Hisarönü, Göcek koylarının güvenliğini ve o kıyıların imkanlarını, kolay yaşamını çok seviyorlar. Düşünsenize, sabah kalkıyorsunuz biraz sonra bir sürat teknesi yanaşıyor “Kruvasan mı, simit mi istersiniz?” diye soruyor. Öğlene doğru ayak masajı yapan Tay kızları taşıyan tekne yanaşıyor ve az ötesinde büyük bir süpermarket gemisi görünüyor. Akşamüstü ise midye dolma ya da suşi-saşimi tablası uzatan bir kayık teknenize yanaşıyor.

Kaş Ufakdere Koyu

Eh, bu lüks yaşamın tabii ki bir bedeli de var.

Deniz biraz kalabalık, bir hayli kirli; çevrede hiç bitmeyen bir jeneratör gürültüsü ve akşamüstü parti-disko gümbürtüsü… Denizde yüzmeye kalktığınızda çevrenizde vızıldayan sürat-servis botları, jet-ski’ler ve küçük koylarımızın yeni havalı oyuncakları, deniz kaykayları-motorları; yani hoverboards, flyboards, seascooters…
Zaman zaman tehlikeli de olabilen bu yeni deniz yaşamı standartlarından geçmişin güvenli sularına dönmek için yapmanız gereken tek şey ise bu tanıdık, güvenli ve moda mavi yolculuk koylarından dışarıya adım atmak…

Peki nereye?

Hisarönü’nde sürprizler

Gelin son yılların en gözde mavi yolculuk alanı Hisarönü Körfezi’nden birkaç örnekle konuya girelim.
Mesela neden bu koca körfezde herkes Dirsek Bükü, Kocabahçe, Selimiye, Bencik, Emel Sayın (İnbükü), Kurucabük (Aktur) gibi bilindik ve çok kalabalık koylarda bir yer bulmaya çalışır?
Bıraktım Datça yakınlarındaki Sarı Liman, Perili Köşk ya da daha batıdaki Hayıt Bükü, Palamutbükü seçeneklerini… Datça Yarımadası’nın ve körfezin ortasındaki Günlücek Bükleri, mesela Dimitri, az doğusunda Hurmalı gibi ıssız koylar her ay ve her gün yukarıda saydığım moda konaklama noktalarına göre çok daha sakin ve huzurludur.

Gökova Çanak Koyu

Diyelim ki, bölgede 1-2 hafta geziyoruz… Hisarönü’nden Yeşilova Körfezi’ne geçelim. Çok basit bir örnek, sezon ortasında herkes Adaboğazı’nda güzel bir yer kapmak için çılgınca çaba sarf ediyor.

500 metre doğusunda, haritalarda Datbükü olarak geçen, yerli kaptanların Çomçalık diye andığı, 20-30 teknenin birbirinin nefesini duymadan konaklayabileceği, denizi temiz, trafiği az bir bölge var. Amatör denizciler, neden bu bölgeyi sadece Bozburunlu gulet kaptanlarının kullanımına bırakırlar, anlamak mümkün değil…

Marmaris’te güçlük, Göcek’te şaşırtmaca

Tuhaf ama gerçek… Aslında en sakin mavi yolculuk bölgesi olan Marmaris Körfezi’nde ıssız-sessiz gizli koy sayısı oldukça az. Belki en iyi seçenek Çiftlik’in 4.5 mil güneyindeki Armelle isimli koskoca koy. Zaten yerel denizciler Kocakoy diye anarlar. İçinde Kayalı Koy ve Kumburnu Koyları isminde 2 gizli muhteşem doğa sığınağı vardır. Özellikle Kayalı Koy’da deniz de doğa da inanılmaz etkileyicidir. Batı köşesinde konforlu bir şekilde alargada durulabilir. Tek sorun meltemin azdığı günler kayalık yamaçlarından hayli sert rüzgar sağanakları indirir. Bir de not: Armelle’nin 1.5 mil güneyinde de Arap Adası isimli bir sığınağımız var. Denizi rahatlıkla Türkiye’nin ilk 5’ine girer.

Göcek’te ıssızlık-sessizlik biraz zor. En iyi ihtimal Dargeçit’ten dışarı çıkıp Kurtoğlu Burnu’na doğru uzanan Dış Göbün, Çukurbük, Körmen, Büyük Ağa gibi Fethiye Körfezi’nin batı yakasındaki koylarda şansınızı denemek. Ancak gerçekçi olmak gerekirse kalabalık yaz aylarında sizinle birlikte bu kıyı şeridinde şansını deneyen en aşağı 100-200 tekne olacaktır…

Ama mesela Göcek’ten Fethiye Körfezi’nin karşı kıyısına, doğuya geçtiniz. Hillside’ın az ötesinde Kalemiye Koyu’nun kuytularına bir göz atın. Sakin bir güne denk gelirseniz denizin tadına doyum olmaz. Olmadı, Turunç Pınarı Koyu’na girin, lacivert denizin keyfini birkaç gün yaşayın. Turunç Pınarı’nda mavi kıyılarımızın en havalı-pahalı tesislerinden biri var. Ama o koya demirlediniz diye her gece kıyıya çıkmak zorunda değilsiniz. Teknenizde kendi yemeğinizi pişirebilirsiniz.

