Blonde'taki kürtaj sahneleri ABD'deki tartışmaları alevlendirdi
Blonde filmine tepkiler büyüyor. ABD'de Roe v. Wade kararını iptal etmesinin yankıları hala sürerken filmde yer alan kürtaj sahnelerinin, kürtaj karşıtı propagandaları desteklediği öne sürüldü. Diğer yandan yazar Mihcelle Vogel, Monroe'nun kürtaj yaptırdığına dair kanıt olmadığını söyledi
Dikkat: Bu haber filme dair spoiler* niteliği taşıyacak bilgiler içermektedir.
Netflix'in kurgusallaştırılmış Marilyn Monroe biyografisi Blonde, Monroe'nun karakterini çarpıtan tasviri nedeniyle çok sayıda kişi tarafından eleştirildi. Filmin, kürtaj gibi önemli bir şeyi yanlış işlediğini söyleyenler de var.
Film, Monroe'nun iki kez zorla yasadışı kürtaj yaptırmasını gözler önüne seriyor. Bilgisayarla canlıymış havası verilen bir fetüs ile diyalog kuruyor ve filmin ilerleyen sahnelerinde bu fetüsü düşürüyor. Ana de Armas tarafından seslendirilen fetüs, Monroe’ya “Bu kez bana zarar vermeyeceksin, değil mi?” diye soruyor.
Kürtaj hakkı aktivistleri, Joyce Carol Oates'in 2000 tarihli romanından esinlenilen sahnelerin kürtaj karşıtı propagandayı kuvvetlendirdiğini belirtiyor. Planned Parenthood Federation of America'nın (Amerika Planlı Ebeveynlik Federasyonu) ulusal sanat ve eğlence bölümü yöneticisi Caren Spruch, Washington Post’a yaptığı açıklamada fetüsün ve hamileliğin tıbbi açıdan yanlış tanımlarının, kürtaj işleminin etrafındaki stigmayı güçlendirdiğini söyledi.
Spruch filmin, ileri bilgisayar teknolojileri kullanılarak gelişimini tamamlamış bir bebek gibi görünecek şekilde resmedilen ve konuşan bir fetüs aracılığıyla kürtaj karşıtlığı savunucularının mesajını desteklediğini ilk olarak Holywood Reporter tarafından yayınlanan bir açıklamada paylaştı.
ABD'li kadınların üçte biri kürtaja erişemiyor
Blonde filminin yayınlanması ve bunu takip eden eleştiriler, Yüksek Mahkeme'nin Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık elli yıl boyunca kürtaja erişimi koruyan Roe v. Wade'i yürürlükten kaldırmasından yaklaşık üç ay sonra oldu. Karar, birçok eyalette kürtajın yasaklanmasına sebep oldu. Artık Amerikalı kadınların yaklaşık üçte biri yaşadıkları yerlerde kürtaja erişim sağlayamıyor.
Filmin yönetmeni Andrew Dominik, USA Today'e yaptığı bir açıklamada eleştirilerin rastlantılardan kaynaklandığını söyledi. Dominik, “Bunlar, filme kendilerine ait belli önyargıların veya yaymak istedikleri bir gündemin merceğinden bakan insanlar. Bu konunun Roe v. Wade ile herhangi bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum” ifadesinde bulundu.
Dominik’e göre film 2008’de çıksaydı, kimse bunun hakkında konuşmazdı. Önümüzdeki 10 yıl içinde çıkacak olsaydı da yine kimse umursamazdı. Dominik insanların, özgürlüklerinin ellerinden alındığı fikrine tepki gösterdiğini söylüyor.
San Francisco’daki California Üniversitesi’nde üreme sağlığı alanında araştırmalar yapan Steph Herold, filmlerdeki ve televizyon programlarındaki kürtaj tasvirini inceliyor. Herold, The Post’a yaptığı bir açıklamada son yüzyılda ekranlarda yayınlanan yaklaşık 500 kürtaj tasvirinin birçoğunu izlediğini söyledi.
"Gördüklerimin en kötüsü değil"
Herold, son on yılda filmlerde ve televizyon programlarında yer verilen kürtaj tasvirlerinin arttığını ve kürtaj işleminin ne kadar doğru bir şekilde resmedildiğine etki ettiklerini belirtti. Blonde filminin, gördüğü en kötü kürtaj temsili olmadığını ancak tasvirleri yine de sorunlu bulduğunu ekledi. Herold, “Monroe’nun ilk kez kürtaj olduğu sahnede karakter sterilize edilmiş bir odada ameliyat masasında yatıyor ve bu durum, kürtajın ciddi bir cerrahi vaka olduğu düşüncesini güçlendiriyor" dedi.
Günümüzde ise kürtaj işlemi genellikle polikliniklerde gerçekleşiyor. Üreme hakları örgütü olan Guttmacher Enstitüsü’ne göre 2020’de Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen kürtajların yarısından çoğunda kürtaj hapları kullanıldı.
Herold, Monroe’nun karakterinin bir çocuk sesiyle konuşan fetüs ile diyalog kurduğu sahnenin fetüsü gerçek bir kişi haline getirdiğini söylüyor. Bunun yanı sıra hiç de gerçekçi olmayan bir şekilde gelişmiş bulunan fetüsün yakın plan çekiminin, odağı hamile bir kadın olan Monroe’dan kendi üzerine çektiğini belirtiyor. Herold, “Onu sadece kürtaj karşıtı propaganda filmlerinde gördüğüm gibi tamamıyla çocuklaştırdı. Özellikle de bu filmin platform ve ana akım kalitesi göz önünde bulundurulduğunda bir hayli şok oldum” ifadesinde bulundu.
Kürtaj yaptırdığına dair kanıt yok
Herold’a göre Monroe'nun kürtaj yaptırıp yaptırmadığı belirsiz. Marilyn Monroe: Her Films, Her Life kitabının yazarı Michelle Vogel, USA Today’e Monroe’nun düşükleri iyi bir şekilde belgelenmiş olmasına rağmen oyuncunun zoraki işlemler yaptırması şöyle dursun kürtaj yaptırdığına dair hiçbir kanıtın olmadığını söyledi. Vogel, gazeteye verdiği demeçte “Hamileliğin sona erdirilmesi ile ilgili herhangi bir konuşma, bizim için bir varsayımdır. Marilyn çocukları severdi ve anne olmayı çok istedi. Ne yazık ki hiçbir bebeğini doğum anına kadar karnında taşıyamadı” açıklamasında bulundu.
*Spoiler: Bir eserin konusu veya detayları hakkında bilgi veren; eser okunmadan, dinlenmeden veya izlenmeden önce öğrenilmesi durumunda alıcının eser ile ilgili düşüncelerini veya alacağı hazzı etkileyebilecek açıklama veya ipucu.