En iyisi biraz uzaklaşalım

İşin doğrusu, denizde huzur arayışındaysanız en iyisi Kekova’ya doğru yola çıkmak. Henüz turistik tesis patlaması yaşanmamışken bu kıyıların keyfini iyice çıkarmakta fayda var.

Bu kıyılar Kalkan’da başlar. Mesela Kalkan’ın hemen yanı başındaki muhteşem durağımız Yeşilköy (Pırnaz) Koyu’nun 4-5 yıldızlı otellerle kaplanması bence an meselesi. Ama asıl yol boyu harikaları Kaş-Kekova arasında.

Mesela Kaş’tan Kekova’ya giderken, Ufakdere’yi duydunuz mu? Haritalarda Ufakdere Koyu olarak geçiyor. Fotoğraflarına bakınca çarpılmamak elde değil. Ama daha da ilginç olan nokta şu ki, Kaş-Kekova yolunda buna benzer 3-4 gizli sığınak daha var. Yarılgan, Yağlıca, İnönü, Aperlai… Bunların tümü hâlâ doğa ile tamamen baş başa kalabileceğiniz gizli duraklar.

Kekova’ya bir kez girdiğinizde de 8-10 muhteşem mola noktamıza 10’ar dakika mesafedesiniz demektir. Batıda Sıçak Koyu, doğuda Gökkaya Limanı; arada Kocakarı, Kum İskelesi, Hamidiye, Tersane Koyları…
Diyelim ki, Kekova’nın dışına açık deniz tarafına çıktınız Eğri Liman ayrı bir hazine, Karaloz Koyu dünyada eşi benzeri olmayan bir coğrafya harikası.

Filmi başa saralım: Gökova’ya çıkalım

Mavi yolculuk eğer bir filmse, başrollerini Cevat Şakir ve Azra Erhat’ın paylaşacağı bu filmin açılış ve kapanış sahnelerinin Gökova’da çekilmesi kaçınılmazdır. Gökova hâlâ ıssız ve sessiz... Ya da şöyle diyelim: Gökova’nın kuytusu, gizlisi boldur. Örnek çok…

Diyelim ki İngiliz Limanı ünlüdür, müşterisi boldur, hele ki gulet ziyaret günleri olan salı, çarşamba, perşembe iğne atsanız yere düşürmeyecek kalabalık olur. İyi hoş da İngiliz Limanı’nın hemen karşısındaki Defnelibük hem sakindir hem de ikinci Okluk denebilecek kadar güzeldir.

Gökova’nın kuzey kıyılarındaki en güzel deniz koca Akbük Koyu… Öyle kocamandır ki, neredeyse tüm Gökova teknelerini aynı anda ağırlayabilir. Ama bu kadar çok tekneyi aynı koya doldurursanız ille de bir münasebetsiz çıkacak ve gürültü yapacaktır. Zaten Akbük’te kara tesisleri öyle bir müzik yayını yaparlar ki, denizdeki bir ya da birkaç münasebetsizin gürültülerini duyurabilmeleri mümkün değildir. Peki ıssızlık arıyoruz değil mi? O zaman çare çok. En iyi çare de her zaman olduğu gibi biraz açılmak. Akbük’ün batı kıyılarını oluşturan burnun ismi tuhaf ama Karaburun. İşte o Karaburun’un en ucunda melteme kapalı müthiş güzel bir koyumuz var. Bir ikinci alternatif Karaburun’un arkasında, yani batı yönünde Akbük’e hemen bitişik bir koy daha var. Bodrumlu gulet kaptanlarının çok sevdiği ve kendilerine sakladıkları bu koyun adı da Göktepe Bükü.

Evet, Gökova’nın gizli koyları, sessiz bükleri, say say bitmez. Cevat Şakir bu coğrafyayı anlatırken şöyle diyor zaten:

“Girinti ve çıkıntılarıyla akıl erdirilemeyecek sırlar ve sürprizler saklayan Gökova Körfezi’nin şu ünlü ‘altmış altı bükü’... Büklerin sayısı sözümona altmış altı idi. Ama her koyun içindeki daha küçük koylar ve onların koynunda gizlenen bir sürü yavru bükler hesaba katılacak olursa... Bükler altmış altı değil, altı yüzü bile geçiyordu...”

Elbet bizim kısmetimize de ıssız, sessiz ve temiz bir bük düşecektir.

Hangi banka emekliye ne kadar promosyon veriyor? Bugün başlıyor: Hangi banka emekliye ne kadar promosyon verecek? Sigaraya bu kez indirim geldi 500 bin liranın aylık getirisi ne kadar? İsrailli bakandan Türkiye tepkisi Murat Ülker Patiswiss krizini değerlendirdi